Dolar

32,4781

Euro

34,7528

Altın

2.439,37

Bist

9.915,62

Emniyet Genel Müdürlüğünün, 'FETÖ/PDY' raporu (2)

Emniyet Genel Müdürlüğünün, 'FETÖ/PDY' raporu (2)

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-07-01 16:03:38

Emniyet Genel Müdürlüğünün, 'FETÖ/PDY' raporu (2)
Emniyet Genel Müdürlüğünün, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği, "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY)" konulu raporunda, örgütün hiyerarşik yapısına ilişkin bilgiler verildi ve "ast-üst ilişkisinin, askeri hiyerarşiden daha sistemli olduğu" kaydedildi.

Raporda, "Dini unsurları temel alarak hareket ettiğini iddia eden FETÖ/PDY'nin, dini değerleri zamana ve şartlara göre, kendi idealleri doğrultusunda yorumlaması, ülkesi ve devleti ile barışık olmak yerine devleti kendisine hasım olarak görmesi, açıklık ve şeffaflık yerine istihbarat örgütü gibi kod isimler, özel haberleşme kanalları, kaynağı bilinmeyen paralar kullanması, yönetim kadrosunun faaliyetlerini yurtdışından idare etmesi, hasımlarını saf dışı etmek için her türlü baskı, şantaj ile yasa dışı yöntemi kullanması ve yabancı misyon temsilcileriyle mahiyeti bilinmeyen görüşmelerde bulunmasının, yapının, casusluk faaliyetlerini de kapsayan, organize bir örgüt olduğunu ortaya koyduğu" ifade edildi.

FETÖ/PDY mensuplarınca "kainat imamı" ve "mehdi" olarak kabul edilen Fetullah Gülen'in liderliğini yaptığı örgütün, "danışman kadrosu", "kıta imamları", "ülke imamları", "bölge imamları", "il imamları", "ilçe imamları", "esnaf imamları", "semt imamları", "ev imamları" üzerinden örgütlenerek, tabana yayıldığı anlatılan raporda, kıta, ülke, bölge, şehir, ilçe, semt ve ışık evi sorumlularının yanı sıra kamuda faaliyet gösteren kurumların her birinin başına, örgütçe "imam" olarak adlandırılan ve kurumların hiyerarşik yapıları dışında olan sorumlular atandığı belirtildi.

İmamların genelde kurum dışından atandığı, bununla birlikte, her kurumun ayrıca kendi içerisinden sorumlu imamları da olabildiği bildirilen raporda, şunlar kaydedildi:

"Mülkiye, Emniyet, TSK, MİT ve yargı içerisinde faaliyet gösteren imamlar ise ayrı bir yapılanma içerisinde yer almakta, bu yapılanmada yer alanlar, devletin hassas kurumlarında görev yapmaları nedeniyle takip edilmemek için diğer örgüt mensuplarına nazaran daha fazla önlemler almakta ve teknolojinin iletişim konusunda sağladığı imkanlardan kontrollü bir seviyede istifade etmektedir. Örgütün yurtiçinde toplum tarafından bilinen eğitim kurumları, sivil toplum kuruluşları, ekonomik kuruluşlar, medya organları ve sağlık kuruluşlarının, Türkiye mütevellisine bağlı ayrı sorumluları bulunmaktadır. Bunlar örgütün önemli birer finans kaynağı olmanın yanı sıra taban kazanmak ve algı operasyonları yapmak maksatlarıyla da kullanılmaktadır.

Türkiye'den sorumlu imama beş bölge imamı, onlara da bu beş bölgeyi oluşturan şehirlerden sorumlu imamlar bağlıdır. Her şehir büyüklüğüne göre alt bölgelere, bölgeler semtlere bölünmüş olup, her birisinin başında ayrı bir yetkili (imam) atanmıştır. Semt imamlarının altında o semte bağlı evlerin, ışık evlerinin imamları yer alır. Her bölgenin başında da yine bir imam (bölge imamı) vardır. Başındaki imamla beraber, bir de 'eğitim danışmanı' bulunmaktadır. İmam, daha çok işin finansal ayağını oluşturan esnaf sisteminin uygulanmasını sağlarken, Paralel Yapı'nın temelini oluşturan talebe kısmının başında 'eğitim danışmanı' bulunur."

-"Ast-üst ilişkisi, askeri hiyerarşiden daha sistemli"

Raporda, Türkiye'yi kapsayan beş bölgenin İstanbul, Ankara, İzmir, Gaziantep ve Erzurum olduğu, bölge imamlarının altında il imamlarının bulunduğu bildirildi. Büyük illerin altında en az iki "eyalet", eyaletin en az "üç büyük bölgesi", büyük bölgelerin ise "en az üç küçük bölgesi" olduğu belirtilen raporda, imamların "işin para kısmından" sorumlu olduklarına işaret edildi.

"Ast-üst ilişkisinin, askeri hiyerarşiden daha sistemli" olduğu vurgulanan raporda, toplanan paralar için makbuz verilmediği belirtildi.

Her büyük bölgede bir gazete sorumlusunun yer aldığı ve görevinin, mütevelli esnaf üzerinden gazeteye abone bulmak olduğu aktarılan raporda, herkesin, haftalık istişarelerde bir üstüyle bir araya gelerek, kendisine bağlı kişilerin örgütle ilişkisindeki gelişmeleri anlattığı, gazete ya da dergiye yapılan abonelikler ve bağışlar konusunda rapor verdiği anlatıldı.

Raporda, "Örgütün legal görünümlü eğitim, finans, medya gibi faaliyetlerinden sorumlu imamlar ile illegal yapılanmalardan sorumlu imamları arasında geçişlerin yaşanabildiği, eğitim alanında faaliyet gösteren bir imamın, zamanla kamu kurumlarından sorumlu olmasının veya illegal alanda görevli bir il imamının medya faaliyetlerinde görevlendirilmesinin mümkün olduğu" kaydedildi.

Örgütün, etki altına aldığı öğrencileri öncelikle eğitim fakültelerine yönlendirdiği, bunun örgütün uzun vadeli planının bir parçası olduğu ifade edilen raporda, "Örgütün, eğitim gönüllüsü diğer kuruluşların ve dini referanslı yapıların aksine ihtiyaç sahibi öğrencileri değil, zeki ve başarılı öğrencileri hedef aldığı, hatta bu öğrencilere IQ testleri yaptırdığı, böylelikle, devleti ele geçirme amacına ulaşmasına katkı sağlayacak kadrolaşma faaliyetlerinin önünün açıldığı" anlatıldı.

Raporda, "Sonuç olarak, Gülen'in, 1970'lerin sonunda başlattığı uzun vadeli projenin ilk halkasını eğitim oluştururken, tedrisattan geçenler başta Emniyet, yargı, TSK ve mülkiye olmak üzere devletin önemli kademelerine yerleştirilmiş, bir kısmı ise 'iş adamı' olmaya aday gösterilmiştir. Örgüt bir yandan eğitimle kadro yetiştirip, bir yandan da diğer alanlarda etkinliğini artırmıştır" ifadeleri kullanıldı.

(Sürecek)

Haber Ara