Meltem Suat Timeturk Dış Haberler Servisi/Özel
İsrail ve Hamas arasındaki anlaşmanın sağlanmasının hemen ardından, Gazze Şehri'nde İsrail askerlerinin çekilirken sivil altyapıya ve temel yaşam kaynaklarına yönelik geniş çaplı bir kundaklama eylemi başlattığı öne sürüldü. Drop Site'ın ulaştığı görüntülerde, askerlerin yakılan binaların önünde gülerek poz verdiği, kundaklamaları sosyal medyada "küçük bir hatıra" veya "son dokunuşlar" olarak nitelendirdiği görüldü. Bu sistematik yıkım kampanyası, Trump Planı'nın amaçladığı barış ortamını sabote etme ve Gazze'yi yaşanmaz hale getirme niyeti taşıyor.
Analiz: Kundaklama kampanyası ve sivil hayatın çökertilmesi
İsrail askerlerinin Gazze Şehri'nden çekilirken gerçekleştirdiği bu kundaklama eylemi, savaşın bitirilmesi yönündeki diplomatik çabalara karşı cephede uygulanan bir misilleme ve Gazze'nin yeniden imarını imkânsızlaştırma stratejisi olarak yorumlanıyor.
Temel altyapının hedef alınması: Sağlık krizi riski
Kanalizasyon Sisteminin Felci: Gazze Şehri'nin en önemli kanalizasyon arıtma tesisi olan Şeyh Ajlin Tesisi, İsrail askerleri çekilirken ateşe verildi. Gazze Su ve Kanalizasyon İdaresi (CMWU) Direktörü Monther Shoblaq, bu saldırının Gazze'nin kanalizasyon sistemini "sıfır noktasına düşürdüğünü" vurguladı. Tesisin yanmasıyla atık suların doğrudan denize boşaltılmak zorunda kalınacağını, bunun da ciddi sağlık krizlerine yol açacağını belirtti. BM verilerine göre Gazze'de halkın yarısından fazlası halihazırda evlerinin 10 metre çevresinde kanalizasyon sızıntısına maruz kalıyordu.
Gıda Stoklarının İmhası: Bir Kfir Tugayı askerinin sosyal medyada paylaştığı fotoğrafta, yanan gıda paletleri önünde “Gazelilere ulaşmasın diye yiyecekleri yakıyoruz” notu yer aldı. Bu, eylemin sadece askeri bir taktik değil, doğrudan sivil halkı cezalandırmaya yönelik sistematik bir politika olduğunu gösteriyor.
Askeri intikam ve siyasi mesajlar
Kundaklama eylemi, askerlerin çekilmesi sırasında uygulanan bir intikam hissini ve diplomatik kararlara karşı bir meydan okumayı yansıtmaktadır: Askerlerin, yanan binalar önünde gülerek poz vermesi ve sosyal medyada “İyi eğlenceler, orospular” gibi hakaret içerikli mesajlar paylaşması, operasyonun askeri disiplinden ziyade kontrolsüz bir yıkım ve psikolojik intikam amacı taşıdığını göstermektedir.
Drop Site, İsrail ordusunun kullandığı binaları terk ederken yakmasının uzun süredir uygulanan bir yöntem olduğunu belirtse de 9-10 Ekim gecesi gerçekleşen kundaklamanın bugüne kadar kaydedilen en kapsamlısı olduğu bildirildi.
İsrailli bir albayın yerel medyaya söylediği “Arkamızda sadece toz bırakıyoruz, burada hiçbir şey kalmadı” sözleri, Gazze'nin yeniden imarını imkânsız kılmayı ve kenti yaşanmaz bir enkaza dönüştürmeyi amaçlayan bu yaklaşımı özetliyor.
Ateşkesin meşruiyeti ve hukuki sonuçlar
Bu kundaklama kampanyası, ateşkesin hemen ardından gelerek, anlaşmanın ruhuna ve amacına doğrudan aykırı bir eylem teşkil etmektedir. Gazze Su ve Kanalizasyon İdaresi Direktörü Shoblaq'ın "Ateşkese imza attıktan sonra bu tesisi neden yaktılar?" sorusu, İsrail'in askeri çekilme sırasında bile uluslararası normları ve diplomatik anlaşmaları hiçe saydığını ortaya koyuyor.
Kundaklama eylemi, özellikle gıda depolarının ve su/kanalizasyon tesislerinin hedef alınmasıyla, Dördüncü Cenevre Sözleşmesi kapsamında savaş suçu iddialarını güçlendiren somut kanıtlar sunmaktadır.
Bu olaylar, diplomatik masadaki ilerlemeye rağmen, İsrail'in askeri kanadının Gazze'ye karşı uyguladığı "mutlak yıkım" politikasının son ana kadar devam ettiğini ve kentin geleceğini sadece askeri değil, aynı zamanda insani bir felaketle de mühürlemeye çalıştığını göstermektedir.