Kadir Has Üniversitesi Türkiye Çalışmaları Merkezi tarafından 2011 yılından bu yana gerçekleştirilen, "Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırması"nın 2017 yılı sonuçları açıklandı.
Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aydın, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman ile Prof. Dr. Osman Zaim, İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölüm Başkanı Prof. Dr. Banu Baybars Hawks ve Türkiye Çalışmaları Merkezi Müdürü Dr. Cihan Dizdaroğlu'ndan oluşan bir ekip tarafından gerçekleştirilen araştırmanın ayrıntıları düzenlenen basın toplantısıyla paylaşıldı.
NE ZAMAN, KAÇ İLDE GERÇEKLEŞTİRİLDİ?
11 Aralık 2017 ve 7 Ocak 2018 tarihleri arasında Türkiye nüfusunun genel temsiliyetine sahip 26 kent merkezinde ikamet eden, 18 yaş ve üzeri bin kişi ile yüz yüze görüşülerek gerçekleştirilen "Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırması" siyaset, ekonomik gelişmeler, toplumsal ilişkiler, Türkiye ve uluslararası gündem konularına odaklanıyor.
İşte sonuçlar:
TERÖR, BİRİNCİ SIRADA
2016'da yüzde 35'lik oranla en önemli sorun olarak görülen terör, bu yıl yüzde 29'a gerilese de, hala ülkenin en önemli sorunu olarak birinci sırada yer aldı.
TÜRKİYE'NİN EN ÖNEMLİ İKİNCİ SORUNU: FETÖ
2015 yılında sadece yüzde 1,3'lük bir kesimin sorun olarak nitelendirdiği FETÖ ise 2016'da yüzde 25'e yükselerek Türkiye'nin en önemli ikinci sorunu haline geldi. Bu oran 2017 sonuçlarına göre yüzde 18'le ikinci sıradaki en önemli sorun olmaya devam ediyor.
İŞSİZLİK ve HAYAT PAHALILIĞI
"Türkiye'nin en önemli sorunu nedir?" sorusuna "işsizlik" yanıtını verenler yüzde 10,5'ten bu sene yüzde 17'ye; "hayat pahalılığı" yanıtını verenler ise yüzde 9,8'den yüzde 13,2'ye yükseldi.
TERÖR ve İŞSİZLİK SORUNLARININ BÖGLESEL DAĞILIMI
Öte yandan, coğrafi olarak bakıldığında Marmara, Karadeniz ve İç Anadolu'da en önemli sorun olarak terör görülürken, Ege, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde işsizlik en önemli sorun oldu. Araştırmaya göre hükümetin ekonomi politikalarını başarılı bulanların oranında ise artış görüldü. 2016'da ekonomi politikalarını başarılı bulanlar yüzde 38,7 iken, oran bu yıl yüzde 47,7'ye yükseldi.
DIŞ POLİTİKA'YI BAŞARILI BULUYOR MUSUNUZ?
Hükümetin dış politikasını başarılı bulanların oranı yüzde 35,2'den yüzde 45,9'a yükseldi.
AVRUPA BİRLİĞİ'NE GİRMELİ MİYİZ?
Halkın Avrupa Birliği üyeliğini destekleme oranı 2014'te yüzde 71,4, 2015'te yüzde 65,1 ve 2016'da yüzde 45,7 olarak gözlemlenmişti. 3 yıl devam eden düşüş eğilimi, bu yıl yükselişe geçti ve halkın Türkiye'nin AB üyeliğini destekleme oranı yüzde 57,8 olarak gerçekleşti.
TÜRKİYE'NİN NATO ÜYELİĞİ DEVAM ETMELİ Mİ?
Benzer şekilde, Türk halkının yüzde 43,6'lık kesimi Türkiye'nin AB ile müzakerelere devam etmesini desteklerken; NATO üyeliğinin devam etmesini destekleyenlerin oranı da yüzde 59,2 olarak tespit edildi.
HÜKÜMETİN SURİYE POLİTİKASINI BAŞARILI BULUYOR MUSUNUZ?
Hükümetin Suriye politikasını başarılı bulanların oranı geçen yıl yüzde 29,5'ten yüzde 32,3'e, bu yıl da yüzde 38,5'e yükseldi. Türkiye'nin terörle mücadele kapsamında sınır ötesi operasyonlar gerçekleştirmesine, yabancı ülkelerde asker bulundurmasına verilenden daha fazla destek söz konusu. Sınır ötesi operasyonları destekleyenlerin oranı yüzde 56,4; yabancı ülkelerde asker bulundurmasına destek verenlerin oranı ise yüzde 48,1.
