Gazeteci ve yazar İsmail Yaşa, ‘Arabi 21' sitesi için kaleme aldığı “Türkiye… 60 yıl sonra bir rüya gerçekleşti” başlıklı makalesinde; bugünkü yerli Türk otomobiline karşı çıkan CHP zihniyetinin, Menderes döneminde de ‘Devrim Otomobili'ne karşı çıktığını belirterek, hükümeti otomobil üretim tesisi kurmak yerine, bira fabrikaları kurmaya çağırdığını söyledi.
İsmail Yaşa'nın kaleme aldığı makale şöyle:
Türkiye'de son günlerde vatandaş görüşmelerine, yetkililerin açıklamalarına ve medya raporlarına egemen olan önemli gelişme ve tartışmalar oldu: İstanbul Kanal Projesi ve uzun zamandır bekleyen yerel otomobil üretimi…
Detaylara geçmeden önce, Türkiye eski Başbakanı Adnan Menderes'in yıllar önce yaptığı açıklamalardan birinde söylediklerini hatırlamak daha iyi olabilir.
Bu açıklamalarda Menderes, Demokrat Partinin ülkeye ve vatandaşlara daha iyi hizmet etmek için gerçekleştirmek istediği tüm kalkınma projelerinin reddedildiğini hatırlattı.
Menderes, CHP'nin Türkiye'de uzun süredir gelişime düşman olduğunu belirtiyor ve soruyor: "Ülkede herhangi bir başarıyı önemsiyorlar ve bunun hakkında konuşuyorlar mı? Türk insanının zekasının meyvelerinin ve başarılarının getirdiği bin başarıdan herhangi birine dikkat ettiler mi? Aksine, yıllar boyunca her başarıyı bir felaket olarak ve kayda değer her başarıyı bir kayıp olarak tasvir etmek için yıllarca aralıksız çaba sarf ettiler. ”
Yaşanan tartışmalar, Menderes'in onlarca yıl önce yaşadığı zihniyetin hâlâ yerinde olduğunu ortaya koyuyor.
Türkiye sonunda 1960'ların başında ilk denemesinin başarısız olmasından sonra yerli bir otomobil üretme hayalini gerçekleştirmeye yaklaştı ve geçen Cuma günü tanıtım töreni sırasında arabayı süren Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın huzurunda yerel otomobil için iki model ortaya koydu. Elektrikli otomobil birçok vatandaş ve uzman tarafından beğenildi; ancak CHP zihniyeti bazen ironi yöntemini kullanarak ve diğer zamanlarda olduğu gibi bu konuda da söylentiler ve yanlış bilgiler yaymaya çalışarak bu tarihi başarıyı perdelemeye çalıştı.
1961'de Türkiye'nin ürettiği ilk yerli otomobil ‘Devrim'in arkasından Türkiye'nin, Cumhuriyet Halk Partisi'nin zihniyetinden ve o zamanki ülkenin vesayetinden acı çektiğini anlatan üzücü bir hikaye var.
Yerel bir otomobilin üretimine karşı olanlar, otomobil yerine şeftali üretimini istiyorlardı. Daha ziyade, CHP'ye yakın olan Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan bir makalenin yazarı, Türk hükümetini Türkiye'de yerel bir otomobil üretmenin kârlı olmadığını ileri sürerek bir otomobil üretim tesisi kurmak yerine "bira fabrikaları" kurmaya çağırdı.
‘Devrim' otomobili üretiminde çalışan işçilerden Yüksek Mühendis Kemalettin Vardar birkaç gün önce medyaya, o zamana kadar yerel otomobili üretmekle görevli ekibin önüne konulan engeller hakkında konuştu ve bu başarıya karşı çıkan tarafların gerçeğini anlamada önemli noktalara dikkat çekti.
Vardar, Makine Mühendisleri Odası'nın projeyi desteklemesi beklendiğini, ancak reddettiğini açıkladı. Araba ithalatçılarının her zaman sessiz olduğunu ve proje başarılı olsaydı, araba ithalatçıları çok para kaybedecek olsa bile projeye karşı bir muhalefet olmadığını belirtti. Burada projeyi engellemede en büyük rolü oynayan otomobil ithalatçıları olduğunu; ancak başkalarını teşvik ederek sahne arkasında sessizce çalıştıklarını belirtti.
Yerel araba, 2022 yılında Türkiye'nin sokaklarına çıkacak. Satın alınması için yapılan başvuruların sayısı şimdiye kadar 120.000 otomobili aştı. Jandarma, polis, belediyeler, üniversiteler ve diğerleri bir dizi yerel araba satın almak için yarışıyor. Bu da Türkiye'de konuşlandırılan Alman, Fransız ve İtalyan otomobil şirketlerinin satışlarını önemli ölçüde düşüreceği anlamına geliyor.
Türkler, ilk denemenin yerel otomobili üretememesinden yaklaşık yirmi yıl sonra gelen ikinci deneyin başarısı için büyük umutları var; çünkü, Türkiye'nin çok değiştiğini görüyorlar ve vesayet yetkisine teslim olan ülkelerden değil artık. Ancak, aynı zamanda da, yabancı otomobil ithalat-üretim şirketlerinin sessizliği ve projeyi engellemek, başarıyı çarpıtmak için diğer partilerin hareketleri ışığında tarihin kendini tekrar edeceği konusunda bir ölçüde endişe duyuyorlar.
*İçerik özetlenerek verilmiştir. Bu makalede yer alan görüşler yazarına aittir ve Time Türk'ün editöryal politikasını yansıtmayabilir.
ÖZGEÇMİŞİ
1971'de Konya'da dünyaya geldi. 1998'de Suudi Arabistan İslam Üniversitesi Hadis Fakültesi'nden mezun oldu. Toplam 19 yıla yakın kaldığı Suudi Arabistan'dan 2014'ün sonunda Türkiye'ye kesin dönüş yaptı. Diriliş Postası gazetesinde köşe yazarı olarak çalışmakta ve Katar El Arab gazetesi, Arabi 21 sitesi ve Ahbaru Türkiye sitesinde de Türkiye'yle ilgili Arapça makaleler yazmaktadır.
