Dolar

32,4432

Euro

34,7490

Altın

2.439,32

Bist

9.915,62

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kabulü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (2):- 'PKK/PYD terör örgütünü yerel halkla özdeşleştirmek Kürt kardeşlerimize yapılabilecek en büyük hakarettir'- '(Suriye'de) İnsani bir yaklaşım düşünüyorsak 'mültecilere kapılar açalım' diyorsak, gelin güvenli bölgelerde konteyner kentler oluşturalım'- 'Türkiye olarak müttefiklerimizden sadece lojistik destek alarak güvenli bölgeyi kuracak, ortak menfa

6 Yıl Önce Güncellendi

2019-02-07 20:52:10

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kabulü
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "PKK/PYD terör örgütünü yerel halkla özdeşleştirmek Kürt kardeşlerimize yapılabilecek en büyük hakarettir." dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ABD Ticaret Odası ve Amerikan Türk Konseyi üyelerini kabulünde, Amerika'nın Türkiye ile aynı hassasiyetleri paylaştığını düşündüğünü belirtti.

"Müttefiklik hukukunun da bunu gerektirdiğine inanıyorum. DEAŞ terör örgütünü, başka eli kanlı terör örgütüyle ikame etmeye çalışan eski yönetim bakiyesi bazı kesimler, baştan beri ülkemiz hakkında kara propaganda yapıyor. Türkiye'nin PKK, PYD/YPG terör örgütleriyle mücadelesini Kürtlere karşı bir mücadeleymiş gibi takdim etmeye çalışıyorlar." diyen Erdoğan, Kürtlerle hiçbir zaman herhangi bir sıkıntılarının olmadığını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün benim partimin bir defa bu bölgelerde ciddi sayıda milletvekilleri var. Bugüne kadar yani yeni yönetim sistemi dışındaki dönemlerde, her zaman kabinemin içerisinde benim Kürt bakan arkadaşlarım olmuştur. Şu anda bile, bu kabinemde bile yine var. Çünkü, bizde bu tür bir ayrımcılık söz konusu değil." değerlendirmesinde bulundu.

- "Aslolan liyakattir"

Erdoğan, ayrımcılık yapmamanın İslam dininin gereği olduğuna değinerek, "Aslolan insandır, aslolan ehliyettir aslolan liyakattir. Biz buna bakar, adımımızı da buna göre atarız. Çünkü bizde ne Arap'ın beyaza, ne beyazın Arap'a üstünlüğü yoktur. Buradan hareketle bir çalışmalarımızı sürdürüyoruz." ifadelerini kullandı.

Türkiye'ye karşı yürütülen iftira kampanyalarının Trump'ın son kararının ardından yoğunluk kazandığına dikkati çeken Erdoğan, Türkiye'nin Irak veya Suriye Kürtleriyle bir sorunu olmadığına işaret etti.

Erdoğan, Türkiye'nin, bu bölgelerde, Kürtlere kol kanat gerdiğini ve en zor zamanlarında sahip çıktığını dile getirerek, "Hem Saddam rejiminden ki Saddam zulmünde bir anda 500 bine yakın Iraklı Kürt, Türkiye'ye akın etmiştir. Biz onlara kapımızı kapamadık, kapımızı açtık. Onların hepsi ülkemize sığındılar." diye konuştu.

Bu dönemde de Irak'tan Türkiye'ye sığınan Kürt ve Ezidiler olduğunu hatırlatan Erdoğan, "Biz bunlara da kapımızı kapamadık. Yine kapımızı açtık, çünkü bizim medeniyetimizin gereği bu. Şu anda DEAŞ saldırılarından, PKK/PYD zulmünden kaçan Kürt kardeşlerimiz sadece ve sadece Türkiye'ye sığınıyor. Bunun yanında PYD/YPG'nin, PKK terör örgütünün bir kolu olduğu en güncel ABD istihbarat raporlarında da kayda geçmiştir. Görüntülü olarak bizde bunların belgeleri, kayıtları vardır." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eli kanlı terör örgütünün çocukları bile silahlandırarak cepheye sürdüğüne dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"PKK/PYD terör örgütünü yerel halkla özdeşleştirmek Kürt kardeşlerimize yapılabilecek en büyük hakarettir. Tüm bunlar dünya kamuoyunun gözleri önündeyken, bu katil sürülerine arka çıkılmasını, destek olunmasını, silah ve mühimmata boğulmasını anlamak mümkün değildir. Son dönemlerde gelen silahlarla beraber, 23 bin tır ve kamyon Suriye'nin kuzeyindeki bu bölgede malum terör örgütüne getirilmiştir. Bunların içerisinde mühimmat vardır. Bütün bunlarla beraber araç, gereç, silah vesaire vardır. Kime geliyor bunlar YPG'ye, PKK'ya geliyor. Yakalandıkları zaman bir de bakıyoruz Amerika'nın silahları. Kimde bu? Terör örgütlerinde. Ama bunları terör örgütü olarak şu anda hala Amerika kabullenemedi. Bizim sıkıntımız burada."

Gerçeklerin ABD kamuoyuna anlatılması noktasında destek beklediklerini dile getiren Erdoğan, zamanın haklı olduklarını göstereceğini söyledi.

Erdoğan, güvenli bölge oluşturulması fikrini desteklediklerinin altını çizerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Obama döneminde, ben güvenli bölge ifadesini devamlı kullanmışımdır, 'Obama'ya gelin burada bir güvenli bölge oluşturalım' demişimdir. 'Doğru söylüyorsun yapalım' denmiştir ama maalesef bu adım atılmamıştır. O süreç böyle geçti, şimdi bakıyorum ki Trump da güvenli bölgeyi, tampon bölge ifadesini kullanmaya başladı. Atalım adımları, bir an önce bunu sağlayalım. İsabetli de olur. Hemen her toplantıda, terörden arındırılmış, mültecilerin güvenle evlerine dönebilecekleri bir bölge kurulması gerektiğini ifade ettim. Eğer insani bir yaklaşım düşünüyorsak, 'mültecilere kapılar açalım' diyorsak, gelin güvenli bölgelerde konteyner kentler oluşturalım. Biz bütün bu konteyner kentler olsun veya normal konut yapımı olsun, bu konularda adım atalım. Bu kadar silah, mühimmat... Bunları yapacağımıza buralarda bu tür imkanları sağlayalım. Kimler buralarda destek verecekse, desteklerini versinler."

- Suriye'deki "güvenli bölgeler"

Güvenli bölgelerin oluşturulmasına destek vereceklerine dair Almanya Başbakanı (Angela) Merkel ve Suudi Arabistan Veliaht Prensinin (Muhammed bin Selman) kendisine söz verdiğini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:

"Hiçbirinden bir kuruş geldiği falan yok ama bizim şu ana kadar yaptığımız harcama 35 milyar doları buldu. Avrupa Birliği verdiği sözü yerine getirmedi. Avrupa Birliğinden, bizim şu ana kadar aldığımız rakam, bu da bizim bütçemize giren para değildir, uluslararası kuruluşlara bu para gelir, oradan AFAD, Kızılay gibi kuruluşlarımıza gelir, o da 1 milyar 750 milyon avrodur. Müttefiklerimizden, koalisyon ortaklarından maalesef mülteci ve terör sorununa kökten çözüm sunan bu teklifimize müspet cevap alamadık. Türkiye olarak müttefiklerimizden sadece lojistik destek alarak güvenli bölgeyi kuracak, ortak menfaatlerimiz doğrultusunda yönetecek her türlü imkana sahibiz."

Erdoğan, şu anda El Bab, Cerablus, Afrin gibi bölgelerde, okulları restore ettiklerini, hastaneler kurdukları, gençler ve çocukların kaynaşması için de sosyal etkinlikleri hızlandırdıklarını vurgulayarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu tür adımları atmaya hazır olduklarını dile getirdi.

- FETÖ ile mücadele

Türkiye'nin ulusal güvenliğini tehdit eden FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sonucunda, 251 vatandaşın şehit olmasına, 2 bin 193 kişinin de yaralanmasına sebep olduğunu hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu:

"İçinde bulunduğumuz şu Külliye etrafında 29 vatandaşımız FETÖ'cüler tarafından şehit edilmiştir. Parlamentomuz bombalanmıştır. Aynı şekilde güvenlik birimimiz bombalanmış ve orada da 36 polisimiz şehit olmuştur. Hal böyleyken FETÖ elebaşının Pensilvanya'da hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam etmesi, milletimizi ve şehit ailelerini yaralıyor. FETÖ'ye ait kurumların ihale yolsuzlukları, para aklama, sahte evrak düzenleme ve rüşvet gibi pek çok kirli işe bulaştıklarını biliyoruz. Amerika Charter School'lardan her yıl 700-750 milyon dolar gelir elde ettiklerini de biliyoruz. Bunları biz ilgililere yetkililere defalarca söylememize rağmen en ufak bir gelişme yok.

ABD makamlarının gerekli adımları bir an önce atmalarını bekliyoruz. Biz NATO'da ortağız, stratejik müttefikiz, birbirimize karşı atmamız gereken adımları bir an önce atmalıyız. Son dönemde ABD güvenlik birimlerinin FETÖ'ye karşı harekete geçtiklerini görüyor, bundan memnuniyet duyuyoruz. Siz değerli özel sektör temsilcilerinden de FETÖ terör örgütüne karşı müteyakkız olmanızı istiyoruz. FETÖ'nün karanlık ve kanlı yüzünün ifşası konusunda da sizlerin desteğini bekliyoruz."

(Sürecek)





Haber Ara