Dolar

42,5291

Euro

49,5628

Altın

5.744,63

Bist

11.007,37

FETÖ’nün kalleşliği halkımızı birleştirdi

10 Yıl Önce Güncellendi

2016-08-10 16:45:17

FETÖ’nün kalleşliği halkımızı birleştirdi
Başarısız kanlı darbe girişiminde bulunan Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) için her geçen gün çarpıcı açıklamalar ve ifadelere şahit oluyoruz. Bir kısmı pişmanlığını ifade ederken bir kısmı da tanıklığını dile getirmektedir. Bizim için FETÖ önceden ne ise şimdi de odudur. Sadece aptal gibi gözüken bu kişilerin eline silah alıp halkı katledeceklerini tahmin etmiyordum. Burası benim için sürpriz oldu. Yoksa bunların sapık birer ahmak olduklarından hiç şüphem yoktu. Sözde altın nesil katil nesle dönüştü. Ama bu harakiri gibi eylem bizi birbirimize kenetledi.  
 
Ancak anlayamadığım bir konu var. Darbeci FETÖ'cüler nerede? Yıllardan beri Şizofren ve meczup Fetullah Gülen'in yanında olan bukalemun kişiler darbe başarısız olunca birden “u” dönüşü yaptı. Ortada hiçbir darbeci ve FETÖ'cü kalmadı. Yahu bu darbe girişimini kim yaptı? Hani nerede darbecilerin atayacağı üst düzey yöneticiler, nerede Haşhaşi tayfası? Delikanlı olun eserinizi sahiplenin! Utanmasalar ”bu darbe girişimini halk uydurdu” diyecekler. 
 
Günlerce meydanlarda “Vatan nöbeti” tutanların ve Yenikapı'daki milyonların arasına sızan FETÖ'cülar sosyal medya veya meclislerde hep bir ağızdan “Allah FETÖ'nün belasını versin” demeye başladı. Çünkü onlar FETÖ'yü kabul etmiyorlar. Gülen ve hareketleri için ayni beddua veya kötü sözleri kullanmıyorlar. Yanı hala bu sümsük kişiler takiyye yapmanın peşindeler. Bu ajanlar bizdenmiş gibi gözükmek için yeni taktik peşinde olduklarını unutmayalım. Çünkü bunların mayaları bozuk.
 
Gözü dönmüş katiller ordudan çaldıkları mühimmatla 15 Temmuz gecesi acımadan sivil halka uçaksavarlarla ateş açtı. Şimdiye kadar 238 yiğit vatan evladı şehit oldu. Binlerce kardeşimiz ise yaralı, bir kısmı ise hayatının geri kalanını sakat olarak geçirecek. Sanki bunlar yaşanmamış ve olmamış gibi bu şeref yoksunu FETÖ'nün katilleri bu işle alakalarının olmadığını iddia etmeye başladı.
 
Nemrut kılıklı Gülen hep Batının ajanlığını yaptı
Devletin içine sızmış olan bu çete temizlenmeye başlayınca akıllarına “hak ve adalet” duygusu gelmeye başladı. Soruları çalarak devlete siz, ajanlık yap. sonra da utanmadan bu ahlaksızlığı savun. Bu nasıl bir batıl anlayıştır? Hayatları hep yalan ve ajanlık üzerine kurulmuş. Hiçbir zaman kendileri olmamış. Hep değişik bir kimlikle ve bin bir surat ile içimizde dolaşmışlar. Başta siyasiler olmak üzere bunlara inananlara da yazıklar olsun!   
 
Bu grubun din ve imanla alakası olmadığını bunların birer şarlatan ve sahtekar olduğunu yıllardan beri haykırıp durdum. Çünkü bunların gerçek yüzünü yurtdışında çok daha rahat gördüm. Müslüman olmak isteyenleri yanlarından kovduklarını, Müslümanlara uzak ama gayri Müslimlere son derece müşfik olduklarına şahit oldum. Gördüklerimi her fırsatta etrafımdakilere anlatmaya çalıştım.
 
Bu grubu ve başındaki Haşhaşi başı Nemrut kılıklı Gülen'i ABD ve diğer Batılı ülkelerin kullandığını bilmeyen yok. Müslümanlardan toplanan paralarla dünyanın her yerinde Batı değerlerini ve onların dilinde eğitim yaptırıyor. Ülkelerin yönetiminde bulunan kişilerin çocuklarına kancayı takarak bedava okutulması sağlandı. Böylece o kişinin evine ve en mahrem bilgilerine sahip oldular.
 
Daha küçük çocukların gizli  görüntülerini çekip arşivleyecek kadar çirkefleşen böyle bir yapının İslam ve Müslüman kelimeleri ile yan yana bulundurulması çok büyük bir hatadır. Bunlar gerçek anlamda Haşhaşi Hasan Sabbah gibi sahte bir din oluşturdu. Kendilerine inananlara ve özellikle de para yardımında bulunanlara afyon ve tılsımla birlikte sahte “cennet”  vaat ettiler.
 
Zekat paraları holdinglerin sermayesi oldu
Bu anlayışa göre ibadet ve kurallara uymak gerekmiyor. Sadece maddi yardımda bulunmak ve itaat etmek yeterli olduğuna inandırıldılar. Sonunda “Cennet” olan bu sahte din birçok kişi tarafından kabullendi. Çünkü hoşlarına gitti. Zorluk çekmeden gayri meşru yolla kazanılmış da olsa az bir para ile cennete gitmenin yolunu bulmuşlardı.
 
