TİMETÜRK I HABER MERKEZİ
Ceyşü'l Şam Suriye'nin kuzeyinde üsslenmiş olup, liderlerinden bazıları Türkiye ve Suriye arasında gidip gelmekte. Ceyşü'l Şam'ın önde gelen Yemin el Naser'a göre grubun Halep, İdlib, Hama ve Suriye sahilinde kolları bulunmakta. Naser Ceyşü'l Şam'ın hali hazırda “çok büyük sayıda askeri kontrol ettiğini ve ordu olarak adlandırılmak istediklerini” söylüyor. Şu anda “1.000 askerlerinin bulunuduğunu ve bunların daha küçük gruplardan alındığını” belirtiyor. Ceyşü'l Şam'ın şu ana kadar en az iki farklı cephedeki savaşa katıldığı gösteren deliller bulunmakta. Bu cephelerden biri IŞİD'in muhaliflerin Türkiye ile ikmal hattını kesmeye çalıştığı Halep'in kuzeyi. Diğer ise Esed güçlerinin Rusya'nın hava saldırıları ile ilerlediği Hama'nın kuzeyindeki Kafr Nebude ve Kafr Zite bölgesi.
İlk bakışta, Ceyşü'l Şam'ın kuruluşu gereksiz gibi görünebilir. Suriye'nin her yerinde yeni muhalif gruplar oluşuyor ve sonra ya büyük bir gruba katılıyor ya da ortadan kaybolup gidiyorlar. Ceyşü'l Şam'ın da sonu böyle olabilirdi. Ancak Ceyşü'l Şam'ın lideri Muhammed Talal Bazerbaşi'i ile görüştükten sonra Ceyşü'l Şam'ın kalıcı olacağına dair en az üç unsur olduğuna inanır hale geldim.
1- “Birleştirme” Stratejine Sahip Olması: Bazerbaşi Ceyşü'l Şam'ın amacını “Savaş alanına dağılmış onlarca küçük grubu hedef almak” ve “Bu küçük grupları tek bir oluşum altında toplamak” şeklinde yazmıştı. Arkadaşı Yemin el Naser dde aynı stratejinin üzerinde durmuştu. Bu bir taraftan, ayrışmaların daha büyük bir birleşme projesi olarak yansıtarak muhalif görüntüyü parçalamayı amaçladığına dair çıkacak söylentilerin önüne geçmek için retorik bir hile olarak görünebilir. Diğer taraftan eğer Ceyşü'l Şam küşük grupları birleştirmeyi başarabilirse, gerçekten bir büyüme olacak- ancak bu da Türkiye gibi muhalifleri destekleyen yabancı ülkelerden desteğe olan ihtiyacı arttıracak.
2- Köklerinin Ahrarü'ş Şam'a Dayanması: Ceyşü'l Şam, Suriye'nin en büyük muhalif grubu olan Ahrarü'ş Şam'dan ayrılmış ilk önemli grup. Ceyşü'l Şam'ın kuruluşu, Ahrarü'ş Şam içinde ideolojik ayrılıklara sebep olursa ya da muhalifler arasında bu ideolojik bağlamda yeni stratejilerin ve ittifakların oluşumuna yol açarsa, Suriye muhalefeti siyaseti açısından önemli hale gelir.
3- Lider Kadrosu: Ceyşü'l Şam'ın önemli İslami liderlerle bağlantısı bulunmakta. Özellikle grubun ruhani lideri olan Muhammed Eymen'in Suriyeli muhalif gruplar üzerinde ciddi ahlaki ve entellektüel etkisi olduğu bilinmekte.
CEYŞÜ'L ŞAM'IN LİDER KADROSU
9 Eylül 2014'te Ahrarü'ş Şam toplantısının olduğu yerde gizemli bir patlama meydana geldi. Patlamada grup liderlerinin çoğu hayatını kaybetti. İnanılmaz biçimde, bu olay grup dağılmasına sebep olmadı. Aksine geri tepti. Grup kendi toplamaya ve kayıplarını telafi etmeye başladı. İdeolojik olarak 2014'ün başında benimsedikleri yola devam ettiler. Yani ılımlı bir siyaset izlediler ve İslamcı olmayan gruplar ve yabancı devletlerle yakın ilişkiler kurdular. Suriyeli gazeteci Ahmed Ebu Zeyd'in haberi, bu reformların bir bedeli olduğunu açık hale getirdi. İç tansiyon yükseldi; bir taraf Ahrarü'ş Şam'ın siyasi-dini ilkelerine ihanet etme tehlikesi altında olduğunu söylerken, diğerleri reformların devamlı olmayacağını söylüyordu. Aradan bir yıl geçti. Grubun önde gelen liderleri grubu terk etti ve bazıları Ceyşü'l Şam'ı kurmak üzere bir araya geldi.
