UAD yetkilileri, İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ve Uluslararası Af Örgütü gibi sivil toplum örgütleri Birleşmiş Milletlerde ortak açıklama yaptı.
Grup adına bir temsilci tarafından okunan açıklamada, Hindistan, Pakistan ve BM İnsan Hakları Konseyinden, Cammu Keşmir'deki insan hakları ihlallerini durdurmak için harekete geçmeleri istendi.
Hint yetkililerin 5 Ağustos'ta özel statüsünü kaldırma kararının ardından ağır kısıtlamalar uyguladığı Cammu Keşmir'deki insan hakları durumundan büyük endişe duyulduğu vurgulanan açıklamada, bu kısıtlamalara, Hindistan Yüksek Mahkemesinin "ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğini" bildirdiği "dünyanın en uzun internet kapatmalarından" birinin de dahil olduğu kaydedildi.
Açıklamada, bölgede keyfi tutuklamalar yapıldığı, işkence de dahil olmak üzere gözaltı sırasında dayak ve küfürlü muamele gibi ciddi iddialar bulunduğu belirtildi.
Cammu Keşmir'in 3 eski başbakanının, önde gelen diğer politikacıların, ayrılıkçı liderler ve destekçilerinin Kamu Güvenliği Yasası (PSA) ve kötüye kullanılan yasalar kapsamında gözaltında tutulduklarının altı çizilen açıklamada, birçoğu hakkında suçlama olmayan bu kişilerin Cammu Keşmir'in dışında gizli yerlerde tutuldukları bildirildi.
Açıklamada, bu durumun ceza adaleti sisteminin adil yargılama güvencelerini ihlal ettiği, hesap verebilirliği, şeffaflığı ve insan haklarına saygıyı baltaladığı aktarılarak gazetecilerin, insan hakları savunucularının baskıları eleştirdiği gerekçesiyle tehdit edildiği, bu tür ihlallerin geçen 10 yıl boyunca olduğu gibi sürekli cezasız kaldığı vurgulandı.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliğine (OHCHR) atıfta bulunularak, Hindistan ve Pakistan hükümetlerine OHCHR'ye ve diğer insan hakları mekanizmalarına Keşmir'e koşulsuz erişim sağlamaları için çağrı yapılan açıklamada, BM İnsan Hakları Konseyinden, bölgede geçmişte yaşanan ve halen devam eden uluslararası hukuk ve insan haklarını ihlal eden suçlara karşı bağımsız uluslararası soruşturma mekanizması kurması talep edildi.
Açıklamada, Hindistan hükümetine, aralarında tüm insan hakları savunucuları ve yabancı gazetecilerin bulunduğu bağımsız gözlemcilerin çalışmalarını özgürce ve korkusuzca yerine getirebilmeleri için uygun erişime sahip olmalarının sağlanması, suçlama olmaksızın gözaltında tutulanların serbest bırakılması, Çıkış Kontrol Listesi'ne (ECL) eklenerek ülkeden ayrılma hakkının reddedilmesi dahil ifade ve hareket özgürlüğü üzerindeki kısıtlamaların kaldırılması çağrısında bulunuldu.
- Cammu Keşmir'in özel statüsünün kaldırılması
Hindistan, anayasanın yarım asırdan uzun süredir Cammu Keşmir'e ayrıcalık tanıyan 370'inci maddesini 5 Ağustos 2019'da iptal ederek bölgenin özel statülü yapısını ortadan kaldırmış ve eyaleti ikiye bölmüştü.
Eyalet, 31 Ekim 2019'da resmi olarak merkeze bağlı Cammu Keşmir ve Ladakh "Birlik Toprağı" statüsünde iki bölgeye ayrılmıştı.
Kararın ardından Hint güvenlik güçleri, Cammu Keşmir'de asayiş operasyonlarını ve halk üzerindeki baskıları yoğunlaştırmış; sokağa çıkma yasağının yanı sıra internet, telefon ve ulaşım kısıtlamaları getirilmiş, bölgedeki yerel partilerin yöneticileri ve üyeleri gözaltına alınmıştı.
İngiltere'den bağımsızlığın kazanıldığı 1947'den bu yana Cammu Keşmir, kendi yasalarını çıkarabilen ayrıcalıklı konumdaydı. Bu özel statü, yabancıların bölgeye yerleşmesine ve mülk edinmesine izin vermeyen vatandaşlık yasasını da içeriyordu.