Her kesim ve her toplumla irtibata oldular. Bir başka tabirle herkese “mavi boncuk” dağıttılar. Dindar kesime yönelik Fıkıh ve Akaid gibi dersler yapılırken, Liberal ve Ulusalcı kesimlere ise havadan sudan konular ele alındı. Yapılan konuşmalardan kimsenin bir şey anlamaması sağlandı. Böylece kendisinin “boş” ama bu grubun ise çok bilgili(!) olduğu imajı verildi.
 
Bu sapık grup en az İmam Hatip Liselerinde taraftar bulabildi. Onun için İHL'lerin kapatılması gerektiğini Bülent Ecevit, Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz gibi basiretsiz siyasetçilere telkinde bulundu. 28 Şubat post modern askeri cunta gerçek Müslümanlara hayatı zehir ederken FETÖ grubunun önü açılmış oldu. Allah'a isyan ederek genç kızların başörtüleri çıkarılarak kafir ve münafıklara şirin gözüktüler. Oysa bunlar 28 Şubatçı cuntacılara göre daha katı münafık ve Allah düşmanı olduklarını gizlediler.
 
Sapık bir din anlayışı ortaya koyan FETÖ İslam dinini zayıflatmak ve içini boşaltmaya kalkıştı. İlk olarak “cihad” fikrinin içini boşaltan bu münafık yapı daha sonra “zekat ve sadaka”anlayışının seyrini değiştirdi. Halktan topladığı zekatları kendi için kurulan holdinglerin sosyal sermayesi olarak kullanılmaya başlandı. Toplumda “hoca” olarak bilinen şarlatanları az bir para ve şöhret karşılığında kendine köle yapan örgüt bu sayede milyarlarca para topladı. Müslümanlardan toplanan paralar kafir ve münafıklara meze olarak kullanıldı.
 
Sözde ülkemizin reklamını yapan bu kalleş yapı birden devletimizin ve halkımızın düşmanı oldu. “Arkadaşlarımla birlikte Batının emrindeyiz” diyecek kadar alçalan ve Mısır'dan yayın yapan “Gaden isimli televizyonda “Erdoğan'ı ve hükümeti düşürün” beyanını veren hasta ve faşist ruhlu Gülen'in gerçek yüzü bilmeyenler için ortaya çıkmış oldu.
 
Katil Sisi ve Dahlan FETÖ'nün destekçisi çıktı
ABD'den sonra darbe girişimin finansörlerinden biri olduğu ileri sürülen Muhammed Dahlan denilen karanlık kişi en az Gülen kadar katil ve hırsızdır. Yaser Arafat'ın ölümünde parmağı olan, Filistin için gönderilen paraları çalan ve İsrail'e ajanlık yaptığı için yargılan aşağılık kişinin kanalında konuşan bu meczup ülkemizi ve halkın yüzde 52 ile seçmiş olduğu ilk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı kötüledi.
 
Mısır'da seçilmiş hükümet ile Muhammed Mursi'yi askeri cuntayla deviren ve binlerce sivili katleden Firavunun temsilcisi Abdulfettah es-Sisi yönetiminde bulunan katil Dahlan'ınFETÖ'ya ve Gülen'e arka çıkmasına hiç şaşırmadım. Aksi olsaydı şaşırırdım.
 
Halklarını ve ülkelerini satan hain Arap yöneticileri çok uzun zamandan beri ülkemiz aleyhine çalışma yaptığı biliniyor. Başarılı olmayınca bebek katili PKK ve vatan haini FETÖ ve Gülen ile dirsek temasına geçtiler. Ülkemizden kaçan bazı FETÖ'cü ve PKK mensupları Mısır'da ve Birleşik Arap Emirliklerinde bulunmaktadır. Onlara ofis açmaları sağlandı.       
 
Tarihten beri bizden ve Müslümanlardan nefret eden ne kadar şerefsiz ve emperyalist varsa hepsi birlik olup bu aptal ve şizofren Gülen'i destekledi. Darbe yapacaklarına iyice inandılar. Başaramayınca şaşkına döndüler. İyot gibi açığa çıktılar. Allah onları rezil etti. Ülkedeki vatan ve millet sevgisi hiç olmadığı kadar arttı. Yenikapı'da yapılan mitinge 5 milyon insan katıldı. 81 ilde ise insanlar meydanları doldurdu. Parti farkı olmaksızın herkes birlikte ülke bütünlüğü için tek yürek oldu.  
 
Milyonlarca lira harcama yapılmış olsa, yazılı ve görsel materyaller kullanılsaydı bu denli verimli sonuç alınamazdı. Başta gençlerimiz olmak üzere toplumun her kesiminde müthiş bir vatan, millet ve bayrak sevgisi gelişti. Halk bu toprakların gerçek sahibi olduğunu başka gidecekleri bir yerlerinin olmadığını pekiştirdi. FETÖ bu devleti ve milleti ortadan kaldırmak istedi ama tam aksine halkın korkunç bilinçlenmesine istemeyerek de olsa vesile oldu.
 
Bu topraklar üzerinde Gülen gibi daha birçok hain kripto olabilir ama binlerce din, vatan ve millet aşığının olduğunu unutmamak gerekir. Son gelişmeler bize, “Sizin hayır bildiğinizde şer, şer bildiğinizde hayır vardır.” ayeti kerimesini hatırlattı.   

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara