Dolar

32,4480

Euro

34,7319

Altın

2.435,12

Bist

9.915,62

'Darbeci helikopter pilotları hedef gözeterek ateş etti'

Kara Havacılık davasının gerekçeli kararında, 'Sanıklar, kendilerine tepki gösteren halka ve darbe teşebbüsünü önlemeye çalışan güvenlik görevlilerine hedef gözeterek helikopterle ateş etmiştir. Bu telsiz kayıtlarında da açıkça görülüyor.' denildi.

5 Yıl Önce Güncellendi

2019-09-17 14:59:34

'Darbeci helikopter pilotları hedef gözeterek ateş etti'

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında MİT, Genelkurmay Başkanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı kavşağı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ile sivillere ateş eden helikopter pilotlarının da yargılandığı Kara Havacılık Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada 152 sanık hakkında verilen hükmün gerekçesi yazıldı.

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince sanıklardan 56'sına ağırlaştırılmış müebbet, 18'ine müebbet, 45'ine 6 yıl 3 ay ile 18 yıl arasında değişen sürelerde hapis cezası ile 33'üne beraat ve tefrik verilen kararın gerekçesi taraflara tebliğ edildi.

Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, üye hakimler Mustafa Şenocak ile Ahmet Dişbudak'ın imzasını taşıyan 1242 sayfalık kararda, 278 mağdur müşteki, 261 tanık, 27 şehit yakını ile dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'in de aralarında bulunduğu 12 katılanın beyanı da yer aldı.

AA muhabirinin ulaştığı kararda, sanıklara verilen cezaların gerekçeleri hakkında ayrıntılı açıklamalar yapıldı.

Kararda, aynı zamanda FETÖ'nün yapısı, işleyişi, mali kaynakları, kamu kurumlarına sızma stratejisi ve 15 Temmuz darbe girişiminin nasıl yapıldığı ele alındı.

Örgütün öncelikli amacının kamu kurumlarında yer edinmek için her yolu "mübah" kabul ettiği vurgulanan kararda, örgüt mensuplarının deşifre olmamak için "tedbir" adı altında gizlendikleri, bulundukları ortama ayak uydurdukları ifade edildi.

Kararda, 15 Temmuz 2016'daki kanlı darbe girişiminin, FETÖ üyesi askerler tarafından yapıldığı, bu kapsamda Türkiye'nin birçok yerinde darbe girişiminde yer aldıkları belirlenen sanıklar hakkında davalar açıldığı, Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince görülen ilgili bazı davaların karara bağlandığı hatırlatıldı.

Gerekçeli karara göre, "sivil imamlar Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Harun Biniş, Nurettin Oruç ve Hakan Çiçek'in cuntanın merkez üssü Akıncı'da bulunmaları", "kalkışmaya ilişkin mahkeme kararları", "derdest dava dosyaları", "yürütülen soruşturmalar", "itirafçı beyanları" ve "resmi kurumların tespitleri" darbe girişiminin FETÖ'cü bir kalkışma olduğunu ortaya koydu.

Helikopterler sivillere karşı kullanıldı

Sanıkların eylemlerine geniş yer verilen kararda darbecilerin, ülke savunması için kullanılması gereken helikopter ve silahlarla sivillere zarar vermek için kullandıklarına dikkat çekildi.

15 Temmuz darbe girişiminin failinin FETÖ olduğu vurgulanan kararda, "Darbe girişimi, TSK içine yuvalanmış FETÖ mensubu asker ve bu örgüte bağlı sivillerce gerçekleştirilmiştir." denildi.

Sanıkların darbe girişiminden önce organize oldukları anlatılan kararda, bazı darbecilerin karargaha yakın alışveriş merkezlerinde teşebbüs saatini beklediği, start verildiğinde ise bunların kışlaya gittikleri vurgulandı.

FETÖ'cü olmayan askerlerin idari izinli oldukları söylenerek kışladan uzaklaştırıldıklarına dikkat çekilen kararda, darbecilerin 15 Temmuz akşamı kendilerinden olmayan askerleri ise karargaha almadıkları vurgulandı.

