Hindistan'da nefret söyleminin 2024 yılında eşi benzeri görülmemiş seviyelere ulaştığı, başta Müslümanlar olmak üzere dini azınlıkları hedef alan sistematik baskıların devam ettiği bildiriliyor.
Hindistan'ın Assam kentinde Perşembe günü bir tahliye operasyonu sırasında polis ateşiyle bir Müslüman adamın öldürülmesi, eyalet Başbakanı Himanta Biswa Sarma'nın Müslümanlar konusundaki tartışmalı duruşunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Hindistan Ulusal Kongresi'nin (INC) eski bir üyesi olan Sarma, 2015 yılında iktidardaki Hindu milliyetçisi Bharatiya Janata Partisi'ne (BJP) katıldı ve Müslüman karşıtı görüşleriyle giderek daha fazla gündemde yer almaya başladı.
Assam polisi, eyaletin orman yetkilileriyle işbirliği yaparak Bangladeş'ten "yasadışı sızanlar" olarak gördükleri sakinleri tahliye etmek için Goalpara bölgesindeki Paikan Rezerv Ormanı alanında bir tahliye operasyonu gerçekleştirdi.
Maktoob Media'nın haberine göre, polis saldırısında en az bir Müslüman erkek hayatını kaybetti. Saldırıda bir kişi ağır yaralanırken, onlarca kişi de yaralandı. Yerel basına göre, yaralılar tedavi için Guwahati'deki bir hastaneye kaldırıldı.
Çoğunluğu Bengalce konuşan Müslümanlardan oluşan bölge sakinlerinin zorla tahliyeye direnmesiyle gerginlik tırmandı.
Devlet yetkililerinin resmi gerekçesi, 140 hektarlık ormanlık alanın temizlenmesini istedikleri yönünde. Ancak bu durum, çoğunluğu Bengal kökenli Müslümanlardan oluşan 1.080 ailenin yerlerinden edilmesine yol açtı.
Tahliye edilen bölge sakinleri, ormanlık bölgenin koruma alanı ilan edilmesinden çok önce burada yaşadıklarını söylüyor.
690 MÜSLÜMAN AİlENİN EVLERİ YIKILDI
Sarma'nın son dönemdeki eylemleri ve kışkırtıcı açıklamaları, Bengal Müslümanlarının ülkeden çıkarılmasının demografiyi değiştirme ve ırkçı Hinduların sempatisini kazanma yönündeki ortak bir çabanın parçası olduğunu gösteriyor.
Son tahliye operasyonu, geçen ay (16 Haziran) çoğunluğu Bengalli Müslümanlardan oluşan en az 690 ailenin evlerinin, Goalpara kasabası yakınlarındaki Hasilabeel sulak alanında, sakinlerin yasadışı olduğu bahanesiyle devlet yetkilileri tarafından yıkılmasının ardından geldi.
Eyalet başbakanı Sarma, Çarşamba günü X'ine şu mesajı paylaştı:
"TAHLİYELER DEVAM EDECEK, ormanlarımızı ve yerli halkın toprak haklarını koruma DEVAM EDECEK, yasadışı sızmalara yönelik baskı DEVAM EDECEK."
"Yasadışı sızanlar" iddiası, sosyal medyada uzun zamandır sorgulanıyor.
Birçok Hindistan eyalet hükümetinin, toprak gaspı veya yasadışı yerleşim gibi gerekçelerle tahliye veya doğrudan yıkım bahanesini giderek daha fazla kullanmaya başladığını ve bu nedenle "buldozer adaleti" olarak bilinen ve öncelikli olarak Müslüman nüfusu hedef alan bir uygulama olduğunu söyleniyor.
Geçtiğimiz yıl Şubat ayında, Hindistanlı yetkililer, Yeni Delhi'deki "ormanlık alanı" yasadışı yapılardan temizlemek için yaptıkları yıkım çalışmaları sırasında asırlık bir camiyi yıkmıştı.