Muhammed Talal Bazerbaşi namı diğer Ebu Abdurrahman es Suri: 32 yaşındaki Bazerbaşi Ahrarü'ş Şam'ın eski yüksek rütbeli liderlerinden ve kurucularındandır. 2011 yılın Bazerbaşi kendi memleketi İdlib'te Yeşil Tugay adını verdiği küçük bir grup kurdu. Farklı kaynaklardan başlangıç yardımları aldı. Bazıları bu yardımları Müslüman Kardeşler'e yakın insanlardan aldığını söylese de Bazerbaşi hiç bir politik yapıyla bağlantısı olmadığını ifade ediyor. Zaten Yeşil Tugay daha sonra yeni oluşan Ahrarü'ş Şam hareketine katıldı. Bazerbaşi Suriye İslami Cephesi'nin sözcüsü olarak atandı. 2012- 2013 yılları arasında faaliyet gösteren yapı Ahrarü'ş Şam'a asker toplamakla görevliydi. Bazerbaşi aynı zamanda Türkiye ile İdlib arasında büyük öneme haiz olan Babel Hava sınır geçişinde şeri mahkemeyi idare ediyordu. Bazerbaşi 2015 yılı başında “yapısal farklar” olduğu gerekçesi ile ayrıldığı Ahrarü'ş Şam'ın önde gelen isimlerinden biri olarak kaldı. Şimdi ise Ceyşü'l Şam'ın genel kumandanı seçilmiş bulunmakta.
Ebu Humus Retyan: Haleb'in kuzeyindeki Retyan köyünden olan Ebu Humus, önceden Ahrarü'ş Şam'ın bölgedeki askeri faaliyetlerini idare eden genç bir komutandır. Ensarü's Sünne olarak bilinen silahlı bir gruba liderlik ederken grubuyla birlikte Ceyşü'l Şam'a katılmıştır. Ulusal açıdan önemli bir rol üstlenmemiş olsa da, Retyan köyü muhaliflerin Haleb şehri ile Türkiye arasındaki tek ikmal yolu olan Kastello Yolu'nun yanında bulunmaktadır. Köy ayrıca rejim yanlısı Şii kasabaları Nubbül ve Zehra'nın doğusunda yer almaktadır. Bu bölgeyi ele geçirmek Suriye rejiminin öncelikli hedefleri arasında bulunmaktadır. Bu yüzden şiddetli çatışmaların merkezi haline gelen köy, Ebu Humus'u da ön plana çıkartmıştır. Abdullah Muheysini'ye göre, Ahrarü'ş Şam'ın efsanevi lideri Ebu Halid es Suri, Ebu Humus'a gösterdiği cesaretten dolayı “Levant'ın Aslanı” ismini vermişti. 2015 yazında Ebu Humus, Haleb'in Cemiyetüz'Zehra bölgesindeki rejim hatlarına önemli saldırılar düzenlemişti. Şu anda, Retyan'ın doğusunda IŞİD'e karşı savaşan Ceyşü'l Şam bayrağı taşıyan Ensarü's Sünne kuvvetlerine komuta etmektedir.
Yemin el Naser namı diğer Ebubekir el Deyri: 1980'li yıllarda Suriye'nin doğusunda dünyaya gelen Naser Ahrarü'ş Şam'ın asli kurucularındandır. 2011 yılında diğer liderler gibi, Suriye devrimi başladığı zaman Sednaya Hapishanesi'ne atıldı. Bir yıl sonra ilan edilen af ile hapisten çıkan Naser Ahrarü'ş Şam'da bilinen çok önemli bir rol üstlenmediyse de Halep bölgesindeki operasyonlarının önemli figürlerinden biri oldu. 9 Eylül 2014'te gerçekleşen elim olaydan sonra gruptan ayrıldı. Şimdi ise Ceyşü'l Şam'ın lider kadrosunda bulunmakta.
