Tunuslu siyasi analist Sami Hamdi, İsrail'in Suriye'nin yeni hükümetle birlikte istikrara kavuşmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirerek, ülkenin sömürgeci stratejilerle parçalanmaya çalışıldığını söyledi. Hamdi, İsrail'in Suriye'yi dört farklı yapıya bölerek istikrarsız bir yapı içinde tutmayı hedeflediğini bildirdi.
Hamdi, İsrail'in yeni merkezi hükümetten rahatsız olduğunu, ABD'nin bölgeden çekilmesi ihtimaliyle birlikte bu durumun İsrail'de endişe yarattığını aktardı. İsrail'in, Amerikalıların bölgede kalması için Suriye'yi fiilen dört farklı devlete bölme statükosu oluşturduğunu belirtti.
ABD Başkanı Donald Trump'ın Suriye'de asker göndermek veya para harcamak istemediğini vurgulayan Hamdi, buna karşın İsraillilerin kuzeydoğuyu SDG, PKK ve YPG'ye; güneyi ise Dürziler ve Hikmet el-Hicri'ye vererek denge sağlanmasını savunduğunu açıkladı.
Hamdi, İsrail'in istikrarı merkezi bir orduyla değil, farklı vekil güçlerle sağlayacak bir yapı önerdiğini ancak bu projenin sömürgeci temellere dayandığını belirtti. Hamdi, “Hem İsrail hem de bazı diğer aktörler Trump'a Suriye'yi dörde bölmenin istikrarı sağlamak için doğru yol olduğunu söylüyor. Ancak Trump şu anda Türkiye ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'nın güçlü merkezi hükümet önerisine daha yakın duruyor.” ifadesini kullandı.
Hamdi, ABD'de Harris veya Biden gibi bir yönetim olsaydı, İsrail'in bu planının daha fazla destek bulacağını, ancak Trump'ın kaynak harcamak istememesi nedeniyle İsrail'in zorluk yaşadığını kaydetti.
Sami Hamdi, Arap ülkelerinin ise İsrail'in Suriye'ye yönelik girişimleri karşısında bekle-gör politikası izlediğini belirtti. Şara'nın Suriye'deki başarısının ve rejimin devrilmesinin Arap Baharı'nın bastırılma planlarını geçersiz kıldığını, artık başarılı bir modelin var olduğunu ifade etti.
Hamdi, Suriye'nin diğer ülkelerden farklı olarak savaşı kazanarak devlet kontrolünü sağladığını, bu nedenle güvenlik aygıtının yeni yönetimin elinde olduğunu ve halkın ülke yönetiminde söz sahibi olmasının yeni bir umut doğurduğunu kaydetti.
İsrail'in Şam'daki başkanlık sarayı yakınlarını bombalamasını “İstersek seni öldürebiliriz” mesajı olarak yorumlayan Hamdi, ABD onay vermediği için şu an için böyle bir suikastın mümkün olmadığını aktardı. Trump'ın, Şara ile müzakereye açık olduğunu gösterdiğini, yaptırımların kaldırılabileceğini söylediğini ve Şam'daki merkezi hükümetle güvenlik iş birliği fikrine sıcak baktığını belirtti.
İsrail'in Trump'ın bu yaklaşımından rahatsız olduğunu dile getiren Hamdi, şu anda İsrail'in Şara'yı doğrudan hedef alamadığını çünkü Trump'ın buna izin vermediğini belirtti. Hamdi, Trump ile Şara arasındaki ilişkiler sürdüğü sürece İsrail'in daha temkinli davranacağını vurguladı.
Hamdi, ABD'de siyonizmin etkisini kaybetmeye başladığını ve siyonist olmayan genç bir seçmen kitlesinin yükselişte olduğunu belirtti. İlk kez oy kullanan gençlerin siyonist olmayan adaylara yönelmesinin, ABD'de siyonizm karşıtı bir neslin doğduğuna işaret ettiğini söyledi.
1948'deki Nekbe sürecinde ABD ve Avrupa ülkelerinin İsrail'i desteklediğini hatırlatan Hamdi, bugün yaşananların da bu geleneğin devamı olduğunu kaydetti. Ancak değişen tarafın Müslüman ümmet olduğunu belirtti.
Hamdi, İslam ülkelerinin ABD'ye karşı Gazze saldırılarını durdurmak için kullanabileceği baskı araçlarına sahip olduğunu, geçmişte Kral Faysal'ın petrol ambargosunun buna örnek teşkil ettiğini dile getirdi.
Hamdi, İsrail'in Gazze'ye saldırılarının durdurulmasının Müslüman liderler için büyük bir fırsat olduğunu vurgulayarak, bu fırsatın değerlendirilmesi halinde halkın onları birer kahraman olarak tanıyacağını ifade etti.
Yorum Yap