Ancak ironik olan, caminin Hindistan devletinin kuruluşundan önce yapılmış olması ve hükümetin burayı orman rezervi ilan etmesine kadar uzun süre orada bulunuyor olmasıydı.
Sarma'nın siyasi hayatı Müslüman karşıtı olduğu yönündeki suçlamalarla dolu.
Assam'da çoğunluğu Bengal kökenli olan Müslümanları defalarca hedef aldı ve onları Bangladeş'ten "yasadışı sızmacılar" olmakla suçladı.
HİNDULARI MÜSLÜMANLARA KARŞI KIŞKIRTAN BAŞBAKAN
Sarma, geçen yıl Ağustos ayında, "Taraf tutacağım. Bu benim ideolojim" demişti.
Sarma'nın, sebze fiyatlarındaki artıştan ve eyaletteki sellerden zaman zaman Müslümanları sorumlu tutması, Assam'daki çeşitli etnik-milliyetçi grupların kapı kapı dolaşıp Müslümanları tehdit etmesine yol açtı.
Eski ABD Başkanı Barack Obama, 2023 yılında CNN'e verdiği bir röportajda, dönemin Başkanı Joe Biden'ın Hindistan Başbakanı Narendra Modi ile yapacağı görüşmede Hindistan'daki Müslümanların korunması konusunu gündeme getirmesini istediğini söylediğinde, Sarma ülkede çok sayıda "Hüseyin Obama" olduğunu ve eyalet polisinin onlarla başa çıkmayı önceleyeceğini söylemişti.
Sarma'nın yorumları, INC'den Supriya Shrinate gibi bazı Hint muhalif isimlerden sert tepki aldı. Shrinate, Sarma'nın eski ABD başkanından "Hüseyin Obama" olarak bahsetmesinin, "Başkan Obama'nın Müslüman olduğu ve Hint Müslümanlarına bir ders verilmesi gerektiği" yönünde açık bir ima olduğunu söyledi.
Tüm Hindistan Trinamool Kongresi (TMC) milletvekili Saket Gokhale de Assam başbakanını sert bir dille eleştirerek, Sarma'nın " Hindistan'daki Müslümanlarla ilgilenmek için eyalet polis gücünü kullanacağı " yönünde örtülü bir tehditte bulunduğunu söyledi.
Delhi Üniversitesi'nde profesör ve The Wire gazetesinin köşe yazarı olan Apoorvanand Jha, bir yazısında Assam başbakanının "Müslümanlara yönelik nefret ve şiddetin açıklamalarında ve kararlarında açıkça görüldüğünü" ve "görevde kalma hakkını kaybettiğini" söyledi.
Sarma, tahliye çalışmalarını sürdürmeye kararlı olduğunu söylüyor.
8 Temmuz'da yaptığı açıklamada, "350 kaçak Bangladeşlinin sınır dışı edilmesiyle ilgili bir sorun yaşayan varsa, buna katlanmak zorunda kalacak" dedi ve eyleme karşı herhangi bir muhalefetin kendisini caydıramayacağını ima etti.
Sarma'daki yıkım çalışmalarında tahliye edilenlerin çoğunluğunu oluşturan binlerce kişi, tahliyelere karşı protestolarını sürdürüyor.
Scroll'un haberine göre, geçtiğimiz ay Assam'ın dört bölgesinde gerçekleştirilen en az beş tahliye operasyonunda yaklaşık 3.500 aile yerinden edildi.
Son tahliyeler, protesto ve şiddete yol açabileceği endişesiyle, INC liderleri Mallikarjun Kharge ve Rahul Gandhi gibi önde gelen muhalefet figürlerinin dikkatini çekti.
Assam eyaletinde uzun süredir Vatandaşlık (Değişiklik) Yasası 2019'a karşı gösterilerle başlayan ve son olarak Müslümanların yönettiği vakıfların otoritesini zayıflatmayı amaçlayan Vakıf Yasası'ndaki değişikliğin ardından gelen yoğun protestolar yaşanıyor.
TRTGlobal