Gül, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Süleyman Demirel Kültür Merkezinde düzenlenen, gelecek vadeden girişimcilerle dünyanın önde gelen yatırımcılarını buluşturan "The Pitcher 2018" etkinliğine onur konuğu olarak katıldı.
Devlet ve özel sektörden birçok kişiyle ABD'deki Silikon Vadisi'ni ziyaret ettiğini kaydeden Gül, gitme amacının gençlere rol model olmak ve Türkiye'de Silikon Vadisi gibi yerler oluşturmak olduğunu anlattı.
Hükümetin, teknolojinin gelişimi konusunda ciddi bütçeler ayırdığını ayrıca özel sektörden de bu alana yatırımların yapıldığını belirten Gül, "Büyük teknolojik atılımlar önce devletlerin desteğiyle oldu. İnternet de biyoteknolojideki birçok gelişme de böyle oldu. Bunlar önce kamu desteğiyle oldu. Daha sonra ticarileşiyor. O açıdan devletin desteği tabii ki çok önemli. Türkiye'de bu bilinç geç de olsa uyandı. Hükümetimiz, devletimiz bu işin farkında ve ciddi fonlar veriyor. Bu konuda üniversitelerin öncülük etmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Yapay zeka tartışmaları konusunu ilgiyle takip ettiğini belirten Gül, şöyle devam etti:
"Yapay zeka, robotlar, sensörler bütün bu konular daha önce bilim dergilerine konu oluyordu, yazılıyordu ama artık görüyoruz ki dünyanın büyük dergilerinde, gazetelerinde artık konu olmaya başladı. Şimdi bir dilemma var ortada. Bir tarafta teknoloji öyle bir hızla gelişiyor, gelenekleri öyle bir yıkıyor ki şaşkınlık, şok yaratıyor. Bunun ortaya çıkardığı iki şey var ki başta hükümetleri, herkesi ilgilendiriyor. Birisi istihdam. Çünkü 100 kişinin yapacağı işi artık bir kişi yapıyor. Bu da işsizlik yaratıyor. Öbürü de gelirde büyük adaletsizlikleri yaratıyor. Tabii bunlar, sosyal, politik konular. Diğer taraftan etik meseleler de ortaya çıkıyor. Aslında önce nükleer silahlarla ilgili bu konular tartışılırken birden bire yapay zeka dediğimiz robotlar, kuantum bilgisayarlar işte dünyanın en iyi laboratuvarlarında çalışıyor. Bu robotlar, yapay zeka insanlığı nereye götürür gibi konular etik meseleler tabii. Din adamları, felsefeciler, siyasetçiler bu konularda uyarılarda bulunuyor. Bütün bunlar güvenlik, özgürlük meselelerinin tartışıldığı konular."
Sosyal medya kullanımı ve kişisel verilerin güvenliğine de değinen Gül, sosyal medya hesaplarını kendisinin kullandığını ve paylaşımların da kendisine ait olduğunu aktararak, "Twitter'ı çok kullandım. Ben, orayı birisinin benim yerime yazdığı bir platform olarak hiç düşünmedim." dedi.
Sosyal medya dışında diğer haberleşme kanallarına da işaret eden Abdullah Gül, "Elektronik haberleşme... Cumhurbaşkanlığında da ben onu halkla ilişkilerde çok kullandım. Öyle oluyordu ki köylerden yazıyorlardı. Bazen öyle şeyler soruyorlardı ki 'gidin bakın gerçekten doğru mu?' diyordum. Sonra gidip bakıyorlardı ve gerçekten doğru... 'Peki bu yaşlı kadıncağız nasıl yazabiliyor?' dediğimde torunu, çocuğuna söylüyordu 'şu ihtiyacımız var' diye o da hemen yazıyordu. Dolayısıyla süratli bir iletişim oluyordu. Şimdi e-devlet'e geçtik. Bütün bakanlıklar, devlet kurumları bunları kullanıyor." diye konuştu.
11.Cumhurbaşkanı Gül, Twitter'da 'trol' diye tabir edilen kullanıcıların dünyanın her yerinde ciddi bir mesele olduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Sosyal medya olumsuz kullanıldığında çok rahatsız edici, toplumun kimyasını bozucu bir durum da ortaya çıkıyor. İşte çok bildiğimiz 'trol' denilen trol fabrikaları gibi... Bütün dünyanın konusu olarak çok ciddi bir mesele. Ama tahmin ediyorum bir şey ne kadar sunileşirse belli bir süre sonra inandırıcılığı gidiyor, değer verilmiyor. Tabii ki özgürlükler muhafaza edilmeli. Suç her yerde suçtur. Kanunların suç olarak gördüğü bir şey nerede yapılırsa yapılsın, hangi platforma olursa olsun o da suçtur. Dolayısıyla bunlara da muhakkak ki hukuki olarak ve devlet düzeni içerisinde karşılık vermek gerekir."