Sanıklar, hedef gözeterek halka ateş etti

Kararda, sanıkların savunmalarında terör saldırısı nedeniyle kışlalarına gittiklerini söylediklerini ancak sonrasında gelişen olayların beyanları doğrulamadığı aktarıldı.

Türk ordusunun daima terör örgütlerinin karşısında ön safta yer aldığı hatırlatılan kararda, "Ancak bunun için kendisine tevdi edilen bir yasal görevi olmalıdır. Olay günü Türkiye genelinde tesadüfen de olsa bir terör eylemi yoktur. Kaldı ki eylemlerin gerçekleştiği yerler İçişleri Bakanlığına bağlı güvenlik güçlerinin sorumluluğundaki bölgelerdir. Askeri birliklerin buna dahil olması için genel kolluk kuvvetlerinin imkan ve kabiliyetlerini aşan bir terörist girişimi olmalıdır. Bununla birlikte Bakanlar Kurulu kararı ile valilerin genel koordinasyonu gerekmektedir." değerlendirmesi yapıldı.

Terör saldırısına karşı hareket ettiğini öne süren sanıkların önce kendilerinden olmayan güvenlik görevlilerini etkisiz hale getirdikleri vurgulanan kararda, şu tespite yer verildi:

"Terör eylemini önlemeye gittiğini söyleyen birliklerin (sanıkların) yaptığı ilk iş, oradaki güvenlik görevlilerini etkisiz hale getirmek ve silahlarını almak olmuştur. Derdest edilen güvenlik görevlilerinin terörist olmadığı açıktır. Sanıklar, kendilerine tepki gösteren halka ve darbe teşebbüsünü önlemeye çalışan güvenlik görevlilerine hedef gözeterek helikopterle ateş etmiştir. Bu husus telsiz kayıtlarında da açıkça görülmektedir. Olay gecesi öldürülen ya da yaralanan hiçbir Türk vatandaşının terörist eylemi çağrıştıracak hiçbir hareketi olmamıştır."

Darbeciler birbirlerini kollamış

Bazı sanıkların ilk ifadelerinde Kara Havacılık Komutanlığında görev yapan herkesin birbirini tanıdığını söyledikleri aktarılan gerekçeli kararda, söz konusu mahkeme huzurunda ise 15 Temmuz akşamı uçan ve darbe faaliyetlerinde bulunan pilotların isimlerini özellikle vermediklerine dikkat çekildi.

Gerekçeli kararda bu konuya ilişkin şu değerlendirme yapıldı:

"Pilot ve teknisyenlerin birbirlerini iyi tanıdıkları halde birlikte uçtukları kişilerin isimlerini vermekten kaçındıkları, Akıncı Üssü'nde bulundukları pilot ve teknisyenlerin isimlerini bilmediklerini söylemesi, ayrıca kurallara aykırı uçtukları açıkça ortaya çıkmasına rağmen örgütsel bir davranış biçimi sergileyerek isim söylemedikleri mahkememizce değerlendirilmiştir. Ayrıca olay gecesi mevzuata aykırı olarak zimmetli olmayan silahlar dağıtılmıştır. Bu hususlar dikkate alındığında sanıkların amirinden aldığı emri yerine getirdiğine, emri sorgulama imkanının kanunla ortadan kaldırıldığına, emrin yerine getirilmesi nedeniyle sorumlu tutulamayacaklarına yönelik savunmalarına itibar edilmesi imkanı bulunmamaktadır."

Gerekçeli kararına göre FETÖ mensupları, Kara Havacılık Komutanlığındaki darbe hazırlıklarına 3 ay önceden başladı.

Darbe girişiminin Kara Havacılık Komutanlığıyla ilgili kısımlarının planlanmasına ilişkin toplantılar, Güvercinlik kışlasındaki odalarının yanı sıra sanık Muhammet Baran'ın Yenimahalle ilçesi Aşağı Yahyalar Mahallesi'ndeki evinde yapıldı.

Baran'ın evinde 13 ve 14 Temmuz'da yapılan son planlama toplantılarına sanıklar Halil Gül, Özcan Karacan, Erdal Başlar, Taha Fatih Çelik, Murat Bolat, İlkay Ateş, Deniz Okan Kocakurt ve Sadullah Abra katıldı.

