ABD'de Kongreye seçilen ilk başörtülü kadın olma ünvanını taşıyan Ilhan Omar üzerinden başlayan anti-semitizm tartışmaları ve Başkan Donald Trump'ın Omar'ı istifaya çağırması, Yahudi karşıtlığı konusunda Amerikan siyasetindeki "çifte standart" tartışmalarını gündeme getirdi.
Temsilcisi Somali asıllı Demokrat İlhan Omar'ın, sosyal medya hesabından İsrail yanlısı Amerikan İsrail Halkla İlişkiler Komitesi'nin (AIPAC) İsrail'i desteklemeleri için ABD'li siyasilere para ödediğini ifade etmesi ile başlayan anti-semitizm tartışmaları, ABD'de gündemdeki yerini koruyor.
'ÇİFTE STANDART'
Omar'ın söz konusu açıklamalarından dolayı ülkedeki Yahudilerden özür dilemesine rağmen Başkan Trump'ın Omar'ı istifaya çağırması üzerine, yetkililer ve ABD basını Trump'a daha önce yaptığı anti-semitik, İslamofobik ve ırkçı açıklamalarını hatırlattı. Trump'ın ve diğer Cumhuriyetçi isimlerin yaptıkları açıklamalardan dolayı özür dilemedikleri halde, Omar'ın özrüne rağmen Müslüman siyasetçiye yüklenmeleri, "çifte standart" yorumlarına yol açtı.
Nitekim Omar da bu sabah yaptığı açıklamada bu noktaya dikkati çekerek, Trump'ın istifa çağrısına "Tüm hayatın boyunca, Yahudilere, Müslümanlara, yerlilere, göçmenlere, siyahi insanlara ve dahasına nefret ticareti yaptınız. Ben, sözlerimin etkilediği insanlardan öğrendim. Sen ne zaman öğreneceksin?" yanıtını verdi.
"TRUMP KENDİSİ ÖZÜR DİLEMEMESİNE RAĞMEN, KARŞIT GÖRÜŞLÜLERDEN ÖZÜR BEKLİYOR"
Eugene Scott, Washington Post gazetesindeki makalesinde, Cumhuriyetçi Parti'nin Iowa'dan Temsilciler Meclisi üyesi Steve King'in geçen ay New York Times'a verdiği bir mülakattaki, Beyaz milliyetçi, beyaz üstünlükçü, Batı medeniyeti kavramları niye bu kadar rahatsız ediyor ki?" ifadelerini anımsattı.
King'in bu ifadelerinden dolayı hiçbir zaman özür dilememesine rağmen, Omar kadar eleştirilmediğini vurgulayan Scott, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Omar'ın özrü ve King'in kendini savunması Demokrat ve Cumhuriyetçilere oy verenlerin ruh halini yansıtıyor olabilir. Demokratlar, ayrımcılığı ciddiye alan liderler istiyor. Cumhuriyetçi taban ise "siyasi doğruluğa" karşı her şeyi geri püskürten liderler arıyor. Tarihsel olarak marjinalleşmiş gruplara karşı saygısızlığı için kendi özür dilememesine rağmen, Trump karşıt görüşlü kişilerden özür talep ediyor. Az ya da çok çifte standart olan bu yaklaşım, diğer şeyler gibi değişmeyecek çünkü Trump özellikle parti tabanındaki Cumhuriyetçilerden destek alıyor."
Amerikan yayın kuruluşu CNN ise yayınladığı bir haberinde, Trump'ın King'e gerekli cevabı vermediğini ve kendisinin de daha önce defalarca anti-semitik söylemlerde bulunduğunu kaydetti.
The New York Times ise ilgili haberinde, "Yahudilere yönelik klişelere yabancı olmayan Trump, İlhan Omar'ın özrünü reddetti" başlığını attı.
