Audi, henüz hiçbir otomobil üreticisinin hızlı, hafif ve seri üretime uygun dört çekişli bir sistem geliştirmediği 1980 yılında, quattro sürekli dört tekerlekten çekiş sistemiyle otomotiv tarihinde çığır açtı. Latince 4 anlamına gelen quattro, motorun gücünü yol koşullarına göre değişen oranlarda ön ve arka aksa aktarma prensibine dayanıyor.
Sistemsel özellikler
En temel şekilde açıklanmaya çalışılırsa quattro sistemi dört tekerleği de sürekli ve kesintisiz olarak devreye sokuyor. Aracın her bir tekerinin temas ettiği zemin koşullarına bağlı olarak her bir tekere en doğru çekiş kuvvetini aktarıyor. quattro dört tekerden çekiş sistemi çekiş kuvvetini dört tekerlek arasında dağıtıyor. Böylece tekerlekler arasında optimum kuvvet dağılımı gerçekleşiyor ve araç virajlar ya da ıslak, karlı veya buz zemin gibi olağanüstü koşullar altında bile yol tutuşunu koruyor. Audi hali hazırda geleneksel içten yanmalı ve hibrit 100'ün üzerindeki modelde, bu sistemi sunuyor.
Geleceğin quattro'su
Marka çok yakın bir geçmişte, bu sistemi elektrikli otomobil ailesi e-tron için de mükemmelleştirerek, yüksek performansı, benzersiz yol tutuşu, güvenliği ve enerji verimliliğini tek bir noktada buluşturuyor.Audi'nin hali hazırdaki e-tron modellerinde, ön ve arka aksta olmak üzere iki elektrikli motor bulunuyor. Normal şartlarda araç, arka aksta bulunan elektrik motorlarıyla hareket ediyor. Böylece enerji tasarrufu sağlanırken, yumuşak ve konforlu bir sürüş sağlanıyor. Ön akstaki elektrikli motorlar ancak daha dinamik bir sürüş istendiğinde, yüksek tork gerektiğinde veya kaygan, ıslak veya karlı zemin gibi yol tutuşun zor olduğu durumlarda devreye giriyor.