TIMETURK | HABER MERKEZİ
ÇEVİRİ
Lübnanlı gazeteci, beirutreport.com yazarı Habib Battah'ın "Lübnan'da yeni bir politika yükseliyor" başlıklı makalesi bugün Al Jazeera'da yayınlandı:
Beyrut şehir merkezindeki Şehitler Meydanı çevresindeki kapalı otoparkta, karanlığı sadece kamp tarzı brandalardan sarkan ampuller aydınlatıyor.
Son birkaç hafta boyunca her akşam binlerce kişi burada toplanıyor.
Uzaktan, bir açık hava festivaline benziyor, ancak burası fuar alanı değil. Bu özel otoparklar, Lübnan başkentinin kalbini zenginler için bir adaya dönüştüren özel bir şirket olan Solidere tarafından işletilen lüks Beyrut Merkez Bölgesi'nin kalbinde yer alıyor.
Sıra dışı olan, bu "özel" alanın ortalama vatandaşlar tarafından işgal edilmesi değil, bu brandaların altında benzeri görülmemiş tartışmalar ve halka açık oturumlar düzenlenmesi.
"BİZ SAVAŞ KUŞAĞIYIZ"
Brandaların altında bir noktada protestocular, bir aylık ayaklanmalarının ilk iki haftasında yaptıkları gibi karayolu trafiğini tekrar engellemeye dönüp dönmemeleri gerektiği veya çocukların okulları boykot edip etmemesi gibi konuları görüşüyor.
Orta yaşlı bir kadın "Biz bir savaş kuşağıyız, bombalar altında okula giderdik. Çocuklarımız burada en iyi sivil eğitimi öğreniyorlar, sokakları temizliyorlar, geri dönüşüm yapıyorlar. Bunlar, okullarda asla öğrenemedikleri şeyler."
Lübnan'da parti ideolojisi ya da mezhepsel dogmanın etrafında değil, gündelik meselelerin etrafında yeni gruplar örgütleniyor [Anna Fahr / Al Jazeera]
"BU BİR DEVRİM Mİ?"
Ülkede Fransız sömürge yönetimi sırasında gerçekleşen iktidar paylaşımının reddedilmesi, protestoların ortak özelliği oldu. Ancak iktidar partilerine yönelik genel meydan okuması da var. Lübnan'ın 1990'daki iç savaşının sona ermesinden bu yana siyasete geçen eski sokak milisleri de bu protestolardı.
Bir başka kadın "Bugün iktidar kaynağı, bakanlar, milletvekilleri, kabile şefleri değil" dedi.
Eski bir bürokrat, hükümetin vaat edilen reformları ayrıntılarıyla açıklayan ve protesto gösterilerini hedef alan tek sayfalık bildirisine atıfta bulunarak, "İçerisinde hiç numara olmayan ciddi bir ekonomik teklif gördünüz mü?" diye sordu.
Bir başkası, feodal ailelerin gücünün yoğunlaşmasına, medya sahipliğine, su kıtlığına, başarısız hükümet projelerine, çevresel tahribata, kontrol edilmeyen şirket gücüne, eşitsiz servet dağıtımına ve döviz devalüasyonuna ilişkin artan korkulara değindi.
Sakin tartışmalar birdenbire başka bir çadırda ateşli tartışmalarla dönüştü. Biri bağırıyor ve buraya yakın bir karayolunu tekrar kapatarak alma çağrısı yapıyordu.
Orta yaşlı bir adam "Bu bir devrim mi yoksa aktivist bir hareket mi?” diye sordu: "Bu bir Bu bir devrimse, her şeye izin verilir, tartışmaya gerek yok. Sokakları işgal etmek veya bakanlıklara saldırmak için izin istememiz gerekmez."
Moderatör aynı fikirde değil: "Taktikleri tartışmak için buradayız ve tüm sesler duyulmalı."