Demokrat Parti'ye bağlı İlerici Meclis Alt Grubu eş başkanları Mark Pocan ve Pramila Jayapal, yaptıkları yazılı açıklamada, "Trump'ın Omar'ı istifaya çağıran ifadeleri utanç verici ve ne yazık ki şaşırtıcı değil. Adaylığı ve başkanlığı döneminde Donald Trump, sürekli beyaz milliyetçilik, İslamofobi, cinsiyetçilik ve ırkçılığı pohpohladı, bunlar için de özür dilemedi." ifadelerini kullandı.
ABD Temsilciler Meclisinin en genç kadın üyesi Alexandria Ocasio Cortez de "Başkan Trump'ın aksine Omar, sıkıntıyı kabullenip özür diledi, duruşunu açıkça belli ederken, anti-semitizmin geçmişini öğrenme fırsatını da yakaladı." mesajını paylaştı.
TRUMP VE CUMHURİYETÇİLERİN ANTİ-SEMİTİK AÇIKLAMALARI
Başkan Trump hem adaylığı hem de başkanlığı döneminde sık sık anti-semitik açıklamalarda bulundu. Trump'ın seçim döneminde kullandığı "America First (Önce Amerika)" sloganının, 1930'lardaki anti-semitik derneklerin sloganı olması o dönem Yahudi camiadan ciddi tepki toplamıştı.
Trump, 2015'teki bir konuşmasında Yahudi dinleyicilere, "Beni (seçimlerde) desteklemeyeceksiniz, çünkü ben sizin paranızı istemiyorum. Bana para vermek istemiyorsunuz ama sorun değil, kendi politikacılarınızı kontrol etmek istiyorsunuz ama sorun yok." ifadelerini kullanmıştı.
Ayrıca Trump 2017'de Charlottesville'deki neo-nazi eylemcileri de "çok iyi insanlar olarak" nitelemişti.
Trump, yine hem adaylığı hem de başkanlığı döneminde Müslümanlara yönelik çeşitli ithamlarda bulunmuş, göreve başladıktan kısa süre sonra bazı Müslüman ülke vatandaşlarına seyahat yasağı getirmişti.
Ayrıca Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da 2013'te Kongre üyesiyken yaptığı bir açıklamada, "Amerika'daki İslamcı liderleri Boston maratonundaki bombalı saldırıyı kınamamakla" suçlamıştı.
AIPAC ÜZERİNE ÇIKAN ANTİ-SEMİTİZM TARTIŞMASI
Anti-semitizm tartışmaları, ABD'nin Minnesota Temsilcisi Somali asıllı Demokrat İlhan Omar'ın, sosyal medya hesabından İsrail yanlısı Amerikan İsrail Halkla İlişkiler Komitesi'nin (AIPAC) İsrail'i desteklemeleri için ABD'li siyasilere para ödediğini ifade etmesiyle başlamıştı.
Kongreye giren ilk başörtülü Müslüman kadın ünvanını taşıyan Omar, hakkındaki anti-semitizm suçlamalarına yönelik Twitter'dan önceki gün bir açıklama yaparak, anti-semitizmin gerçek olduğunu belirtmiş ve tartışmalarda bunu kendisine öğreten Yahudi arkadaşlarına teşekkür etmişti.
Omar, "Amacım Yahudi seçmenlerimi ve Amerikalı Yahudileri kırmak değildi. Kimliğim üzerinden bana saldıranlardan da beklediğim gibi her zaman geri adım atmaya ve eleştiri yoluyla düşünmeye istekli olmalıyız. Bu sebeple net bir şekilde özür dilerim." şeklinde açıklama yapmıştı.
Açıklamasında ayrıca Amerikan siyasetinde lobilerin rolüne de dikkati çeken Omar, "Amerikan İsrail Halkla İlişkiler Komitesi (a), Ulusal Tüfek Derneği (NRA) veya fosil yakıt endüstri lobilerinin siyasetimizdeki problemli rolünü vurgulamaya devam edeceğim. Çok uzun zamandır devam eden bu konuyu dikkate almalıyız." ifadelerini de eklemişti.