Rusya ekonomisinde Putin'in en büyük kâbusu gerçek oldu
Rusya İktisadi Kalkınma Bakanlığı verilerine göre, ülke ekonomisi 2025 yılının ilk sekiz ayında geçen yıla kıyasla yüzde 1 büyüyerek 'ılımlı ivmesini' sürdürdü. Ancak bu büyüme, ekonomistlerin temel kaygısı olan yıllık enflasyonun 29 Eylül itibarıyla yüzde 8,01'e sıçramasıyla gölgelendi.

Oluşturma Tarihi: 2025-10-04 15:47:43

Güncelleme Tarihi: 2025-10-04 16:10:16

Meltem Suat Timeturk Dış Haberler Servisi/Özel

Rusya ekonomisi, Batılı yorumcuların savaşın başlarında öngördüğü büyük çöküşü yaşamak yerine toparlanma sinyalleri veriyor. İktisadi Kalkınma Bakanlığı'nın açıkladığı verilere göre, Ocak-Ağustos 2025 döneminde Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) yüzde 1 oranında büyüdü. Ağustos ayı performansı da temmuz ayına paralel biçimde yüzde 0,4 artış göstererek ekonominin "ılımlı bir ivme koruduğu" tespitini destekledi.

Ne var ki, bu "zafer" rakamlarının hemen ardında, içeride kontrolden çıkma riski taşıyan bir tehdit belirdi: enflasyon. Tüketici fiyatlarındaki artış, hükümetin tüm büyüme çabalarını gölgede bırakacak bir krize dönüşmek üzere.

Analiz: %8 enflasyon: Büyümenin bedeli mi, siyasi istikrarın sonu mu?

Rusya ekonomisinin en büyük sınavı, büyüme hedeflerine ulaşırken, fiyat istikrarını korumak. Yıllık enflasyonun yüzde 8'i aşması (8,01%), sadece vatandaşların alım gücünü değil, aynı zamanda yönetimin ekonomik güvenilirliğini de tehdit eden bir faktördür.

  • Enflasyon baskısı ve Putin'in kaygısı
  • Enflasyondaki artış, yalnızca küresel dalgalanmaların bir sonucu değil, aynı zamanda savaş ekonomisinin yarattığı içerideki baskıların bir yansıması olarak görülüyor.

    Hükümetin odak noktası: Tüketici fiyatlarındaki sürekli artış, karar alıcıların temel kaygısı olmaya devam ediyor. Bakanlığın ve Merkez Bankası'nın önümüzdeki dönemdeki tüm hamlelerini fiyatları düşürme zorunluluğu şekillendirecek.

    Siyasi maliyet: Devlet Başkanı Vladimir Putin'in de enflasyon konusundaki kaygılarını dile getirdiği biliniyor. Fiyat istikrarsızlığı, halk desteğinin ve siyasi istikrarın korunması açısından doğrudan bir risk teşkil ediyor. Rus halkı, ekonomik zorluklara karşı uzun süre direnç gösterse de temel tüketim mallarındaki yüksek enflasyon, kamuoyunda tepkiye neden olabilir.

  • iki arada bir derede kalmak: dengeleme riski
  • Moskova, şu anda ekonomiyi soğutarak enflasyonu düşürmek ile büyüme ivmesini kaybetmemek arasında bir denge kurma zorunluluğuyla karşı karşıya.

    Büyümeyi destekleme: Hükümet, savunma sanayiine yapılan büyük kamu harcamaları ve kredi teşvikleriyle ekonomiyi canlı tutmaya çalışıyor. Ancak bu teşvikler, piyasaya ek para pompalayarak enflasyonu daha da körüklüyor.

    Fiyat istikrarı mücadelesi: %8'in üzerindeki bir enflasyon, Merkez Bankası'nın faiz artışı baskısını kaçınılmaz hale getiriyor. Faizleri yükseltmek, enflasyonu kontrol altına almanın en etkili yolu olsa da GSYİH büyümesinin yavaşlamasına hatta yeniden resesyona girilmesine neden olabilir. Bu durum, hükümetin fiyatları düşürmek için büyümeden feragat etme riskini göze alıp almayacağı sorusunu gündeme getiriyor.

  • Batı'nın yanılgısı ve geleceğe yönelik umut
  • Batılı yorumcular, savaşın başlarında Rusya ekonomisine büyük bir çöküş kehanetinde bulunmuşlardı. Ancak ekonomi beklenenden daha kısa ve hafif bir resesyonla atlattıktan sonra toparlanmaya geçti. Bu durum, Moskova'nın yaptırımlara karşı geliştirdiği direncin bir göstergesi olarak kabul edildi.

    İyimser beklentiler: Bakanlık, her ne kadar şu anki enflasyon oranı kaygı verici olsa da fiyatlarda kısmi bir dengelenmeye işaret eden veriler olduğu görüşünde. Hatta yayımlanması beklenen bir raporda, yıllık enflasyon oranının yüzde 4 seviyelerine gerileyebileceği yönünde iyimser bir öngörü bulunuyor.

    Rusya ekonomisi, dış baskılara karşı esnekliğini kanıtlamış olsa da içerideki enflasyon krizi, önümüzdeki dönemde büyüme rakamlarından çok daha belirleyici olacak. Putin Yönetimi'nin siyasi güvenirliği, büyük ölçüde bu fiyat baskısını ne kadar hızlı ve acısız biçimde düşürebileceğine bağlı kalacak.