Muhammed Eymen namı diğer Ebu'l Abbas eş Şami: Ahrarü'ş Şam ve Ceyşü'l Şam liderlerinden bir nesil daha yaşlı olan Eymen, Suriye İslami hareketinin tecrubeli isimlerinden biridir. 1979-1982 yılları arasında Hafız Esed'e karşı başlatılan İslami muhalefet hareketleriyle ilk deneyimlerini yaşadı. Bir sene sürgüne gönderilen Eymen, Suriye'ye döndüğünde Sednaya Hapishanesi'ne atıldı. Bu hapishanede yaşı ve deneyimi ile hapishanedeki gençlerin gözünde otoriter bir kişilik haline geldi. Hapishaneden çıkışının ardından, hapishanedeki bazı yardımcıları tarafından kurulan Ahrarü'ş Şam üzerinde yoğun bir etki oluşturmaya başladı. Grubun Şura Konsey'inde bir yere sahip olan Eymen sonra İslami Cephe'nin dini lideri oldu. Bazıları Eymen'in grup üzerindeki etkisinin azaldığı ve 2014'teki olaydan sonra gruptan uzaklaştığını söylemekte. Şimdi Ankara'da olduğu söyleniyor.
AHARÜ'Ş ŞAM'DAN CEYŞÜ'L ŞAM'A
Liderlerinin çoğu inkar edecek olsa da Ceyşü'l Şam büyük oranda Ahrarü'ş Şam'ın bir kolu olarak ya da ondan ayrılan bir yapı olarak kurulmuş gibi görünmekte. Ortak noktalarına bakmakta fayda var. Örneğin Ceyşü'l Şam, Kafr Nabude'deki askeri birimlerinden birine Ahrarü'ş Şam'ın ilk liderine atfen Şehid Ebu Abdullah el Hamavi Tugayı ismini vermiştir.
Asıl mesele Ceyşü'l Şam'ın Ahrarü'ş Şam'dan ayrılarak mı kurulduğu yoksa ona tamamlayıcı bir proje olarak mı bakılması gerektiği ya da Ahrarü'ş Şam içinde farklı görüşler olup olmadığıdır.
Bazerbaşi Ceyşü'l Şam'a dahil olmadan bir kaç hafta önce Ahrarü'ş Şam'ın yürüttüğü siyasetin tek bir yapıyla sınırlı olmadığını söyledi. Çok sayıda Ahrarü'ş Şam lideri, Ceyşü'l Şam'ı eleştirmek yerine yeni grubun oluşumunu menuniyetle karşıladı. Ebu Hassan el Tabboki, yeni grubun lideri hakkında “onlar bizden, biz de onlardanız” dedi.
Charles Lister Ceyşü'l Şam hakkında “2015 yılında küçümsenen Ahrarü'ş Şam'ın temelinin şimdilerde Suriye'nin temel sosyo politik hareketi haline geldiğini görüyoruz. Suriye'nin silahlı muhalif grupları etrafında bulunanlar Ahrar'ın tutucu İslamcı tavrı hakkında şüphe duyuyor olsa da, grup uluslararası arenada gerek siyaset masasında, gerek savaş alnında ve gerekse Türkiye'deki toplantılarda hatırı sayılır bir itibar kazanmıştır” dedi.
Tamamen Suriyelilerden oluştuğu söylenen Ceyşü'l Şam varoluş amacını Esed ve IŞİD'e karşı iki cepheli bir savaş yürütmek olarak belirtiyor. Sloganları ise “Tiranlar ve aşırılıkçılara karşı devrim”. Doğma büyüme Suriyeli olduklarını ve evrensel cihad hareketinde yabancı savaşçılar olmaya karşı olduklarını belirten grup Suriye için savaştıklarını söylüyor.
Lister'e göre “Ceyşü'l Şam'ın yeni bir “büyük grup” olması muhtemel değil ancak Aharü'ş Şam ile diğer silahlı muhalif grupları bir araya getirebilir. Kendisini IŞİD ve Esed rejimi karşıtı olarak tanıtan grup böylece Katar ve Türkiye gibi ülkelere de güçlü bir mesaj gönderiyor. Bu iki ülke ABD ve Avrupa'ya İslamcıların da muhalif aktörler arasında sayılmasını ve daha geniş siyasi-askeri strateji içine dahil edilmeleri gerektiğini anlatıyor”.
carnegieendowment.org'da yayımlanan haber Melahat Kemal tarafından TIMETURK için Türkçe'ye aktarılmıştır.
Yorum Yap