Bülbül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının daha rahat ve kolay oy kullanabilmesi ve seçime katılım oranının artırılması için YSK ve Dışişleri Bakanlığı ile çalışma yürüttüklerini belirtti.
Vatandaşlarına oy ve seçme hakkı veren en eski milletlerden birinin Türkler olduğunu anlatan Bülbül, "İlk seçimimizi 1876'da yaptık. 1908'lerden itibaren de çok partili siyasal hayata geçtik. Dolayısıyla seçim geleneğimiz çok köklü. Birçok ülkenin tarihinden bile eskidir. Bu madalyonun pozitif yönü. Bir de olumsuz tarafı var ki maalesef yurt dışındaki vatandaşlarımıza yerinde oy verme hakkı tanıma konusunda dünyadaki en son ülkelerden biriyiz. 110 kadar ülke daha önce bu hakkı vatandaşlarına vermiş" diye konuştu.
Bülbül, ilk kez 2012 yılında yurt dışında vatandaşların bulundukları ülkelerde oy kullanma hakkına sahip olduklarına vurgu yaparak, "Daha önceleri oy kullanma oranı yüzde 5'lerdeyken bu oran gittikçe arttı. İlk oy verme işlemi Cumhurbaşkanlığı seçiminde gerçekleşti ve yaklaşık yüzde 18'lik bir katılım oldu. Bu oran, 7 Haziran seçimlerinde yüzde 36'ya çıktı. Ve son olarak 1 Kasım genel seçimlerinde de yüzde 45'lere ulaştı. Seçimlere katılımı artırmak için birçok çalışma yaptık. Bunların arasında Radyo-Tv programları, tanıtıcı, bilgilendirici faaliyetler ve yerinde çalışmaları sayabiliriz" ifadelerini kullandı.
- "Aidiyet duyguları bakımından değerli ve önemli"
Seçimlere katılım oranı ve yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın oy verme alışkanlıklarıyla ilgili bilgiler de veren Bülbül, seçimlere katılımı iki nedenle önemsediklerini açıkladı.
Bülbül, ilk olarak seçimlere yurt dışındaki Türk vatandaşlarının katılması, onların Türkiye'yi önemsediklerini, değerli bulduklarını ve geleceklerini Türkiye ile düşündüklerini göstermesi açısından ve aidiyet duyguları bakımından değerli ve önemli bulduklarını kaydetti.
İkinci olarak, katılımın artmasının yurt dışında yerleşik vatandaşların yaşadıkları ülkelerde de oy kullanmalarını artıracağını düşündüklerini ifade eden Bülbül, "Oralarda yaşayan vatandaşlarımızın yaşadıkları ülkelerde seçimlere katılım oranı da düşük. Mesela Almanya'da seçimine göre değişiklik gösterse de katılım oranları yüzde 20'lerle yüzde 30'lar arasındadır" dedi.
Bülbül, seçime katılımların Avrupa'daki oranlarla kıyaslandığında çok daha anlamlı olacağını vurgulayarak şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türkiye ile kıyaslandığında belki düşük gibi görülebilir ama başladığımız noktayı da gözardı etmememiz gerekiyor diye düşünüyorum. Daha 2-3 yıl öncesine kadar yüzde 5'lerdeydi katılım oranı. Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılım oranı bile tüm Avrupa'da yüzde 43. Biz 3. seçimimizde rekor denebilecek bir orana ulaştık yüzde 45'le. Evet bir başarı sayılır bu ama yetmez diyoruz ve katılımın artması konusunda çabalarımızı sürdüreceğimizi ifade ediyoruz. Katılımın artırılması için seçim sistemi ve oy verme işlemlerinin kolaylaştırılması gerekiyor. Daha önce sıkıntılı ve engelleyici bir randevu sistemi vardı. Ayrıca yurt dışındaki vatandaşlarımız oy kullanma geleneklerine çok sahip değiller. Uzun yıllar oralarda oy kullanmamışlar. Dolayısıyla seçimle, oy kullanarak bazı şeylerin değiştirilebileceğine dair etkinlik duygusu biraz eksik olabilir. Biz buna siyasi literatürde siyasal etkinlik duygusu diyoruz. Seçimlerden önce biz bir paket hazırladık yurt dışındaki vatandaşlarımızın sorunlarına ilişkin. Başbakanımız da seçimden önce 10 maddelik bir paketle bunu vatandaşlarımıza müjdeledi. Bu pakette sorunların çoğuna çözümler var. En önemli maddelerden biri de yurt dışında bir seçim bölgesinin oluşturulması. Başbakanımızın da vadettiği gibi yurt dışı milletvekilliği de söz konusu olursa katılım oranları daha çok artacaktır. Böylelikle yurt dışındaki vatandaşlarımız doğrudan kendi milletvekillerini seçebilme olanağına kavuşacaklardır."
