Hürriyet Gazetesi yazarı Osman Müftüoğlu bugünkü köşesinde gizli şekerin nasıl tespit edilebileceği ile ilgili yazdı.
İşte Osman Müftüoğlu'nun yazısının ilgili bölümü
İnsülin direncinden gizli şekere, gizli şekerden Tip 2 diyabete giden mühim bir sağlık sorunumuz var. Ve o sorunu henüz gizli şeker aşamasında iken teşhis etmek zannedildiği kadar zor değil.
Gizli şekerden kuşkulanıldığında, kişinin 8-10 saat açlıktan sonra açlık insülini ve kan şekerine bakmak ve yemekten sonraki ikinci saatte tokluk kan şekerini ve insülinini kontrol etmek yeterli. Bildiğiniz gibi açlık şekeri 125'in, tokluk şekeri 200'ün üzerindeyse, bu bulgular mevcut bir şeker hastalığının varlığını gösteriyor. Sağlıklı bir kişide açlık şekerinin 100'den, tokluk şekerinin 140'tan az olması arzu ediliyor.
Açlık şekerinin 100-125, tokluk şekerinin 140-200 aralığında ve açlık insülininin 8'den, tokluk insülininin 40'dan büyük olduğu durumlardaysa gizli şekerden bahsetmek lazım.
Eğer 8-10 saatlik açlıktan sonra yapılan kan şekeri değerlendirmesinde açlık şekeriniz 100-120 aralığında ise, bu duruma ‘açlık şekeri bozukluğu', yemekten iki saat sonra yapılan değerlendirmede tokluk şekeri 140-200 aralığındaysa ise ‘tokluk şekeri toleransında bozukluk' deniyor.
Şeker hastalığını işte bu dönemde yakalamak çok ama çok önemli. Çünkü bu noktadan sonrası hızla diyabete doğru bir koşu başlıyor. Ama hep söylediğim gibi, bu noktada alınacak önlemler, sağlıklı yaşam seçimleri diyabetin ortaya çıkmasını önlüyor. Ayrıca diyabet öncesi dönemde fazla insülinin oluşturabileceği sorunları da önlüyor.
Hatta egzersiz, doğru beslenme modeli ve ilaç üçlüsünde başarı oranının yüzde 90'ları bulduğunu söyleyebilirim.