Dolar

32,2533

Euro

34,6900

Altın

2.402,50

Bist

10.276,10

Turkiye-AB Siyasi Diyalog Toplantisi

Turkiye-AB Siyasi Diyalog Toplantisi

9 Yıl Önce Güncellendi

2016-01-25 18:56:46

Turkiye-AB Siyasi Diyalog Toplantisi
" Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, AB'nin gerek insani yardım alanında ve gerekse güven ortamının oluşması için yaptığı çalışmaların çok sayıda Suriyeli'nin hayatını kurtarmak açısından kritik bir rol oynayacağını belirterek, "Bütün bunlar bölgede DAEŞ'i yenmenin en önemli aracı olacak. Uluslararası aktörler, Suriye'deki tarafların birliğiyle kapsayıcı geçişin olmasını ve DAEŞ ve El Nusra'ya karşı bir ilerleme sağlanmasını istiyor" dedi.

Mogherini, Ankara Palas'ta yapılan Türkiye-AB Siyasi Diyalog Toplantısı sonrasındaki basın toplantısında, bölgesel, küresel ve yerel bazda karşılaştıkları sorunların çözümü için AB ve Türkiye arasında daha güçlü işbirliğine ihtiyaç olduğunu ve bu bağlamda gündemdeki en önemli konulardan biri olan sığınmacı krizi için ortak hareket etmek gerektiğini söyledi.

-Eylem planı tamamen uygulanmalı

Suriyeli sığınmacılara ilişkin yaşanan kriz konusunda kasım ayında alınan karar doğrultusunda eylem planının tamamen uygulanmasını istediklerinin altını çizen Mogherini, "Bunu uygulamak Türkiye'ye daha iyi destek vermek anlamına geliyor. Sığınmacılar konusunun çözümü her iki taraf için de önemli bir oydaşma belgesi burada. Faaliyetlerimizi uyumlu ve eşgüdümlü bir şekilde yürütmeye karar verdik" diye konuştu. Mogherini, önceliklerinin sığınmacıları suç örgütlerinin elinden kurtarmak ve onlara bir hayat kurmak olsa da gündemlerindeki tek konunun sığınmacılar olmadığının ve bunun dışında üzerinde çalışılması gereken birçok önemli konu bulunduğunun altını çizdi.

Toplantıda, Suriye konusunu da ele aldıklarını belirten Mogherini, bu ay sonu itibariyle Suriye içindeki görüşmelerin tekrar canlanmasını talep ettiklerini ifade etti. Suriye'de bir geçiş sürecinin başlamasının ve bu sürecin daha iyi insani koşulların varlığıyla paralel bir şekilde yürümesinin çok önemli olduğuna vurgu yapan Mogherini, sözlerine şöyle devam etti:

"Çünkü, Suriye halkının ülkelerinde daha iyi bir durumla karşı karşıya olmasını talep ediyoruz. Bu yüzden Avrupa Birliği'nin gerek insani yardım alanında ve gerekse güven ortamının oluşması için yaptığı çalışmalar çok sayıda Suriyeli'nin hayatını kurtarmak açısından kritik bir rol oynayacak. Bütün bunlar bölgede DAEŞ'i yenmenin en önemli aracı olacak. Uluslararası aktörler, Suriye'deki tarafların birliğiyle kapsayıcı geçişin olmasını ve DAEŞ ve El Nusra'ya karşı bir ilerleme sağlanmasını istiyor."

-Irak'ta DAEŞ'e karşı askeri operasyonlar sürmeli

Toplantıda Irak konusunda da kapsayıcı bir yaklaşım olması gerektiğini söylediklerini belirten Mogherini, geçiş sürecinde DAEŞ'e karşı askeri operasyonların sürmesini ve bu sürece özellikle Sünni toplumu ve Hıristiyanların da dahil olmasını umduklarını söyledi. Mogherini, "Çoğulculuk ve beraber yaşama gelecek nesiller için muhafaza etmemiz gereken değerlerden bazıları. Çünkü bu, biz Avrupalılar için çok önemli" dedi.

DAEŞ ve terörizme karşı Türkiye ile birlikte neler yapabileceklerini de konuştuklarını ifade eden Mogherini, "Ankara'da, İstanbul'da ve Avrupa'da yapılan terör saldırıları bize net bir şekilde DAEŞ'in ortak bir tehdit olduğunu gösterdi" ifadesini kullandı.

