Şok iddia! O ülkenin istihbaratçısı, İngiltere'de gazetecilere para vererek siyaseti manipüle ediyor
Eski bir İsrail Unit 8200 istihbarat görevlisi olan Assaf Kaplan'ın yöneticisi olduğu 411 adlı şirket, İngiltere'de gazetecilere ve influencer'lara gizlice para teklif ediyor. Declassified belgelerine göre, şirket, haftalık 50 sterlin karşılığında katılımcılardan Reform UK'i eleştiren ve İşçi Partisi'nin hedeflerini destekleyen 'ilerici' içerikler üretmesini istiyor.

Oluşturma Tarihi: 2025-10-04 12:44:21

Güncelleme Tarihi: 2025-10-04 12:45:15

Meltem Suat Timeturk Dış Haberler Servisi/Özel

Bu yazın başlarında gazeteci Amun Bains'e gelen sıradışı bir sosyal medya mesajı, Birleşik Krallık'taki siyasi iletişim ve dezenformasyonun karanlık yüzünü ortaya çıkardı. Mesaj, "çevrimiçi aşırı sağa karşı koyan dijital yapımcıların ağı" kurmak için çalıştığını iddia eden Good News Britain adlı bir hesaptan geliyordu. Bains'e, The Amplifiers adlı grup aracılığıyla "ilerici içerikler" üretmesi karşılığında haftalık 50 sterlin teklif edildi.

Ancak Bains'in araştırması, bu projenin arkasında 411 adlı, pek tanınmayan bir dijital iletişim ajansının olduğunu ortaya çıkardı. Daha da endişe verici olanı, şirket yöneticilerinden biri olan Assaf Kaplan'ın, Filistinlilere karşı yasadışı gözetleme operasyonlarına karıştığı bilinen İsrail ordusunun tartışmalı istihbarat birimi Unit 8200'ün eski bir üyesi olmasıydı. 411'in, içeriğin sponsorunun kim olduğunu gizlemek için katılımcılardan gizlilik anlaşmaları (NDA) imzalamalarını talep etmesi, operasyonun siyasi etiği hakkında ciddi şüpheler uyandırdı.

Eski istihbaratçı, işçi partisi ve şeffaflık krizi

411 ajansının operasyonu, Birleşik Krallık siyasetinde manipülasyonun derinliğini ve siyasi partilerin dijital çağı nasıl kullandığını gösteren çok katmanlı bir skandaldır. Analiz, hem yöntemsel hem de etik açıdan üç kritik boyuta odaklanmaktadır:

  • İşçi Partisi ile gizli bağlantı ve siyasi ajanda
  • 411 ajansının kendisi, geçen eylül ayında İşçi Partisi'nin eski yetkilileri tarafından kurulmuştur ve ajansın adı, Keir Starmer'ın partisinin 2024 genel seçimlerinde kazanmayı umduğu sandalye sayısından (411) gelmektedir. Şirketin üst düzey yöneticileri de doğrudan İşçi Partisi'nin dijital kanadından gelmektedir:

    Liderlik Bağlantısı: Şirketin stratejik direktörü Caitlin Chalmers, 2022-2024 yılları arasında İşçi Partisi'nin Dijital Reklamcılık Müdürü olarak görev yapmıştır. Assaf Kaplan ise, Ocak 2021'de partinin Sosyal Dinleme ve Organizasyon Müdürü olarak işe alınmıştır.

    Gizli Ajanda: Declassified tarafından yanlışlıkla Bains'e gönderilen oryantasyon metni, projenin siyasi amacını ifşa etmektedir: “Genel amacımız, interneti akıllı, ilgi çekici ve ilerici kısa içeriklerle doldurmak.” Gazetecilere verilen brifing temaları arasında doğrudan İşçi Partisi'ne fayda sağlayacak konular yer almaktadır: “Nigel Farage sizin tarafınızda değil,” “Göç,” ve “NHS'deki iyileştirmeler vb.”