Taarruz helikopter pilot ve teknisyenlerin koordinasyon işini sanık Özcan Karacan, genel maksat helikopterleri olan Skorsky S-70 helikopterlerine ilişkin planlamayı ise sanık Mehmet Şamcı yaptı.

Bu kapsamda AH-1P Kobra tipi helikopter pilotları sanıklar Sadullah Abra, Hakan Sandık, Murat Karakaş, Rafet Kalaycı ve İzzet Çakan, AH1W Süper Kobra tipi helikopter pilotları sanıklar İlkay Ateş, Ali Ercan, Taha Fatih Çelik ve Cebrail Sert, Atak helikopter pilotları sanıklar Erdal Başlar, Eyüp Ünal ve Hakan Erol seçildi.

Sanıklar Vedat Seven, İsmail Yolcu, Yücel Ersüren, Osman Çayır, Mehmet Fatih Armağan, Uğur Kapan, Yakup Yayla, Temür Aydın, Ahmet Sereyim, Gürçay Baylar, Mustafa Çin, Erdoğan Erdem, Gökhan Lütfü Reyhan, Tekin Taşdemir, Muzaffer Kartopu, Ümran Taş, Gökhan Çiçek, Mehmet Demirhisar, Osman Karacan ve Abdullah Ateştemur'un Skorsky S-70 tipi helikopteri kullanması planlanırken, AS-532 Cougar tipi helikopter pilotluğu için Sezgin Uyanık, Deniz Aldemir, Rıza Akıncı ve Zafer Dolu seçildi.

Darbeciler, bu helikopterlere teknisyenlik yapacak 22 kişilik ekibi de önceden belirledi. 

Darbeye hazırlık toplantıları yaptılar

Sanıklardan Özcan Karacan, 13 Temmuz 2016'da Muhammet Baran'ın evinde gerçekleştirilen darbeye hazırlık toplantısından sonra saat 23.00-24.00 sıralarında uçakla İzmir'e giderek 3. Havacılık Alay Komutanlığındaki birlik komutanlarından FETÖ mensubu Zeki Göçmen ve Murat Dağlı ile görüştü. 

Karacan, İzmir 3. Havacılık Alay Komutanlığı'nın yerine getireceği görevleri bildirdikten sonra sabah uçakla Ankara'ya döndü.

Karacan'ın, 4-7 Temmuz 2016 tarihleri arasında Malatya'da bulunduğu, yine 12 Temmuz 2016'da gündüz saatlerinde Kara Havacılık Komutanlığına ait uçakla Malatya'ya giderek 2. Kara Havacılık Alay Komutanı Mustafa Özkan ile görüşüp beraberinde götürdüğü cep telefonunu verdi.

Bu görüşmeyle sanıklar Yakup Yayla, Gürçay Baylar, Hakan Erol, Volkan Türkkorkmaz ve Mustafa Ormantepe'nin darbe faaliyetinde bulunmak üzere 15 Temmuz'da Ankara'da bulunmaları sağlandı. Özkan, iki Atak ve bir UH-1 helikopteri ile bin 500 20 x 102 mm mühimmatı Malatya'dan Ankara'ya gönderdi.

Darbe kapsamında Kara Havacılık Komutanlığının yerine getireceği faaliyetler için izinde olan FETÖ mensubu askeri personel, tazeleme ve idame eğitimi gibi değişik yasal gerekçelerle Ankara'ya çağrıldı, Güvercinlik kışlasının kontrolünün nasıl sağlanacağı, hangi personelin hangi görevi yerine getireceği ayrıntılarıyla belirlendi.

Darbe tarihi belirlendikten sonra Malatya 2. Kara Havacılık Alayından görev yapan Yakup Yayla ile Gürçay Baylar, tazeleme eğitimi ve idame eğitimi almak için 14 Temmuz 2016'da Mustafa Özkan tarafından yazılı emirle görevlendirildi. Yayla ve Baylar, aynı gün 10980 kuyruk numaralı S-70 helikopterle tazeleme ve idame eğitimi almak gerekçesiyle Ankara'ya geldi. 

