Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili aralarında sözde "yurtta sulh konseyi" üyelerinin de yer aldığı 224 kişinin yargılandığı davada sanık savunmaları alındı.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, yakınları, müştekiler ve avukatları katıldı.
Esasa ilişkin savunma yapan sanık eski binbaşı Emre Karslı, daha önceki ifadelerini kabul ettiğini belirterek, idari tahkikat raporunun usülüne uygun hazırlanmadığını öne sürdü.
"Eğer ben o gün olayların içinde kalmamış olsaydım idari tahkikat raporu hazırlama görevi muhtemelen benim çalıştığım şubeye verilecekti." diyen Karslı, darbe girişiminin yaşandığı dönemde şube müdürü tayin olduğu için Personel ve İdari İşler Şube Müdürlüğüne vekaleten baktığını söyledi.
Karslı, 15 Temmuz'da şubedeki personelin mesai sonrası çıktığını, kendisi de çıkmadan önce lavaboya gittiği sırada koridorda gördüğü albay Cemil Turhan'ı gördüğünü, kendisine personelle ilgili bir çizelge hazırlaması emri vermesi üzerine orada kaldığını öne sürdü.
Bir ara hava almak için bahçeye çıktığını, çay ve sigara içerken bir koşuşturma gördüğünü anlatan Karslı, o arada yanına yüzbaşı Metin Gümüşburun'un gelip sigara istediğini ifade etti. Karslı, çay ve sigara içtikleri sırada Tuğgeneral Mehmet Partigöç'ün geldiğini, esas duruşa geçtikleri sırada "Terör tehdidi var. Genelkurmay başkanının emri... Silahlığa gidin, silah alın, Gökhan Eski'yi bulun ve emirlerine uyun." dediğini iddia etti.
Verilen emrin suç unsuru içermediğini savunan Karslı, kendisinin de bir asker olarak mutlak itaat çerçevesinde hareket ettiğini anlattı.
Doldur boşalt istasyonunda silah kalmadığını ancak Muhafız Taburu silahlığından silah alabileceklerini öğrendiğini ileri süren Karslı, orada bulundukları sırada silah sesleri geldiğini ifade etti. Karslı, bunun üzerine Metin Gümüşburun ile muhafız taburu silahlığına gidip görevli erden zimmet karşılığında iki MP5 ve boş şarjör aldıklarını belirterek, buradan çıkıp en yakındaki nöbet yerine gittiklerini bildirdi.
TÜİK tarafına geçtiklerini, nöbet tutan erin eli tetikte beklediğini dile getiren Karslı, ne olduğunu sorduğunda "Terör saldırısı olacakmış. Kurma kolunu çektim, biri gelirse vuracağım." dediğini ileri sürdü.
Kimseyi vurma yetkisi olmadığını söylediği askere, kolluk kuvvetleri emniyet alana kadar burada olduklarını ve kimseye ateş etmemesini, elini tetikten çekmesini söylediğini anlatan Karslı, bir süre sonra yine silah sesleri duyduklarını kaydetti.
Karslı, nöbet kulübelerinde cam muhafaza içinde mühimmat olduğunu öğrendiğini, bunun üzerine camı kırıp iki şarjör aldığını ve bunlardan birini Gümüşburun'a verdiğini dile getirdi.
Bu sırada polis ekiplerinin geldiğini, polisleri görünce yanaşıp onlara ne olduğunu sorduğunu öne süren Karslı, silah sesleri üzerine geldiklerini öğrendiğini öne sürdü. Jet uçuşları sonrası bulundukları bölgede trafik ekibi hariç tek bir polis dahi kalmadığını iddia eden Karslı, bir süre sonra yanlarına gelen Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) personeli bir kişinin silah doğrultup yere yatmalarını istediğini söyledi.
Karslı, bunun üzerine diz üstü çöktüklerini ve ellerinde duran mühimmatları ona verdiklerini öne sürerek, "Burayı terkedin" denmesi üzerine oradan ayrıldıklarını bildirdi.
Ne olduğunu öğrenmek amacıyla cep telefonunu almak üzere güney nizamiyeye gittiğini, devresi S.B.A. ve eşinin aramalarını gördüğünü anlatan Karslı, bu sırada S.B.A'nın tekrar arayıp kalkışmadan ve yaşananlardan bahsettiğini ifade etti. Karslı, eşinin de aradığını ve ağlayarak darbe girişimine karışıp karışmadığını sorduğunu, kendisinin de darbe ile hiçbir alakası bulunmadığını söylediğini öne sürdü.
Gümüşburun ile ilk fırsatta kışladan çıkmaya çalıştıklarını ancak çıkamayınca odasına geçip sabaha kadar orada beklediklerini iddia eden Karslı, sabah olduğunda ise polislere sığındıklarını bildirdi.
Darbeye yönelik bir emir almadığını ve emir vermediğini iddia ettiği savunmasında FETÖ ile de bir ilişkisi olmadığını da ileri süren Karslı, beraatini talep etti.
''ACİL DURUM VAR, HERKES BAHÇEYE ÇIKSIN''
Sanık eski kurmay yarbay Doğan Üstüntaş da 15 Temmuz'da Genelkurmay Başkanlığı Milli Şubenin müdürlüğüne vekalet ettiğini, KKTC'ye tayini çıktığı için tayin işleriyle de uğraştığını anlattı.
Daire Başkanı Sevinç Şaşmaz'ın yurt dışında bir toplantıya gittiğini, giderken de MGK toplantısı ve yurt dışından gelecek ziyaretçilere verilecek brifing hazırlıklarını 16 Temmuz sabahı masasında görmek istediğini emrettiğini belirten Üstüntaş, 15 Temmuz'da saat 21.00'de kalkacak servise yetişmeye çalıştığını iddia etti.
Üstüntaş, servisin kalkmasına yakın "Acil durum var, herkes bahçeye çıksın" dendiğini belirterek, dışarı çıktığında bir grubun toplandığını, kargaşa hali olduğunu söyledi.
"Doğan Öztürk albay, Genelkurmay'a yönelik bir terör saldırısı ihtimali üzerine nöbet yerlerinin rütbeli personelle takviye edileceğini söyledi." diyen Üstüntaş, MP5 silah alıp Milli Savunma Bakanlığı tarafındaki kuzey nizamiyeye gittiğini dile getirdi.
Üstüntaş, burda beklerken silah sesi duyduğunu, telsiz bulunan nöbetçi uzman çavuşa sorduğunda Muhafız Tabur Komutanı ve Genelkurmay 2. Başkanı'nın emir subayının vurulduğunu söylediğini aktardığını bildirdi.
Kısa süre sonra 5-6 ÖKK personelinin geldiğini ve içlerinden birinin "Burada emir komuta bizde." dediğini öne süren Üstüntaş, şok geçirdiğini ve korku içinde beklemeye devam ettiğini anlattı.
Üstüntaş, uçak ve helikopter seslerini duyduğunu, kafasının daha da karıştığını ileri sürerek, silahını da ÖKK personelinin isteği üzerine uzun bir süre bıraktığını söyledi.
Daha sonra telefondan bir grubun kalkışma gerkçekleştirdiği yönündeki haberleri öğrendiğini bildiren Üstüntaş, saat 00.00 gibi bulundukları yere bir grup muhafız alay personelin geldiğini belirtti.
Üstüntaş, tamamen kışla emniyeti mantığıyla, sorumluluk duygusuyla hareket ettiğini ileri sürdü.
Duruşmaya, Üstüntaş'ın savunmasıyla devam edilmek üzere ara verildi.