    Bu durum, 411'in, iddialarının aksine, İşçi Partisi'nin politik hedeflerini desteklemek üzere tasarlanmış, gizli finansmanla çalışan bir operasyon olduğu şüphesini kuvvetlendirmektedir. İşçi Partisi sözcüsünün "Herhangi bir yükleniciyle yapılan gizli anlaşmalar hakkında yorum yapmıyoruz" şeklindeki kaçamak yanıtı, bu bağlantıyı daha da muğlak hale getirmektedir.

  • Assaf Kaplan ve istihbarat bağlantısının etik boyutu
  • Kaplan'ın geçmişi, etik kaygıları siyasetin ötesine taşımaktadır. Eski bir İsrail istihbarat görevlisinin, Birleşik Krallık'ın siyasi görüşünü manipüle etmeye odaklanan gizli bir projede yer alması, ulusal güvenlik ve dış müdahale endişelerini gündeme getirmektedir.

    Unit 8200 Geçmişi: Kaplan, Filistinlilere karşı yasadışı gözetleme ve şantaj operasyonlarına karışmış olan İsrail ordusunun tartışmalı casus yazılım kolu olan Unit 8200'ün eski bir üyesidir (Mayıs 2009 - Kasım 2013).

    Gözetleme ve Manipülasyon Teknolojisi: İsrail istihbarat birimlerinin dijital manipülasyon ve gözetleme alanındaki uzmanlığı göz önüne alındığında, Unit 8200 geçmişine sahip bir yöneticinin, İngiliz halkının görüşlerini şekillendirmeye çalışan gizli bir operasyonda yer alması, kullanılan yöntemlerin şeffaflığı ve ahlaki sınırları hakkında ciddi sorular doğurmaktadır. Bu durum, İngiliz siyasetinde dış istihbarat bağlantılı uzmanlığın potansiyel kötüye kullanımını işaret etmektedir.

  • Gizlilik anlaşmaları ve demokrasinin şeffaflık ilkesi
  • 411'in, içeriğin yaratıcıları ve kendileri arasındaki ilişkiyi gizlemek için kullandığı yöntemler, projenin kamuoyu üzerindeki etik yükünü artırmaktadır:

    Gizli Sözleşme Zorunluluğu: Katılımcı gazeteci ve influencer'lardan, projeye katılmadan önce gizlilik anlaşması (NDA) imzalamaları istenmiştir. Bu anlaşma, oluşturulan tüm çalışmaların 411'in fikri mülkiyeti olacağını ve hassas bilgilerin gizli kalacağını şart koşmaktadır. Bains'e gönderilen belgede, tüm hassas bilgilerin "talep üzerine" imha edilmesi talimatı da yer almaktadır.

    Sponsorun Gizlenmesi: Bu projelerin en kritik etik ihlali, kamuoyunun, gördüğü içeriğin siyasi bir partiyle bağlantılı gizli bir şirket tarafından finanse edildiğini bilmememesi veya rıza göstermemesi durumudur. Demokratik bir toplumda, siyasi kampanyaların veya içeriklerin finansal kaynağının şeffaf olması temel bir gereklilik iken, 411'in bu süreci gizlemesi, halkı yanıltmaya yönelik bilinçli bir çaba olarak yorumlanmaktadır.

    411 ajansının, eski İşçi Partisi yöneticilerini ve eski bir İsrail istihbarat görevlisini kullanarak gazetecileri ve influencer'ları gizli bir siyasi ajandayı yaymak için devşirmesi, Birleşik Krallık'ta siyasi etiğin yeni sınırlarını çizmektedir. Bu olay, siyasi partilerin, dijital iletişim alanında şeffaflığı hiçe sayarak ve tartışmalı geçmişe sahip personeli kullanarak, kamuoyu üzerindeki etkilerini ne kadar derine taşıyabildiğini kanıtlamaktadır. İşçi Partisi'nin bu konudaki sessizliği ise, partinin potansiyel bir seçim zaferi için etik kuralları ne ölçüde esnettiği yönündeki şüpheleri artırmaktadır.

    Bu gizli ağın ifşa edilmesi, İngiliz halkının, sosyal medyada karşılarına çıkan "ilerici" veya "aşırı sağ karşıtı" içeriğin arkasındaki gerçek niyeti ve kaynağı sorgulamasını zorunlu kılmaktadır.