Malatya 2. Kara Havacılık Alayında teknisyen olarak görev yapan Volkan Türkkorkmaz ve Mustafa Ormantepe de darbe girişimi kapsamında faaliyette bulunacak helikopterlerde teknisyenlik yapmak üzere 15 Temmuz'da otobüsle Ankara'ya intikal etti.

İki gün rapor aldılar

Saldırı helikopteri pilotu olarak darbe gecesi uçmaları planlanan ve İstanbul'da Kara Harp Akademisinde öğrenim gören sanıklar İzzet Çakan ve Hakan Sandık, 14 Temmuz'da Kağıthane Devlet Hastanesinden iki günlük istirahat gerektirecek hastalıkları bulunduğuna dair doktor raporu alarak 15 Temmuz 2016'da Ankara'ya geldi.

Kara Kuvvetleri Komutanlığı Tayin Dairesinde görev yapan sanıklar Rıza Akıncı ve Temür Aydın, yurt dışında izinde bulunmalarına, Abdullah Ateştemur, Yücel Ersüren, Yusuf Özcan, Kadir Bayram, Mehmet Demirhisar ve Rafet Kalaycı gibi kimi sanıklar da yıllık izinde olmalarına rağmen izinlerini keserek 15 Temmuz'da Ankara'da bulundu.

Helikopterler için gerekli mühimmat, FETÖ mensubu askerler tarafından rutin askeri faaliyetler gerekçe gösterilerek temin edildi.

Sanık Özcan Karacan, 15 Temmuz öğle saatlerinde bakım hangarında görevli teknisyenlere darbe kapsamında kullanılacak saldırı helikopterlerini faal hale getirerek hangardan uçuş hattına çıkarmaları talimatını verdi.

Kara Havacılık Komutanlığını sevk ve idare etmesinin planlanlanan sanık Ünsal Coşkun da askeri darbe faaliyetinin başlaması üzerine Kara Havacılık Komutanlığının komutasını ele geçirdi.

Faaliyetleri gizlediler

Gerekçeli karara göre, 15 Temmuz öğle saatlerinde Kara Havacılık Komutanlığında darbe kapsamında görevlendirilen subaylardan biri, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığına giderek, "Kendisi gibi Fetullahçı olan bir pilotun 14 Temmuz'da telefonla aradığını ve CH-47 CHİNHOOK helikopterlerinin kabul töreni hazırlıkları nedeniyle gösteri uçuşu yapılacağından 15 Temmuz Cuma günü Kara Havacılık Komutanlığında bulunması gerektiğini söylediğini, bunun üzerine Kara Havacılık Komutanlığına gittiğinde telefonda konuştuğu pilotla görüştüğünü, bu pilotun kendisine akşam 19.00'dan itibaren iki adet Skorsky, bir adet Cougar helikopteriyle izinsiz uçuş yapılacağını, uçuşun geç saatlere kadar devam edeceğini, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın alınacağını, bu uçuşu yaparken başka bir pilot yarbayın da kendilerine yardımcı olacağını söylediği" bilgisini verdi.

Bu ihbar üzerine dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'i telefonla arayıp bilgi veren Fidan, bir yardımcısını da ayrıntıları aktarmak üzere Genelkurmay Başkanlığına gönderdi. İhbarın ciddiyeti nedeniyle MİT Müsteşarı Fidan, karargaha çağrıldı. Değerlendirme sonucu Genelkurmay Başkanı Akar, tüm Türkiye hava sahasını kapsayacak şekilde askeri helikopter ve uçaklar için uçuş yasağı emri verdi. Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak da Kara Havacılık Komutanlığına gönderildi. Çolak ve beraberindekiler saat 18.36'da Kara Havacılık Komutanlığına geldi.

Denetim için gelen Kara Kuvvetleri Komutanı'nın yapılan hazırlıkları fark etmesini engellemeye çalışan sanıklardan harekat merkezi nöbetçi subayı Mehmet Semih Üskaya, uçuş planı isteyen komutanlara bir önceki güne ait uçuş kartlarının çıktılarını sundu.

Malatya'dan gelen iki Atak ile bir UH-1 helikopterinin uçuşunu gizlemeye çalışan sanıklardan Fatih Karagöz, kulede görevli astsubay Rıdvan Özer'e bu helikopterle ilgili sadece kendisine bilgi verilmesi ve helikopterlerin kimseye fark ettirilmeden Güvercinlik meydanının 10-15 kilometre açığından Ulucan meydanına yönlendirilmesi talimatı verdi.

Sanık Halil Gül de tanık Levent Çakar'ı arayarak Kayseri'den gelen iki Atak ve bir UH-1 helikopterin Temelli'ye geçmesi talimatını verdi.

Cerideye yanlış bilgi girdi

Helikopterler denetim sırasında uçuş halinde oldukları halde Harekat Merkezinde nöbetçi subay olan sanık Anıl Korkmaz Harekat Merkezi ceridesine "19.30 itibariyle Kara Havacılık Komutanlığına ait B-350 (keşif maksatlı) uçak haricinde herhangi bir hava aracı bulunmadığı" şeklinde kayıt düşerek cerideye yanlış bilgi girdi.

Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak'ın olağandışı bir şekilde Güvercinlik kışlasına gelmesi üzerine sanık Özcan Karacan, saat 19.32'de sanık Sadullah Abra'yı aradığı ve planlanandan daha sonra kışlaya gelmeleri talimatını pilotlara iletmesini istedi. Bunun üzerine Abra, sanıklar Rafet Kalaycı, Yakup Yayla, İlkay Ateş, Erdal Başlar ve Gürçay Baylar'ı telefonla arayıp talimatı iletti. Kara Kuvvetleri Komutanı'nın Güvercinlik kışlasında bulunduğunu öğrenen pilot ve teknisyenler, kışla yakınında bulunan alışveriş merkezinde "kışlaya gelin" talimatını beklemeye başladılar. Çolak ve beraberindekilerin saat 21.08'de kışladan ayrılmasının ardından sanıklar Ünsal Çoşkun, Mehmet Şahin, Özcan Karacan, Mustafa Durmuş ve Halil Gül, askeri darbe faaliyeti kapsamında harekete geçtiler.

Sanıklar Halil Gül ve Ümran Taş, 13041 kuyruk numaralı Skorsky S-70 tipi helikopterle Güvercinlik meydanından kalkarak Genelkurmay Başkanlığı binasına gitti ve rehin alınan müştekiler Hulusi Akar, Salih Zeki Çolak, Yaşar Güler, İhsan Uyar, Uğur Tarçın, Metin Gürak, Atilla Gökesaoğlu, Yunus Can, Ertuğrulgazi Özkürkçü, Göksel Sevindik ve Halil Göncü'yü 4 ayrı sefer yaparak Akıncı Hava Üssü'ne götürdüler.

Sanıklar Mustafa Çin ve Uğur Kaplan'ın kullandıkları 13045 kuyruk numaralı Skorsky S-70 tipi helikopter, kuleden izin almadan kalkarak Akıncı Hava Üssü'ne gitti ve orada daha önceden belirlenmiş alana "Yurtta Sulh" parolasını kullanarak indi. Diğer pilot ve teknisyenler de helikopterlerle Akıncı Üssü'ne geldi.

Pilot ve teknisyenlerini toplayan sanık Uğur Kapan, askeri darbe yapıldığını, sıkıyönetim ilan edildiğini, kendisinin hava görev kuvvet komutanı olarak görevlendirildiğini, vereceği emir ve talimatlarla helikopter uçuşu gerçekleştirileceğini bildirdi ve "Atakanlar" adıyla bir Whatsapp grubu oluşturdu.

Makinalı tüfekle ateş ettiler

Kapan'ın talimatları üzerine, sanıklar Rıza Akıncı ve Zafer Dolu, 10505 kuyruk numaralı Cougar AS-532 tipi genel maksat helikopteriyle MİT müsteşarının rehin alınması planını gerçekleştirmek için MİT yerleşkesinin bulunduğu bölgeye gitti.

