Dolar

32,4564

Euro

34,7498

Altın

2.435,42

Bist

9.915,62

Chomsky: Avrupa son derece ırkçıdır

Prof. Noam Chomsky , 'Buna bir kez bile inanmadım çünkü Avrupa son derece ırkçıdır. Türklerin kendileriyle eşit bir şekilde Avrupa sokaklarında yürümesini istemezler' dedi.

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-10-26 17:23:18

Chomsky: Avrupa son derece ırkçıdır

Hürriyet'in haberine göre, 21. yüzyılın en önemli entelektüelleri arasında gösterilen Prof. Noam Chomsky,"Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye'de demokrasinin gelişimine radikal bir şekilde karşıdır. 2003'te Irak işgali ve sonrası olanları hatırlayın" dedi.

AB'nin Türkiye'ye karşı tavrını eleştiren Chomsky, "Güya Türkiye'ye AB'ye girme olasılığını önerdiler. Buna bir kez bile inanmadım çünkü Avrupa son derece ırkçıdır. Türklerin kendileriyle eşit bir şekilde Avrupa sokaklarında yürümesini istemezler" ifadesini kullandı.

"Türkiye'nin geldiği noktanın sorumlularından biri AB'dir"

Türkiye'nin geldiği bu noktanın sorumlularından biri Avrupa Birliği'dir. Güya Türkiye'ye AB'ye girme olasılığını önerdiler. Buna bir kez bile inanmadım çünkü Avrupa son derece ırkçıdır. Türklerin kendileriyle eşit bir şekilde Avrupa sokaklarında yürümesini istemezler. Ama işte güya bunu önerdiler. Sonra ne oldu? Her seferinde Türkiye'nin önüne yeni ve başka koşullar koydular. Daha 2005 yılında müzakereler açıldığında belliydi; güya önerdikleri o hedefe yakınlaşmayın diye hep yeni bariyerler kuracaklardı. Ve bence işte bu yaklaşım Türk hükümetinde ‘Üye olacağım diye uğraşmanın ne anlamı var ki?' şeklinde bir düşünceye neden oldu. ‘Boşuna denemeyelim, otoriter sistemlerimize geri dönsek de bir şey olmaz' şeklinde bir ruh hali hasıl oldu. E zaten kişisel olarak başından beri tercihi de bu yönde olunca insanın. Dediğim gibi AB'nin tavrı bence o politik kaymada çok etkili oldu.

"ABD, Türkiye'de demokrasi istemiyor"

ABD açısından en önemli ülkeler petrol diktatörlerinin olduğu ülkelerdir. Her ne hikmetse Arap Baharı o ülkelere hiç uğramadı. İnsanlar denediler ama o kadar büyük bir şiddetle bastırıldı ki anlamlı hiçbir ses çıkamadı. Dünyanın en baskıcı, en aşırılıkçı ve radikal devleti olan Suudi Arabistan'da ufacık protestoların bile baştan başı ezildi. İnsanlar Riyad sokaklarında yürümeye korkar hale geldi. Bahreyn'de halk protesto edecek oldu. Suudlar oraya da asker gönderip derhal bastırdılar. Hatırlayın ABD ve İngiltere Mısır'da son dakikaya kadar diktatör Mübarek'i desteklediler. Ancak artık onu desteklemek imkânsız hale geldiğinde Şarm El Şeyh'e gönderdiler. Sonra da zaten ellerinden geldiğince eski rejimi onarmaya çalıştılar. Sonunda Mısır'da acımasız bir askeri darbe yapıldı, Mısır'ın tarihindeki en kara günler yaşandı. Tüm bunlara rağmen ABD ve İngiltere hâlâ destekliyor. Latin Amerika'da da yaptıkları hep buydu.

Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye'de demokrasinin gelişimine radikal bir şekilde karşıdır. 2003'te olanları hatırlayın.

"ABD Türk askerinden özür istedi"

İstemiyor. 2003 örneği o yüzden önemli. ABD, Türkiye'nin de Irak işgaline katılmasını malum sebeplerden dolayı istedi. Halbuki Türkiye halkının yüzde 95'i işgale karşıydı. Sonuçta Türkiye parlamentosu da halkın iradesinden farklı bir irade koymadı. Sonra ne oldu? ABD, halkının iradesine saygı gösterdiği için Türk devletine acımasızca saldırdı. Paul Wolfowitz gibi tipler Türk ordusunun Türk hükümetinin halkın yüzde 95'inin iradesini takip etmesine nasıl izin verdiğini sorguladı. Türk askerlerinden özür dilemelerini talep ettiler. Bundan daha açık, net ve dramatik bir demokrasi nefreti olamaz. ABD bunu ilk kez de yapıyor değildi. 90'larda Türk devleti halkı terörize edecek baskıcı politikalarını uygularken silahların yüzde 80'i Amerika'dan gidiyordu. Clinton 1997'de Türkiye'ye tüm soğuk savaş dönemindekinden daha fazla silah göndermiştir. İşte bütün bunlar bizim Türkiye'de demokrasiyi ne kadar çok sevdiğimizin göstergesi.

Haber Ara