Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'Mursi nerede hata yaptı?'

Yenişafak Yazarı Akif Emre, bugünkü köşesinde Mısır'ın devrik lideri Mübarek'in tahliye edilerek evine gönderilmesini bugünkü köşesine taşıdı. Emre, 'Mursi nerede hata yaptı?' diye sordu.

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-03-23 07:50:39

'Mursi nerede hata yaptı?'

TIMETURK | HABER MERKEZİ

Yazısına "Hangi uluslararası destek, hiç bir şey olmamış gibi Mübarek'in tekrar sıcak yuvasına kavuşmasını sağlıyordu?" diyerek başlayan Akif Emre, şunları yazdı:

FİNANSAL DESTEK SUUDİLERDEN

Siyasal ve toplumsal analizler bir tarafa, Mursi'ye karşı darbeyi yapanlara verilen dış destek özellikle Suud gölgesinin olması, temsil ettiği siyaset açısından önemli bir kırılmaydı.

MURSİ NEREDE HATA YAPTI?

Ancak bugün Tahrir Meydanı gösterilerinin faturasının İhvan'a kesilmesinde Sisi ve arkasındaki güçlerin açık cürmü bir tarafa, Mursi yönetiminin nerede hata yaptığı sorusu pek gündeme gelmedi. Mağduriyetin ve açık zulmün özeleştiriyi ertelenmesi bir tarafa Türkiye'de adeta bunun gündeme getirilmesinin sakıncalı alan haline getirilmesi de yadırganacak bir durumdu.

SİYASETTEN UZAK BİR YAPI

Önce bir durum tespiti; eğer adil hakça bir seçim ve siyasal paylaşımdan söz edilecekse bunun en büyük bedelini ödeyen Müslüman Kardeşler oldu. Yüzyıla yakın tarihi boyunca mücadele verdi, kimi zaman uzlaşarak kimi zaman meydan okuyarak. Ancak düşünce yapısı ve hedefleri son derece siyasi olmasına rağmen uzunca süre pratik siyasetten uzakta kalmış bir yapı olduğunu unutmamak lazım.

BİR CEMAAT YAPISI

Aralarındaki farklılıklara rağmen İhvan'ın ideologları, 'mürşitlerin' söylemlerinin bileşkesinin son derece siyasi olduğunda kuşku yok. Ancak örgütlenme yapısı olarak İhvan uzunca süredir toplumsal alanda faaliyet gösteren bir alternatif cemaat yapısı özelliği gösterdi. Mısır'ın çalkantılı siyasi hayatında rejim tarafından sürekli darbe yiyen bir yapı olarak tebliğ, sosyal yardımlaşma, insan yetiştirme, toplumsal hayatı yönlendirme alanlarında son derece başarılı en organize yapılardan biriydi.

SÜREKLİ TEHDİT UNSURU

Geleneksel cemaatlere göre daha elitist yapısı ve örgütlülüğü onun hem avantajı hem de sistem açısından sürekli tehdit unsuru olarak algılanmasına neden oldu.

TAHRİR'DEKİ İHVAN AĞIRLIĞI

Tahrir sürecinde farklı toplumsal siyasal kesimlerin öne çıkmasına karşın eğer İhvan gösterilere ağırlığını koymamış olsaydı muhtemelen Mübarek'in iktidardan uzaklaştırılması mümkün olmayacaktı.

MISIR'IN ASKERİ BÜROKRASİSİ

Bu noktada Mısır'daki devlet yapısında askeri bürokrasinin ağırlığını görmeden hiçbir analiz isabetli olmayacaktı. Sadece bürokrasi ve idari yapıda değil ekonominin de önemli kısmını elinde tutan, üstelik İsrail kokusuyla sindirilmiş bir toplumda yegâne koruyucu görüntü veren bir yapı ve bunun toplumsal tahayyülâtı söz konusu. Tam bu kritik eşikte müesses nizamı yönlendiren askeri bürokrasi Mübarek'i feda ederek statükoyu korumak gibi bir strateji izledi. Adına devrim denilen, aslında derin statükonun kendini yeni şartlara uyarlama pozisyonu devreye girdi.

MEYDAN'IN TEK AMACI "MÜBAREK GİTSİN" OLMASAYSI...

Derin devlet aklı zaten biyolojik ömrünün sonuna gelmiş bir lideri devre dışı bırakarak hem toplumsal muhalefeti tatmin etmiş olacaktı hem de sistem küresel talepleri yerine getirmiş olacaktı. Bu anlamda Arap Baharı denilen sürecin apolitik devrim olarak tanımlanmaya neden olan karakteristik özellik, kitlesel gösterilerin 'Mübarek gitsin'den öte bir siyasal projeksyonunun olmamasıydı.

İHVAN'IN ÜÇ STRATEJİK HATASI

1) Birincisi, hazırlıksız yakalandığı toplumsal gösterilerde, kontrol etmediği bir süreçte erken iktidar hevesine kapılması... Yapılan seçimlerde etkili bir muhalefet yerine devrim sonrasının tüm faturalarını ödemek zorunda kalacağı bir iktidara erkenden talip olması yaptığı en büyük hataydı. Üstelik uluslararası destekten mahrum olduğunu gözardı ederek, meydan okuyucu söylemleri daha iktidar olmadan kaybetme sürecine girecekti. Üstelik kurulan kumpasın Suud merkezli olması sadece küresel dengelerin değil bölgesel güç ilişkilerinin, ideolojik kaygıların ne anlama geldiği çok acı biçimde ortaya çıktı. Ayrıca küresel ve bölgesel dengeleri okumakta yetersiz kaldıkları açıktı.

2) İşleyişine ve yapısal özelliklerine yeterince vakıf olmadığı sisteme gerçekten güvenmesi hem askeri bürokrasinin dış bağlantıları, kendi içindeki statü ve çıkar dayanışmasını görememeleri; statükonun bir anda İhvan gibi ezeli rakibine teslim edilmeyeceğini kavramalarını engelledi...

3) İsrail karşıtlığı gösterisine ve İsrail'le savaşmış bir ordu görüntüsüne rağmen askeri bürokrasinin siyonist entite ile kuruduğu stratejik dengenin iç politikada ne denli belirleyici olduğunu da hesaba katmadıkları da anlaşılıyor.

FİRAVUNUN BEDENİ TAHTTAN İNSE DE...

Sonuç, muhalif olmadan iktidar olma denemesinin, sistemi tanımadan devrim romantizminin, küresel sistemle uzlaşırken sinir uçlarını harekete geçirici söylemlerin bakiyesidir. On binlerce Müslümanın hapsedilmesinin, binlercesinin kurşunlanmasının hesabını soracak bir güç de kalmamıştır.

Firavunun bedeni tahttan inse de piramitlerin gölgesi daha da uzamaktadır.

Haber Ara