Sanıklar Halil Gül ve Mehmet Demirhisar, Skorsky tipi helikopterle, sanıklar Sezgin Uyanık ve Deniz Aldemir 10503 kuyruk numaralı Cougar AS-532 tipi genel maksat helikopteriyle, sanıklar Rıza Akıncı ve Zafer Dolu 10505 kuyruk numaralı Cougar AS-532 tipi genel maksat helikopteriyle Akıncı Hava Üssü'nden kalkış yaparak Harp Okuluna gitti ve oradan aldıkları piyade silahları ile silahlandırılmış Harp Okulu öğrencilerini Genelkurmay Başkanlığı bahçesine taşıdı.

Sanıklar Abdullah Ateştemur ve Erdoğan Erdem 10984 kuyruk numaralı Skorsky S-70 tipi genel maksat helikopteriyle, Ahmet Sereyim ve Yakup Yayla Skorsky S-70 tipi helikopteriyle, sanık pilotlar Sezgin Uyanık ve Deniz Aldemir Cougar AS-532 tipi genel maksat helikopteriyle, sanıklar İsmail Yolcu ve Temür Aydın Skorsky S-70 tipi genel maksat helikopteriyle, Gölbaşı'nda bulunan Özel Kuvvetler Komutanlığı Oğulbey kışlasına gitti ve oradan aldıkları silahlı, tam teçhizatlı Özel Kuvvetler mensubu darbeci askerleri Gölbaşı'nda bulunan TÜRKSAT Uydu Haberleşme Merkezi'ne taşıdı.

Sanıklar Tekin Taşdemir ve Mehmet Şamcı, Çankaya Köşkü yakınlarında bulunan Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı olduğu değerlendirilen yerden askerleri alarak Akıncı Hava Üssü'ne getirdi.

Sanıklar, uçuş gerçekleştirilen bölgelerdeki sivil kişilere, polislere, kamuya ait binalara ve araçlara makinalı tüfekle ateş açtı.

Sanıklar Ali Ercan ve Cebrail Sert, AH-1W Süper Kobra helikopterle MİT binası, Genelkurmay Başkanlığı binası, Özel Kuvvetler Komutanlığı binası civarında, sanıklar Hakan Sandık ve Sadullah Abra AH-1P Kobra helikopterle Çankaya Spor Okulu, Genelkurmay Başkanlığı binası, Beytepe ve Ankara Emniyet Müdürlüğü binası civarında, sanıklar İlkay Ateş ve Taha Fatih Çelik AH-1W Süper Kobra helikopterle Genelkurmay Başkanlığı binasının bulunduğu bölgeden alçak uçuş gerçekleştirdi.

Bu kez 10603 kuyruk numaralı AH-1W Süper Kobra helikopterle Jandarma Genel Komutanlığı binasının bulunduğu Beştepe bölgesi, Oran şehrindeki TRT binasının da olduğu bölgede, sanıklar Rafet Kalaycı ve Murat Karakaş, AH-1P Kobra helikopterle MİT Müsteşarlığı yerleşkesinin bulunduğu bölgede, Genelkurmay Başkanlığı binasının bulunduğu bölgede, spor okuluna giden polis aracının bulunduğu bölgede uçuş gerçekleştirdi ve bu bölgelerde sivil kişilere, kolluk görevlilerine, kamuya ait bina ve araçlara ateş açtı.

Sanıklar Erdal Başlar ve Eyüp Ünal, Ankara Emniyet Müdürlüğü ve Cumhurbaşkanlığı binası civarlarında uçuş gerçekleştirdi ve bu bölgelerde sivil kişilere, polislere, kamuya ait binalara, özel şahıs ve kamuya ait araçlara helikopterle ateş açtı.

Olay gecesi helikopterlerle gerçekleştirilen silahlı saldırılar sonucunda 28 kişi şehit oldu, 276 kişi yaralandı.

Hüküm

Gerekçeli kararda, bu eylemler nedeniyle sanıkların "anayasal düzeni ihlal", "kasten adam öldürme" ve "kasten yaralama", "mala zarar verme" ve "hürriyeti tahdit" suçlarını işledikleri vurgulanan kararda, sanıklardan 56'sına ağırlaştırılmış müebbet, 18'ine müebbet, 45'ine 6 yıl 3 ay ile 18 yıl arasında değişen sürelerde hapis cezası ile 31'ine beraat verildiği anlatıldı. Kararda, iki sanığın dosyasının ayrıldığı ifade edildi.

Haber Ara