ABD Başkanı Donald Trump, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararı aldı. Peki karar neden şimdi alındı ve hangi sonuçlara yola açacak? Ortadoğu uzmanı Karel Valansi ve Columbia Üniversitesi Arap çalışmaları profesörü Rashid Khalidi, Donald Trump'ın aldığı kararı Gazete Habertürk'e değerlendirdi.
TRUMP BU KARARI NEDEN ŞİMDİ ALDI?
- Ortadoğu uzmanı ve yazar Karel Valansi: ABD, Ortadoğu'ya İsrail-Filistin barış görüşmeleriyle birlikte bir geri dönüş yapacak, hazırlıklarına başladı. "Sorunları başarısız stratejileri yineleyerek aşamayız" demişti. "İsrail'in bölgede birçok ülkeyle ilişkisini düzelttiği bir dönemde bu kararı kabul ettirmek daha kolay olabilir" savına inanabiliyor olabilir, ben doğru bulmuyorum.
- Columbia Üniversitesi Arap çalışmaları profesörü Rashid Khalidi: Benim gibi ailesi yüzlerce yıl Kudüs'te yaşayan birisi için Trump'ın kararı, ABD'nin İsrail'in 1967'deki işgalinin meşru sayılması demek. Oradaki yüz binlerce Filistinliyi de istenmeyen kişi ilan ediyor. Trump'ın acınası seviyedeki barış planı; Trump'ın İsrail lehine hareket etmesi kendi dostlarına fayda sağladı.
KUDÜS'ÜN STATÜSÜ KORUNABİLİR Mİ?
Karel Valansi: Trump şehrin sınırları konusuna ve İsrail'in egemenlik alanının sınırlarına değinmedi. Her ne kadar ABD'nin Kudüs anlayışı genellikle İsrail'inkiyle uyuşsa da Doğu Kudüs'te Yahudi egemenliğini kabul ettiğini belirtmemeye özen gösterdi. Öte yandan Rusya bu konuda da ABD'den bir adım önde; Putin, "İsrail'in başkenti Tel Aviv değil, Batı Kudüs'tür" demişti nisan ayında.
HANGİ SONUÇLARA YOL AÇACAK?
- Karel Valansi: Şu an için görülen, ABD'nin bu kararı sonrasında yalnız bırakıldığı. Birçok ülke ve kurum, bu kararın yanlış olduğunu farklı sertlik derecesinde belirtti. Ancak önemli olan özellikle Ortadoğu aktörlerinin konuşmanın ötesine geçip geçmeyecekleri. Her ne kadar İsrail karşıtlığı veya Kudüs birleştirici olsa da birçok ülkenin öncelikleri halen farklı.
- Rashid Khalidi: Trump'ın kararları, Arap dünyasını küçümsedi. Arap diktatörleri ABD'lilere ne derse desin, Arap halkı Filistin'in Kudüs'e yönelik fikrinde hemfikir. Onların kaçınılmaz tutumu ABD'nin bölgedeki çıkarlarını etkileyecek. Bu son diplomatik fiyasko, ABD'nin geri kalanının da görüşlerini ortaya koyuyor. Bu zamana kadar hiçbir ülke Kudüs'ü başkent olarak tanımamıştı. Aptal hareketiyle asrın fiyaskosuna imza attı. Uluslararası hukuk açısından ve Ortadoğu'da barışı umursayan herkes için üzücü bir gün.
FİLİSTİN'E İÇ ETKİLERİ NELER OLABİLİR?
- Karel Valansi: Bu açıklamanın ilk sonucu, Trump'ın planladığı barış görüşmelerinin süresiz ertelendiği. Öte yandan, barış görüşmeleri için Filistin tarafına kabul edebilecekleri bir öneri ile gitmeleri gerek. Kudüs konusu dışında, El Fetih-HAMAS uzlaşısı HAMAS'ın silahsızlanmayı kabul etmemesi nedeniyle belli bir noktada düğümlenebilir.
- Rashid Khalidi: Filistin barışını daha da çözülmez hale getirdi. Filistin-İsrail barışının şimdi sürdürülebilir olduğunu görmek muhtemel değil. Bu Trump'ın kendisini de yaralayacak bir yara ve diplomasi açısından yankıları sürecek. ABD'nin duruşu müttefikleriyle ilişkisini bölmeyi sürdürecek. Böyle düşünen insanları da bölecektir.
BU KARARIN GERİ DÖNÜŞÜ OLABİLİR Mİ?
- Karel Valansi: ABD Kongresi, 1995 yılında Amerikan Büyükelçiliği'ni Tel Aviv'den Kudüs'e taşımayı öngören yasayı kabul ettiğinde Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımıştı. Bu karar bağlayıcı. Bu adım, 1917 Balfour Deklarasyonu kadar önemli bir karar.
- Rashid Khalidi: Karar geri alınamaz, kalıcıdır. ABD bu tanımayı geri alamayacak.