Dolar

32,4375

Euro

34,7411

Altın

2.439,70

Bist

9.915,62

Böyle başladı hikayesi İHH’nin

8 Yıl Önce Güncellendi

2016-09-07 16:50:26

Böyle başladı hikayesi İHH’nin

Her şey vicdanlarımızda patlayan bomba sesleri ile başladı.

Balkanlarda Müslüman bir millet soykırıma uğruyor ve modern dünya bunu sessizice izliyordu.

Sırp kasap Radovan Karadziç'in “çok değil üç ay sonra balkanlarda tek bir Müslüman Türk kalmayacak” açıklamasının ardından soykırıma dönüşen Sırp saldırılarında, Müslüman Boşnaklar yapayalnız, silahsız ve savunmasızdı.

Küresel örgütlerin adeta sessizliğe bürünerek görmezden geldiği bu soykırıma karşı direnmeye çalışan Bilge komutan Alija ve onun şerefli –sivillerden oluşan- askerlerine; bombalanan Pazar yerlerinde, hastanelerde, okullarda katledilen sivillere sahip çıkılmalı ve “tarihten” silinmek istenen bu insanlara omuz verilmeliydi.

Bir avuç genç adam, soykırıma uğrayan Müslüman kardeşlerinin çığlıklarına ses vermek için Almanya'da bir araya geldi ve İHH'yı (İnsan Hak Hürriyetleri ve İnsani Yardım Vakfı)kurdu.

Gençler, pek çok kapıyı aşındırıp meramlarını anlatmaya uğraştılarsa da o günün şartlarında her çaldıkları kapıdan elleri boş döndüler.

Çok geçmeden çaresizlikleri umuda dönüştü ve Alija İzzetbegoviç'in yakın dostu ve dava arkadaşı Olan Necmettin Erbakan'dan destek geldi.

Bu destek üzerine daha bir umutlanan gençler yardım faaliyetlerine İHH üzerinden vakit kaybetmeden, ivedilikle başladı.

Hedef, tüm İslam coğrafyalarından toplanacak yardımları Avrupa'dan kurulacak bu köprü ile Saraybosna'ya ve dolayısı ile Müslüman Boşnaklara ulaştırmak, çaresiz bir millete nefes aldırmaktı.

Kim bilir beklide sadece nefes aldırmakla kalınmamış, dünyanın 4.büyük ordusuna sahip olan Sırp faşizminin ezip geçmek istediği bir milletin ayakta kalmasına ve Balkanlardaki İslam sancağının yere düşmemesine omuz verilmiş olunacaktı.

Nitekim “üç ay içerisinde tarihten silinmek istenen” Müslüman Boşnaklar tam 4,5 seneyi aşkın süren savaşta yaşadıkları bütün acılara, katliamlara ve uğradıkları soykırıma rağmen, Allah'ın yardımı, inananların desteği ve elbette kahraman Boşnakların gayretleri ile sapasağlam ayakta kalacaktı.

İHH bir avuç insanın çabaları ile tüm İslam âlemini ayağa kaldırmış, gerek Almanya merkezden ve gerekse ateş hattının tam ortası Saraybosna'dan yardımların ulaşım ve sevkini –ilk şehitlerini vererek-gerçekleştirmeyi başarmıştı.

1995'te kazanılmak üzere olan bir savaşın BM İhaneti ile masaya taşınması ve “Dayton” anlaşması ile nihayet bulmasının ardından İslam coğrafyalarının durumu ve Müslümanların yalnızlığı bir kez daha dikkat çekmişti.

Karar verildi..

Bosna tecrübesi henüz sıcakken “bu mücadele sürdürülecek” ve İHH Yeryüzündeki tüm mazlumların yanında olmak üzere yoluna devam edecekti.

Yapılan istişareler sonucu Almanya'da bulunan genel merkez İstanbul'a taşındı ve kendisi de bir Bosna Mücahidi olan İstanbul Şube Başkanı Av.Bülent Yıldırım İHH Genel Başkanlığı görevine getirildi.

Bundan sonraki ilk yol haritası belliydi.

Yaklaşık 200 yıldır birbirlerinden koparılmış ümmet birbirileri ile buluşturulacaktı

Birbirilerine karşı muhabbet ve merhamette,ümünler bir vücut gibidir.Vücudun bir yeri rahatsı odlunca bütün vücut rahatsız,uykusuz kalıp onun tedeviis ile meşgul olduğu givi,Müslümanlar da birbirlerine yardıma koşmalıdır*” Hadis-i Şerifinin ışığından yola düşülecekti.

Müslümanlar yaşam mücadelesi verdiği yerlerde ziyaret edilecek, kapıları çalınacak ve İslam Coğrafyaları arasında tıpkı Bosna'da olduğu gibi kardeşlik köprüleri kurulacaktı.

Kardeşliğin tesisi için Allah Resulü “aranızda selamı yayın ikramı artırın*” diye buyurmaktaydı, öyle ise bu gerçeğin ardı sıra yürünmeliydi.

Şimdi artık selamı (tanışma)yayma ve ikramı(muhabbet)artırma yolu üzerinden yalnız bırakılmış coğrafyalarda kapılar çalınacaktı, bir bir.

Yaklaşan kurban bayramı bunun için güzel bir vesile idi. Ve “kurbanlarımızın kanını Allah'a etini ise uzak diyarlardaki kardeşlerimize” ulaştırmak üzere kollar sıvanacaktı.

Alışılmadık bir durumdu bu..

Kardeş ”iki kurban kesecekseniz birini Afrika'daki Müslümanlara bağışlayın” teklifine tuhaf tuhaf bakıyordu zira insanlar.

Kimi Hoca Efendiler buna fetva vermiyor “vekâletle kurban kesilemeyeceğini “söylüyorlardı. Ancak diyanet'in “vekâletle kurban kesilebileceğine dair” fetvası üzerine hazırlıklara başlandı.

Aradan neredeyse 21 yıl geçti.

Dil,din,renk farkı gözetmesizin tüm mazlumların yanında olmaya yemin etmiş bir avuç “adanmış” gencin çıktığı bu yolculuk, bu gün 5 kıtada tam 135 ülke ve bölgeye yayılmış,Türkiye üzerinden Tüm dünyaya uzanan bir hayır köprüsü olmuştur..

1995'te kapılarını hafifçe aralayan ve ziyaretine gelen kardeşine “şüphe ile bakan” İslam coğrafyaları, bu gün aralarında kurulan kardeşlik köprüleri ile “ümmet olmanın hazını yaşarken, medeniyet değerlerinin –yeniden-inşası içinde kolları sıvamıştır.

İHH bu anlamda tüm dünyada mazlumun, mağdurun yanında yer alırken, aynı zamanda ecdadın izinden yürüyerek 5 kıtaya “adaleti” taşıyacak “iyiliği yayarak, kötülükten men edecek” bir anlayışın da takipçisi, öncüsü olmuştur.

Kurbanla devam eden yürüyüşünde İHH'nın mesajı ve çabası gayet nettir.

Teslim olmuş bir İbrahim ve adanmış bir İsmail yeryüzünün hidayeti, ümmetin kurtuluşu olacaktır.

-------

*Buhari-müslim (İttifak) Riyazüssalihin

*Buhari-Müslim (ittifak)Riyazüssalihin

Haber Ara