Dolar

42,4900

Euro

49,5164

Altın

5.743,58

Bist

10.918,51

ANALİZ: Baykar'ın fabrikasına Rus saldırılarında Türkiye'ye verilen 'mesaj' ne?

Baykar'a ait Ukrayna'daki İHA fabrikası, 27-28 Ağustos gecesi Rusya tarafından düzenlenen füze saldırısında hedef alındı. Dördüncü kez kaydedilen saldırı sonrası Rusya'nın Türkiye'ye verdiği 'mesaj' tartışma konusu oldu.

3 Hafta Önce Güncellendi

2025-11-12 19:55:27

ANALİZ: Baykar'ın fabrikasına Rus saldırılarında Türkiye'ye verilen 'mesaj' ne?

Ukrayna Lviv Belediye Meclisi üyesi İhor Zinkevych, sosyal medyada paylaştığı fotoğraflarla, Kyiv yakınlarında Bayraktar İHA fabrikasına son altı ay içinde dördüncü saldırının gerçekleştirildiğini kaydetmişti.

Zinkevych, Baykar'ın da doğruladığı saldırıya ilişkin yaptığı açıklamada, “İki saldırı kaydedildi; üretim tesisleri ciddi hasar gördü. Savaş ve önceki saldırılara rağmen şirket, öz sermayesinden on milyonlarca dolar yatırım yapmaya, personeli eğitmeye ve üretime hazırlanmaya devam etti. Tesislerin çoğu neredeyse hazırdı ve ana personel eğitimini tamamlamıştı.” ifadelerini kullanmıştı.

Baykar'a atılan füzeler Türkiye'ye mesaj mı?

Timetürk yazarı Dr. Murat Ergüven, saldırılara ilişkin kaleme aldığı analiz yazısında, saldırının iki yönlü okunabileceğini belirtirken şu ifadeleri kullandı:

“Birincisi: Klasik askerî mantıkla, düşmanın cephede etkili olan bir üretim hattını vurmak.

İkincisi: Eğer hedef gerçekten Türk bağlantılıysa, Moskova'nın Ankara'ya gönderdiği siyasî bir mesaj: "Sınırlarını bil."

Türkiye'nin enerji politikasındaki yeni adımlarına da dikkat çeken Ergüven, bu durumun Rusya üzerindeki etkisini şöyle değerlendirdi:

“Son dönemde Ukrayna'daki Baykar tesisine yönelik saldırılar ve Ankara'nın Batı ile enerji alanındaki yeni açılımları, bu kırılgan dengeyi yeniden tartışmaya açtı.

Artık tablo net: Türkiye ile Rusya arasındaki ilişki ne tam dostluk ne de açık bir düşmanlık ekseninde. İki ülke, jeopolitik rekabetin ve değişen küresel ittifakların baskısı altında yeniden şekilleniyor.”

“Kremlin Ankara'yı kaybetmek istemiyor”

Kremlin'in Ankara'yı kaybetmek istemediğini belirten Ergüven, saldırılarla ilgili değerlendirmesine şöyle devam etti:

“Ancak Türkiye'nin Batı'ya yaklaşması ve savunma sanayisindeki bağımsız adımları, Rusya'nın planlarını zorlaştırıyor [6]. Baykar saldırısı, büyük resmin yüksek sesli satırbaşı.

Putin, Ukrayna savaşında Batı'nın kuşatmasını kırmak için çevresinde “kontrol edilebilir ama Batı'ya tam bağlı olmayan” bir Türkiye istiyor.

Putin'in üç temel hamlesi:

Jeopolitik kontrol: Karadeniz üstünlüğünü korumak, Türkiye'nin NATO lojistiğini sınırlamak.

Enerji bağımlılığı üzerinden etki: Akkuyu, TürkAkım ve doğalgaz fiyatlamalarıyla Ankara üzerinde nüfuz kurmak.

Savunma ve teknoloji alanında caydırma: Baykar vuruşuyla “Batı'yla fazla yakınlaşma” uyarısı vermek.”

Ergüven, Türkiye'nin “iki kutuplu dünyada denge gücü” olmak hedefini gözettiğine işaret ederek saldırının bu hedefi daha da hassas hale getirdiğini şu cümlelerle vurguladı:

“Rusya ile ekonomik iş birliği devam ederken NATO yükümlülükleri, Ankara'yı hassas bir çizgide tutuyor. Baykar olayı, bu kırılganlığın somut bir göstergesi.

İlişkiler “çatışmalı iş birliği” aşamasında. Ankara saldırıyı diplomatik not aldı; Moskova ise ABD anlaşmalarını ve NATO içindeki pozisyonunu dikkatle izliyor.”

Rusya'nın mesajı ve “yeni bir dönemin başlangıcı”

Ergüven, saldırıyla ilgili analizinde Rusya'nın verdiği mesaja ilişkin şu ifadeleri kullandı:

“Baykar saldırısı, Ankara-Moskova hattında ilişkilerin seyrini değiştiren yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Güven aşındı; taraflar birbirine muhtaç ama aynı zamanda tedirgin.

İlişkiler artık “stratejik dostluk”tan “zorunlu işbirliği”ne evrilmiş durumda. Enerji ve ticaret, ilişkilerin sigortası olurken; savunma ve dış politikada karşılıklı şüphe büyüyor.

Rus liderin Ukrayna'daki saldırıyla verdiği iki net mesaj var:

Birincisi: Ukrayna'ya destek veren hiçbir ülke dokunulmaz değildir.

İkincisi: Türkiye eğer ABD ile enerji ve savunma hattında ilerlemeyi sürdürürse, Moskova bu ilişkiyi yeniden tanımlar.

Dolayısıyla, iki ülke arasındaki yeni dönemi en iyi tanımlayan ifade şudur:

Yakın ama temkinli, ortak ama rakip, bağımlı ama özgürleşen iki güç.

Bu yeni dönem hem Ankara hem Moskova için yalnızca dış politika değil; aynı zamanda varoluşsal bir denge sınavı anlamına geliyor.”

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Endonezya'daki büyük sel felaketinde 753 kişi hayatını kaybetti

Haber Ara