Meltem Suat/Timeturk Dış Haberler Servisi/Özel
Japonya'daki Kürt göçmenlerle ilgili gündeme gelen haberler, hem bu azınlığın yaşadığı zorlukları hem de ülkedeki göçmenlik politikalarının önemini ortaya koyuyor. Hukuki sorunlar, çalışma koşulları ve toplum içindeki uyum süreçleri açısından hassas bir tablo mevcut. Araştırmacı İrfan Aktan ile, Japonya'daki Kürtlerin yaşadıkları ve ülkedeki göçmen politikalarının etkileri üzerine konuştuk.
Japonya'daki Kürtlerin sayısı ve yaşam koşulları hakkında neler söyleyebilirsiniz?
İrfan Aktan: Japonya'da yaklaşık 2 bin Kürt yaşıyor. Bunların çoğu Saitama vilayetindeki Kawaguchi ve Warabi şehirlerinde bulunuyor. Ancak hukuki statüleri çok zayıf, büyük çoğunluğu "karihomen" dediğimiz denetimli serbestlik pozisyonunda. Bu statü, çalışma, eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimde ciddi kısıtlamalar getiriyor.
Karihomen statüsü tam olarak ne anlama geliyor?
İrfan Aktan: Karihomen, Japonya'da iltica başvurusu reddedilen kişilere verilen bir tür denetimli serbestlik. Bu statüdekiler seyahat ve çalışma haklarından mahrum. Dolayısıyla Kürtler genellikle kayıt dışı ve kaçak işlerde çalışmak zorunda kalıyorlar, örneğin ev yıkım işlerinde.
Ekonomik açıdan Kürtlerin durumu nasıl?
İrfan Aktan: 2010'dan sonra bazı Kürtler Japon-Kürt evlilikleriyle vize alıp kendi şirketlerini kurdular. Böylece akrabalarını istihdam ederek daha iyi ücretlerle çalışma imkanı sağladılar. Ancak bu ekonomik yükseliş, ırkçı grupların kıskançlığını ve nefretini artırdı.
Japonya'daki ırkçı grupların Kürtlere bakışı nasıl?
İrfan Aktan: Japonya'da milliyetçi ve ırkçı gruplar, nüfusun azalması nedeniyle göçmen işçi kabulünün artacağını düşünüyor ve bunu engellemek için göçmenlere karşı kampanyalar yürütüyorlar. Kürtler, Vietnamlılar, Çinliler, Koreliler gibi birçok göçmen grubunu hedef gösteriyorlar. Kürtler ise bu kampanyanın en çok hedef aldığı grup oldu.
Japonya'nın göçmenlik yasalarında ne tür değişiklikler oldu?
İrfan Aktan: 2023'te Göç Kontrol Yasası'nda yapılan değişiklikle, iltica talepleri üç kez reddedilenlerin sınır dışı edilmesi hızlandırıldı. Bu karar, karihomen statüsündeki Kürtler başta olmak üzere birçok göçmenin durumunu zorlaştırdı.
Japonya'daki Türk ve Kürt toplulukları arasında nasıl bir ilişki var?
İrfan Aktan: Genel olarak farklı şehirlerde yaşıyorlar ve çok örgütlü bir yapı yok. 2015'te Tokyo'da seçim sırasında ciddi bir kavga yaşandı. Ancak bu tür gerilimler kalıcı değil. Japonya'daki ırkçılar ise bu ayrışmayı derinleştirmeye çalışıyor.
Japonya'daki insan hakları örgütleri bu konuda nasıl hareket ediyor?
İrfan Aktan: Japonya Barolar Birliği ve bazı yerel inisiyatifler Kürtlerle dayanışma halinde. “Kürtlerle Birlikte” (HEVAL) gibi dernekler Japonca dersleri veriyor, ekonomik destek sağlıyorlar. Ancak genel olarak Kürtlerin sağlık ve eğitim erişimi çok kısıtlı.
Son olarak bu durumu nasıl özetlersiniz?
İrfan Aktan: Nazi Almanyası'nda Yahudilere yapılan propagandaya benziyor. İnsanlar asılsız suçlamalarla hedef gösteriliyor, sorunlar bahane edilerek baskılar artırılıyor. Kürtler sadece hayatta kalmaya çalışan bir azınlık. Onları suçlamak insanlık dışı.
Yorum Yap