MAHKEMELERİ YOLSUZLUKLA MÜCADELE İÇİN KULLANMAK
Moderatörün söz ettiği taktiklerden biri, eylemcilerin, son yıllarda, mevcut protestolar başlamadan çok önce, yolsuzluğu ortaya çıkarmak için mahkemelerin kullanarak birçok dava açmasıydı.
Ancak politikacılar, 2015 YouStink'in protestolarına öncülük eden eylemcilerden biri olan Assaad Thebian'ın da söz ettiği gibi kendilerini kovuşturmadan kurtardılar.
Bir başka branda altında Thebian, hükümet yetkililerinden bütçe ve şeffaflık talep etmek isteyen yeni bir proje olan Gherbal Initiative hakkında genel bir sunum yaptı.
Katılımcılar ülkenin dört bir yanından geliyor [Anna Fahr / Al Jazeera]
Thebian gibi, tartışmalara liderlik edenlerin çoğu, son on yıl içinde oluşturulan aktivist kampanyaların üyeleriydi. Özelleştirilen kamu mallarını geri almak için yıllardır mücadele eden Nahnoo (Biz), Lübnan Kıyı İttifakı ve Save Dalieh kampanyası gibi gruplar, şuan kamu mülkiyeti üzerine kurulu özel otellerde ve limanlarda, protestoculara liderlik ediyorlar, piknik düzenliyorlar ve çevik kuvvet polisiyle karşı karşıya geliyorlar.
Lübnan hükümetinin yapmış olduğu çalışmalara göre kıyı şeridinde bulunan ve çoğu politikacılara ait olan bin yasadışı tesisten tahsil edilmeyen para cezaları yaklaşık 1 milyar dolar.
Avukatlar, üniversite profesörleri, işçi sendikaları ve öğrenci kuruluşları da tartışmalar ve eylemler düzenliyorlar. Aktivistleri birkaç yıldır temsil eden bir avukat topluluğu olan Hukuk Gündemi, bu hafta hükümetin genel bir af yasası oluşturma önerisini eleştiren bir açıklama yaptı.
Bu, küçük suçlardan hapse atılanlar için bir çözüm önerisiyken, aynı zamanda Lübnan'da tehlikeli düzeyde hava ve su kirliliğinin oluşmasına sebep olan üst düzey yolsuzluklar içinde sorumsuzca bir hamle olarak değerlendiriliyor.
Ülkede son bir yadır yaşanan protestolarda, devletin, 1970'lerden bu yana 24 saat elektrik sağlamada başarısız olması nedeniyle Beyrut dışındaki diğer şehirlerde ve maliye bakanlığı, merkez bankası, telekom şirketleri ve ulusal elektrik şirketi gibi devlet kurumlarının önünde yürüyüşler düzenlendi.
SİYASİ SİSTEMİN DIŞINDA
Bu faaliyetlerle ilgili en ilginç şey, ülkenin siyasi sistemi dışında örgütlenmeleridir. Onlarca yıldır, Lübnan siyasetine katılmanın tek yolu bir partiye katılmaktı ve bunlar dini ve kabile çizgileri boyunca örgütlendiklerinden, nesiller boyunca aynı ailelerin iktidarda olmalarını sağlıyordu.
Ancak, özellikle teknoloji ve sosyal medyanın gelişmesiyle parti ideolojisi ve mezhepsel dogmanın etrafında değil, her kökenden vatandaşın karşılaştığı gündelik meseleler etrafında yeni bir örgütlenme yaşandı.
2016'da Lübnan'daki çöp protestolarının ortasında, You Stink (Tul'it Rihetkun) ve Sorumlu Olmak İstiyoruz (Badna Nhasib) gibi grupların oluşmasını takiben, bunların mezhep sonrası bir politikaya öncülük etme ihtimalleri hakkında bir araştırma yazısı yazdım.
Bu gruplara katılanların çoğu, Facebook ve Twitter'ın bölgede ilk çıktığı zaman, bunların çevresinde birleşmeye başlayan aktivizm gruplarıydı. Büyük emlak projelerine ve boşa harcanan kamu işleri projelerine direnme konusunda bazı küçük zaferler elde edebildiler.