ABD ve İSRAİL DÜŞMAN; AZERBAYCAN, KKTC ve RUSYA DOST
Halk tarafından çoğu zaman desteklenen 'Türkiye'nin uluslararası alanda tek başına hareket etmesi' düşüncesinde bir düşüş olduğunu söyleyen Rektör Prof. Dr. Mustafa Aydın, "Çünkü gerçeklerle karşı karşıya gelince başka ülkelerle bir arada olma ihtiyacı belirmiş gibi görünüyor. Bu yıl özellikle Türki Cumhuriyetlerle iş birliği yapılmasının daha öne çıktığını görüyoruz. Dost ve düşman ülke ayrımına baktığımızda ise, en yakın dost olarak Azerbaycan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti görülüyor. Burada ilginç olan dost ülke olarak üçüncü sırada Rusya'nın görülmesi. Düşman veya Türkiye'ye tehdit oluşturabilecek ülkelerde ise değişiklik yok. ABD ve İsrail yine ilk iki sırayı paylaşan ülkeler" diye konuştu.
ANKARA'DA İŞSİZLİK, İSTANBUL VE İZMİR'DE TRAFİK EN ÖNEMLİ SORUN
İstanbul, İzmir ve Ankara açısından yaklaşan belediye başkanlığı seçimlerini göz önüne alarak hangi sorunların daha çok görüldüğünü sorduklarını belirten Prof. Dr. Aydın, "Ankara'da yüzde 73'lük oranla en önemli sorun işsizlik olarak görülüyor. İzmir'de yüzde 90 oranında trafik, yüzde 83 oranında altyapı yetersizliği en önemli iki sorun olarak görülürken İstanbul'da yüzde 61 ile en önemli sorun trafik. İstanbul'da yeşil alan yetersizliği ve eğitim konusunda yaşanan sıkıntılar da diğer önemli problemler arasında yer alıyor" dedi.
KURUMLARA DUYULAN GÜVEN ARTTI
Araştırma sonuçlarına göre kamuoyuna en çok güvendiği kurumlar sorulduğunda, ilk defa polis ve jandarma önde çıktı. Geçtiğimiz yıl yüzde 49,4'lük oran ile en çok Cumhurbaşkanlığı kurumuna güvendiğini belirten halk, bu yıl yüzde 62,3 oranında polis, yüzde 60,8 oranında ise jandarma yanıtını verdi. Kurumlara duyulan güvenin genel olarak artış göstermesiyle oranlar yükseldi. Orduya duyulan güven de yüzde 47,4'ten yüzde 60'a çıktı ve üçüncü sırada yer aldı. Cumhurbaşkanlığı ise geçen yıla göre yüzde 7'lik artış sağladı ve yüzde 56,5'lik oranla dördüncü en güvenilir kurum oldu.En az güvenilen kurum ise yüzde 35 ile yine medya oldu. Geçen yıl 15,1'de kalan medya, bu yıl yüzde 20'lik bir kesimden güven kazansa da listede yukarılara çıkamadı.
"TÜRKİYE'NİN YÜZDE 70'İNDEN FAZLASI KİTAP OKUMUYOR, TELEVİZYON İZLİYOR"
Araştırmanın sosyal bölümünü güçlendirmek adına bu alandaki soru sayısını artırdıklarını söyleyen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman, Türkiye'nin toplumsal profilinin önemli bir değişim geçirdiğini ve bu yapıyı mevcut verilerin ışığında yeniden düzenlemek gerektiğini dile getirdi. Genel olarak sonuçlara bakıldığında toplumun yüzde 70-75'lik oranının kitap okumadığını, sinema ve tiyatroya gitmediğini belirten Prof. Dr. Kahraman, "Kültürle ilişkisi kopmuş bir toplum var. Toplumun yüzde 70'inden fazlası zamanının 1-5 saat arasını televizyon izleyerek geçiriyor. Bu alışkanlıklar kişilerin bireysel tercihleri mi yoksa bunun içinde toplumsal bir yaklaşım var mıdır buna bakmak lazım. Türkiye televizyon seyretme dışındaki kültürel etkinlikleri teşvik eden bir toplum değil. Sistemin de bu yönde bir katkısının olması gerekir. Toplumsal teşvik demek insanlara her gün şu saatte kitap okunacak gibi bir baskı değil tabii ki. Türkiye'de kitapçıların, sinemaların olmadığı, tiyatroların oyunlarını sergileyecek sahneler bulamadığı kentler var. Böyle bir yapıda toplumsal teşvik demek öncelikle bu alt yapının ortaya çıkarılması demektir" diye konuştu.
Araştırmaya göre; 'hiç gazete okumam' diyenlerin oranı yüzde 37,1, 'hiç kitap okumam' diyenlerin oranı yüzde 52,8'ken, 'tiyatroya gitmem' diyenlerin yüzde 69,9, 'sinemaya gitmem' diyenlerin oranı yüzde 37,6 olarak görülüyor. Televizyon izleme sıklığına bakıldığında; 'günde 5 saatten fazla' diyenlerin oranı yüzde 10, 'günde 3-5 saat arası' diyenlerin oranı 31,5, 'günde 1-3 arası' diyenlerin oranı ise yüzde 44,8 olarak görüldü. Sosyal medya ve bilgisayar oyunlarına ayrılan sürelere bakıldığında ise; '5 saatten fazla' diyenlerin oranı yüzde 3,5, 'günde 3-5 saat arası' diyenlerin oranı yüzde 17,3, 'günde 1-3 arası' diyenlerin oranı ise yüzde 47,7 olarak belirlendi. - İstanbul