Güneydoğu'daki gelişmelerin de toplantıda ele alındığını söyleyen Mogherini, "AB her türlü terörist saldırıyı kınamaktadır. İster PKK olsun, ister başka terörist faaliyetler olsun. O yüzden biz hemen bir ateşkesi ve geçtiğimiz yıllarda başlatılan barış sürecine dönüşü destekliyoruz. Barış süreci Türk makamlarının son derece cesur vizyonuyla başlatılmıştı. Ülkenizde barış ve istikrarın sağlanabilmesi için barış süreci hala tek çözüm" şeklinde konuştu.

Mogherini bölgedeki pozitif gelişmeleri de görüştüklerini anlatarak, "Umut ediyorum, Kıbrıs sorununun çözümünü de bu pozitif gelişmelerin içerisinde göreceğiz. Bu konuda hepimizin ortak çıkarları var. Her iki tarafın da Kıbrıs'ta bir çözüm istediğini düşünüyoruz" dedi.

-Toplantılar sıklaşacak

AB Bakanı Bozkır ise toplantının 64. hükümetin kurulmasından ve 29 Kasım'da yapılan zirve sonuçlarının ortaya konmasından sonraki ilk toplantı olduğunu vurguladı ve gelecek dönemde bu toplantıları daha sık ve mayıs ayındaki zirve öncesi tekrarlamayı kararlaştırdıklarını anlattı. Birçok konuya değinerek verimli bir toplantı gerçekleştirdiklerini dile getiren Bozkır, Türkiye-AB olarak ortak çalışma takvimi konusunda sonuç odaklı hareket etme konusundaki kararlılıklarını ortaya koyduklarını ifade etti. Müzakerelerin yeniden canlandırılması ve fasılların yeniden açılabileceği bir ortama ulaşılmasının görüşülen önemli konulardan bir tanesi olduğunu dile getiren Bozkır, Türkiye'deki siyasi reform süreci ve göç yönetiminde külfet paylaşımı, vize serbestisi diyaloğu başta olmak üzere ilişkileri tüm boyutlarıyla görüştüklerini belirtti. Zirve sonuçlarının bir göstergesi olarak 17. faslın açıldığını hatırlatan Bozkır, "Fasıl açılması, bu faslın açıldığı hükümetler arası katılım konferansının gerçekleşmesi bakımından önem arz etmektedir. Bu, bir anlamda müzakerelerin devamı iradesinin oy birliğiyle tekrarlandığı bir ortamı ifade etmektedir. Fasılların açılmasının bu açıdan önemini de görüştük" şeklinde konuştu.

Volkan Bozkır, gelecek 4 yılın Türkiye açısından reformlar konusunda çok önemli bir fırsat sunduğunu vurguladı. Toplantıda Türkiye'deki terörle mücadele konusunu da ele aldıklarını söyleyen Bozkır, "Türkiye aynı anda 3 terör örgütü ile aynı anda mücadele eden ve bu konuda dünyaya örnek olan bir ülke konumundadır. Bunu yaparken de vatandaşlarımızın başta yaşam hakkı olmak üzere her hakkına da titizlikle sahip çıkan bir ülkedir" ifadelerini kullandı. Zirvelerin sadece el sıkışılan ve aile fotoğrafı çektirilen bir buluşma olmamasının en büyük arzuları olduğunu dile getiren Bozkır, bu toplantıların karar alan ve sonraki toplantılara önemli yol haritalarını çizen toplantılar olması konusunda da AB tarafı ile mutabık olduklarını kaydetti.

- "Türkiye'nin yaptıkları çok önemli"

Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden sorumlu AB Komiseri Johannes Hahn da göçmen probleminin AB için çok önemli olduğunu belirterek, "Türkiye'nin bu konuda inisiyatif alması son derece hayati önemde. Türkiye'nin, Suriyeli sığınmacıların çalışmalarına izin vererek, kalifiye misafirler halinde ülkesinde barındırmak için yaptıkları, çok önemli gelişmelerdir" dedi.

