Cem Garipoğlu tarafından öldürülen Münevver Karabulut'un iç çamaşırında tespit edilen kanla karışık sperm lekesinin, başka bir cesetten bulaştığının tespiti üzerine, Karabulut'un ailesinin 2010'da Adli Tıp Kurumunun bağlı olduğu Adalet Bakanlığı aleyhine açtığı tazminat davası, Danıştayın tazminatın yeniden belirlenmesi kararı sonrası tekrar hükme bağlandı.
Dairenin bozma kararının ardından davayı yeniden gören İstanbul 4. İdare Mahkemesi, Münevver Karabulut'un elim ve vahşi bir cinayet sonucunda hayatını kaybettiğini, bu cinayetin uzun bir süre kamuoyunu meşgul ettiği ve davacıların cinayetin vahşeti, basının ve toplumun aşırı ilgisi nedeniyle büyük bir mağduriyet yaşadığını belirtti.
Mahkeme kararında, ''Hal böyleyken maktulün iç çamaşırlarında bir de sperm bulunduğu hususunu otopsi raporu ile öğrenmeleri üzerine bu mağduriyetin katlanarak artmıştır. Davalı idare personelinin, olayın bütün kamuoyunca bilindiği ve takip edildiği de göz önüne alındığında daha önceki bedenin otopsisinin bu eldivenleri kullanarak gerçekleştirmesi sonucunda sperm bulgusunun ortaya çıkması üzerine, daha detaylı bir inceleme yapılmaksızın bu olguya otopsi raporunda da yer vererek, maktulün vefatından önce cinsel ilişkiye girdiği düşüncesinin ailesinde yer etmesine neden olduğu anlaşılmaktadır.'' değerlendirmesinde bulunuldu.
Olayın meydana geliş şekli, davalı idare personelinin kusuru, davacıların olay nedeniyle duydukları acı ve elem göz önüne alındığında manevi tazminat talebinin kabulüne karar veren mahkeme, 225 bin lira manevi tazminata hükmederek, dava açma tarihi olan 19 Nisan 2010'dan itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte idarece davacılara ödenmesini kararlaştırdı.
- Olayın geçmişi
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Karabulut'un iç çamaşırında tespit edilen kanla karışık sperm lekesinin, aynı gün çok sayıda kırık, iç organ ve büyük damar yaralanması bulunan N.C'nin ölü muayene ve otopsi işlemine de yardım ettiği anlaşılan otopsi teknisyeni Ahmet Şahin'in her iki muayene ve otopside aynı eldiveni kullanması nedeniyle ortaya çıktığı sonucuna varıldığı kaydedilmişti.
Sanıkların Nezih Nurettin Anolay, Yavuz Kabakuş ve Ahmet Şahin'in ''görevi ihmal'' suçundan 6 ay ile ikişer yıl arasında hapis cezasına çarptırılması istenmişti.
Bakırköy 14. Asliye Ceza Mahkemesi, sanıklar Nezih Nurettin Anolay ve Yavuz Kabakuş'un cezalandırılmaları için her türlü şüpheden uzak kesin, net ve inandırıcı deliller elde edilmediğinden beraatlerine karar vermişti.
Mahkeme, Ahmet Şahin'in ise "görevi ihmal" suçunun tespit edildiğini belirterek, sanığın 6 ay hapis cezasına çarptırılmasına, tutum ve davranışları lehine takdiri indirim sebebiyle 5 ay hapis cezasına, sabıkasız olması ve maddi bir zararın olmadığı gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmetmişti.