Koç, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, "Türkiye'nin ateş yerine döndüğünü" savundu.
Bu sabah Jandarma Teğmen Hubeyib Turan'ın şehit olduğu haberi ile güne başladıklarını hatırlatan Koç, "Daha sonra Diyarbakır'dan başka acı haberler gelmeye başladı. 3 Mehmedimizin acısı yüreğimize düştü. Ne yazık ki biraz önce Siirt'ten gelen başka bir haber de 8 Mehmetçiğimizi daha şehit verdiğimizi öğrenmiş bulunuyoruz" dedi.
Bugün sadece 12 vatan evladını, ana kuzusunu kaybettiklerini belirten Koç, bütün şehitlere Allah'tan rahmet, şehit ailelerine, TSK ile Türk milletine de sabır ve başsağlığı diledi.
Türkiye'nin gözyaşı döktüğünü, anaların feryat ettiğini ve nice ocaklara ateş düştüğünü ifade eden Koç, "Ülkemiz bugün bu acıları yaşarken, bu ızdırabı yüreğinde hissederken, ne yazık ki ülkenin Cumhurbaşkanı tarihte eşi benzeri görülmemiş bir sorumsuzluk içerisinde hareket ediyor" değerlendirmesinde bulundu.
Haluk Koç, şöyle devam etti:
"Bir tarafta gencecik fidanlar birer birer toprağa düşüyor. Diğer tarafta bu ülkenin Cumhurbaşkanı çıkmış muhtarlara fıkra anlatıyor. Azıcık edebi, azıcık izanı olan bir insan, millet bu acıları yaşarken, böyle davranabilir mi? Bu sorumsuzluğu sergileyebilir mi? Bugün acı çekiyoruz biz, acı. Senin deyimine göre 'aileler mutlu oluyor.' Aileler yanıyor. Eğer bugün Türkiye'nin belli coğrafyasında kamu güvenliği sıfırlanmışsa, içi boşaltılmışsa, terör veba gibi bütün ülkeye yayılmışsa, ekonomi alarm veriyorsa, böyle bir dalganın, böyle bir fırtınanın içinde bizler Türkiye'de Cumhurbaşkanı'nın ağzından neleri konuşuyoruz, tartışıyoruz, tam bir ibret. Herkes kendine şu soruyu sormalı; 13 yıldır bu ülkeyi kim yönetiyor? 13 yıldır bu ülkede hükümet sorumluğu kimde? Bugüne gelişin yol taşlarını döşeyenler kimler? Kimler, PKK terör örgütüyle pazarlık masası kurdular? Kimler yakın dönem siyasi çıkarları için bu ülkenin birliği, dirliği üzerinden pazarlık yaptı? Hiç sana dokunmuyor mu bu sözler? Sana değmiyor mu bunun ucu? Sen neredeydin 13 yıl? Bu ülkeyi yöneten, bu hukuksuzluğa alet olan, kendi çıkarları için Türkiye'nin bugün yaşadığı kaosu yaratan sensin. Baş sorumlu sensin, bu acıları yaşarken, sarayında fıkra anlatan Cumhurbaşkanı. Bugün Türkiye'nin derdi, ne mevcut Cumhurbaşkanı'nın dertleridir ne oturduğu sarayın gündemidir. Bugün Türkiye'nin derdi ateş düşen ocaklar şehit olan gencecik fidanlardır."
- "Yere batsın senin sarayın"
Türkiye'yi 13 yıldır yönetenlerin hiç sorumlulukları yokmuş gibi gündemlerini saraya kilitlediklerini değerlendiren Koç, "Yok 'sarayın adresini biliyormuş', yok 'bilmiyormuş.' Varsa yoksa saray, yere batsın senin sarayın" açıklamasını yaptı.
Koç, bugün terörden şikayet eden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, bu işin sorumluluğundan asla kurtulamayacağını iddia ederek, şöyle konuştu:
"PKK ve ileri gelenleriyle, silah bırakmadan, hukuk devleti kurallarını çiğneyerek pazarlık yapan sensin. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da kamu güvenliği boşluğunu doğuracak kararları sen aldın. PKK'nın şehir yapılanmalarına göz yuman sensin, senin yönetimin. Kirli pazarlık sürecini yürüten sensin, senin görevlendirdiğin devlet kadroları. Uyarılar, eleştiriler, iyi niyetli tespitler yapılınca da 'efendim bunlar çözüme, barışa karşı, kandan besleniyorlar' iftirasını yayan yine sen ve senin kadroların. Bugün ne yazık ki bunların ektikleri fırtınanın faturasını gencecik evlatlarla, bütün Türkiye ödüyor. Açık söylüyoruz; Türkiye'de tek bir kişi, kendi korkularıyla, her alandaki yetersizlikleriyle, ihtiraslarıyla, kirli tertip ve planlarıyla koskoca bir ülkeyi rehin almış durumdadır. Türkiye'nin her gün evlatlarını birer birer toprağa verdiği şu günlerde, sıkılmadan utanmadan, bugüne gelişteki tüm sorumluluklarını unutarak milletin gözünün içine baka baka aklı sıra fıkra anlatabiliyor, saçmalıyor. Bu Cumhurbaşkanı Türk milletinin vicdanında bir ibret noktası olarak kalacaktır. Saraydaki kişinin niyeti açıktır ve fütursuzdur. Seçimle gelmiştir, seçimle gitmemek için her yolu deneyebilecek durumdadır, her yola başvurabilecek gözü karalıkta ve sorumsuzluktadır."
AK Parti'nin sağduyulu üyeleri başta olmak üzere, tüm siyasi partilere seslendiğini ifade eden Koç, "Türkiye'yi hep beraber bu karanlığın esiri olmaktan kurtarmak zorundayız. Farklılıklarımızı bir kenara koyup, ortak sorumlulukta buluşup, Türkiye için milletimizin beklentisini karşılamak zorundayız" dedi.
- "Sen de bunu unutma..."-
CHP olarak, "devletin tepesinde kavga olmaz" dediklerini anımsatan Koç, "Ama devletin tepesinde kandan, çatışmadan, uzlaşmazlıktan medet uman birileri var. Güya CHP'ye dönük 'sarayın yolunu bilmeyenlere saray kapalı' diyor. Hiç unutma Recep Tayyip Erdoğan, emperyalist işgalcilere karşı Gazi Mustafa Kemal'in önderliğinde kazanılmış o mukaddes milli mücadelemizin kalbi, merkezi Çankaya'nın adresini bilmeyenleri de aziz milletimiz hiçbir zaman tanımayacaktır, sen de bunu unutma" diye konuştu.
"Mevcut Cumhurbaşkanının tüm demokratik teamülleri çiğneyerek, Anamuhalefet partisinin Türkiye'yi rahatlatacak bir hükümet kurmasını engellemeye kalması açıkça milli iradenin gasbıdır" diyen Haluk Koç, bunu AK Parti ile yaptıkları koalisyon görüşmelerinin son günündeki tavrıyla da ortaya koyduğunu iddia etti.
Koç, Erdoğan'ın bu tutumunu, bundan sonrası için CHP'li başka bir seçeneğin ortaya çıkmaması için kullandığını öne sürerek, "CHP'nin, 7 Haziran'dan bu yana ülkenin içinde bulunduğu derin sorunları göz önüne alarak, hükümet sorumluluğunu üstlenmek, Türkiye'yi hükümetsiz bırakmamak için her türlü samimi çabayı gösterdiğini, sorumluluk almak için yapıcı bir tutum sergilediğini 'her şeyden önce Türkiye' dediğini milletimiz bilmektedir, görmektedir" değerlendirmesini yaptı.
Koç, sözlerine şöyle devam etti:
"Ancak, yurttaşlarımız sorunlarına çözüm beklerken, Tayyip Erdoğan, hırsıyla Türkiye'yi seçime sürüklemekte ısrar etmektedir. Ne her gün kaybettiğimiz gençlerimiz, fidanlarımız, ne her gün ağırlaşan ekonomik tablo, ne de seçmenin 7 Haziran'da ortaya konulan tablo, Erdoğan'ın iktidar saplantısının önüne ne yazık ki geçememektedir. Erdoğan'ın hırsının Türkiye'ye faturası artık yaşanmaz, taşınmaz boyutlara gelmiştir. Şimdi kaçak saray bahane edilerek, CHP'nin hükümet kurma sorumluluğunu almasının önüne geçmek istemektedir. Tüm demokratik teamüller çiğnenmektedir. Bu insanımıza yapılan en büyük haksızlıklardan bir tanesidir. Diğer muhalefet partilerine de bazı sözlerim var; Tayyip Erdoğan'ın iktidar hırsı için Türkiye'ye bedel ödetmesine onların da seyirci kalmama durumları vardır. Bir ortak sorumluluk yüklenmek noktasında herkesin duyarlılığını beyan etmeye Türkiye'nin ihtiyacı vardır. Buradan bir kez daha ifade ediyoruz; CHP hükümet kurma sorumluluğunu almaya hazırdır. Türkiye'yi hiç kimsenin iktidar hırsına kurban etmemek için çözüm üretmekte, yurttaşlarımıza nefes aldırmakta da kararlıdır CHP. Tayyip Erdoğan ipe un sermeyi bırakmalıdır, milli iradenin demokratik teamüllerin gereğini yapmak üzere CHP'ye görev vermek durumundadır. Aksi takdirde milli iradeyi iktidar hırsı için rehin alanları, Türkiye'yi ateş çemberinde, kendi hırsı için hükümetsiz bırakarak bir erken seçime sürükleyenleri ve seçmenin 7 Haziran'da koyduğu iradeye direnenleri, milletimiz asla unutmayacaktır."
Koç, CHP'nin tüm engellemelere rağmen, Türkiye'yi "bu ateş çemberinden" çıkaracak bir çözüm için her türlü fedakarlığı yapmaya devam edeceğini söyledi.
Bir garabet dönem yaşandığını ileri süren Koç, 23 Ağustos öncesi tüm siyaset kurumunun taşıdığı sorumluluğu da yerine getirmesi gerektiğini kaydetti.
- Seçim hükümeti ve CHP'nin tavrı
Parti Sözcüsü Haluk Koç, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. HDP'nin başkanlık sistemiyle ilgili tek maddelik referandum önerisinin sorulması üzerine Koç, "Şu andaki gündemi etkileyebilecek bir sorun olarak görmüyorum" dedi.
Seçim hükümeti tartışmaları ve CHP'nin tavrının sorulması üzerine de Koç, şunları söyledi:
"CHP, normal demokratik teamüller gereği, kalan süre içinde hükümet kurma görevini almayı beklemektedir. Eğer bu verilmez ise bir yetki gasbı olduğunu da açıkça ifade etmektir. Burada Sayın Davutoğlu'nun, bu süreçte tekrar kendisine görev verilebilecek tarihi bekleyene kadar itirazını yapması gerekir. Esas onun itiraz etmesi gerekir bu sürece. Ama böyle bir davranış çıkmıyor. Eğer CHP, Anayasanın 114-116'sı çalışır ise böyle bir teklifi kabul edecek olsa, zaten kısa süreli seçim hükümetinde AKP'nin CHP'ye yaptığı teklifi kabul ederdi. Onun için CHP'nin böylesi bir hükümette yer alması söz konusu değildir."