Her ne kadar çöp krizi Lübnan'da sürse ve zaman ortaya çıkan protesto hareketlerini "başarısız" şeklinde değerlendirseler de onlar; deneyimli, profesyonel ve üniversite profesörleri tarafından yönlendirilen daha iyi örgütlenmiş gruplara ilham verdiler. Lübnan'daki 2016 belediye seçimlerinde aday alan Beyrut Madinati gibi.
Beyrut Madinati kazanamamasına rağmen yarış şaşırtıcıydı.
Benzer bir olay, Lübnan'ın 2018 milletvekili seçimlerinde de yaşandı. Rekor sayıda (neredeyse bin) adayın yarıştığı seçimlerde, birkaç sandalye kazanan Li Haqqi, ülke çağındaki WhatsApp protestolarında önemli bir isimdi.
Beyrut Madinati üyeleri, Kuluna Watani, Baalbek Madinati ve seçimlerde kazanamayan pek çok kişi, muhalif, tanınan isimler haline geldi ve birçoğu şehir merkezindeki bu çadırlarda ağırlandı.
MEZHEPÇİLİĞE ALTERNATİF
Lübnan'ın iktidar partileri ve kabile şefleri kendi okullarını ve üniversitelerini, hastanelerini ve kliniklerini yönetiyorlar. Sadece sağlık ve eğitim yardımı sunmakla kalmıyor, aynı zamanda devlet işleri veya güvenli sözleşmeler almayı da destekliyorlar. Bu nedenle, taraflar zayıf bir devletten ve çoğunluğu hayatta kalmak için himaye aramaya zorlanan bir nüfustan faydalanıyorlar.
Partilerin, protestocuları korkutmak için sadıkları dağıtarak polise karşı çıktığı da biliniyor. Fakat şimdi yaşam standartları çok düşük bir seviyeye indi. Korku seviyesi de düştü ve şimdi daha fazla insan alternatifler üzerinde kumar oynamaya istekli olacak mı?
Şehir merkezinde oluşan protesto merkezleri
Bu devrimci ruhun ne kadar süreceği belli değil, ancak son tarihe bakıldığında, her hareket yeni aktivist grupları ve gelecekteki potansiyel liderleri besliyor. Bu liderlerden biri şu anda içlerinde, bir çadırın altında oturuyor veya yürüyüşe öncülük ediyor olabilir.
Protestoculara sempati duyan bazı televizyon programları, protestocuların konuşabileceği, fikir önerebilecekleri programlara ev shaipliği yaptı ve mikrofonlarını saatlerce açık bıraktı.
BİR DEĞİŞİKLİK GELİYOR?
Net olan, yeni krizde veya siyasi seçim döngüsünde daha organize ve rekabetçi bir şekilde büyüyen siyasi bir altyapının varlığı.
Lübnan ve bölgedeki popüler ayaklanmalara bakarken, başarılarını veya başarısızlıklarını sayılara dayanarak hızlı bir şekilde değerlendiriyoruz: Kalabalıkların büyüklüğü, anket sonuçları, muhalefetin fon miktarı veya yabancı bağları...
Ancak, siyasi kültürdeki daha ince değişikliklere ve çatışmalara rağmen kökten gelebilecek davranışlara da dikkat etmeliyiz.
1970'lerin ortalarında Lübnan'ın iç savaşı çok şiddetliydi, savaşçıların çoğu gençti ve Kalaşnikof veya bazukalar ateşleniyordu. Bugün tercih edilen silahlar cep telefonları, çadırlar ve hoparlörler, canlı yayınlar ve sosyal medya yayınları. Bu sadece gençlik değil.
Elbette, Lübnan, diğer hiçbir Arap devletine benzemiyor... Sokaklardaki birçok kişinin şimdi sorduğu soru, yeni bir siyasi geleceğin olasılığını engelleyerek, geçmişe ne kadar daha bağlı kalacaklarıdır.