Ülkesinden ayrılan Suriyelileri "sığınmacı" yerine, "göçmen" diye nitelemeyi tercih ettiğini vurgulayan Hahn, " Göçmenlerin durumu bugün biraz değişti. Çünkü Suriyeliler neredeyse bütün mültecilerin yüzde 40'ını ya da daha fazlasını oluşturuyor" diye konuştu. 18 Şubat'taki AB Zirvesi öncesinde bu konuya dikkat çekilmesi gerektiğini belirten Hahn, şöyle devam etti:

"Biz ortak sınır işbirliğimizde, taahhütte bulunan taraflar olarak sığınmacı akışını yönetirken ivmeyi sabit tutabilmek zorundayız. Avrupa Birliği üyesi ülkeler düzensiz sığınmacı sayısının azalıp azalmadığını, Türkiye'nin aldığı önlemlerle bir azalma olup olmadığını, sığınmacıların nereden geldiği konularını çok dikkatli şekilde takip ediyorlar. Kaybedeceğimiz çok fazla zamanımız yok. Dolayısıyla Türkiye'ye anlamlı bir destek vermek ve bunu halihazırda uyguluyor olmak çok önemli."

Türk vatandaşlarına Schengen bölgesine seyahatlerinde vize muafiyeti konularında da ilerleme kaydedildiğini belirten Hahn, "Veri koruma yasasının yeterli bir şekilde uygulanması, bize Türkiye'deki ve Avrupa'daki farklı organların işbirliği yapabileceğini göstermekte. Bu bizim açımızdan, Avrupa Adalet Divanı'nın kuralları açısından bağımsız organların çalışıyor olması çok önemli" şeklinde konuştu.

Hahn, Türkiye'nin AB'ye katılım sürecine ilişkin şu değerlendirmede bulundu:

"Biz çok fazla faslın açılmasıyla ilgileniyoruz ama 23. ve 24. fasıllar bu paketin parçası olmak zorunda. Hazırlık çalışmalarının iyi gittiğini görmek beni çok memnun ediyor. Dün bu iki fasılla ilgili olarak ilk anlamlı yorumları aldık ve AB, mümkün olduğunca erken bir şekilde bu iki fasıl için de yöntemlerini uygulamaya başlayacak."

İfade özgürlüğü, bağımsız yargı, gösteri ve toplanma hakkı konularının AB için gözden çıkarılamayacak alanlar olduğunu vurgulayan Hahn, "Ortak temel değerler doğrultusunda adım adım ileriye doğru gitmek istiyoruz" dedi.

Hahn, AB'nin Türkiye'de çözüm sürecine özel bir önem atfettiğini belirterek, "Barış süreciyle ilgili olarak yapabileceğimiz katkılarda bulunmaya hazırız. Çünkü bu sadece Türk toplumunun yararına olacak bir süreç değil, aynı zamanda bölgede de istikrar ve güvenliği sağlayabilme imkanı verecek önemli bir konu" değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye ve AB arasında enerji alanında da üst düzey işbirliği çalışmalarının önemli olduğunu vurgulayan Hahn, şöyle devam etti:

"Türkiye için AB'nin önemli bir ticari ortak olduğu kadar, AB için de Türkiye en önemli altıncı ticari ortaktır. Bu nedenle ilişkilerimizi bu anlamda güçlendirmemiz çok önemli. Bu çerçevede bugünkü toplantıda biz bir kez daha Gümrük Birliği'nin güncellenmesini istediğimizi belirttik."

Yıl boyunca etki değerlendirme çalışmalarının yapılacağını ve yıl sonunda üye ülkelere atılan adımları özetleyecek bir rapor verileceğini belirten Hahn, "AB ve Türkiye arasındaki ilişkileri iyileştirebilmek için çok güzel bir ivme yakaladık, çok güzel beyanlarda bulunduk. Şimdi bu ivmeyi gerçekleştirebilmek için üstümüze düşeni yapmalıyız" dedi.

- Sorular

Bir gazetecinin Türkiye ve AB arasındaki görüşmelerde yer alan sığınmacı meselesinin katılım sürecinde olumlu bir rol oynayıp oynamadığı yönündeki sorusu üzerine Mogherini, Suriyeli mültecilerle ilgili olarak görüşmelerin sürdüğünü belirtti. Mogherini, şöyle devam etti:

"Ben inanıyorum ki, burada tahsis edilen para çok makul bir zaman içinde verilecektir. Bununla ilgili olarak aralıkta bir karar alındı biliyorsunuz ve paranın tahsisat süreci şu anda gerçekleşmekte. Komisyon ihtiyaçlar ve projelerle ilgili olarak bütün değerlendirmeleri yapmaya devam ediyor."

Söz konusu paranın sığınmacılar için yapılacak projelerde kullanılacağını belirten Mogherini, "Paranın harcanması için hazırlık çalışmalarını da yapıyoruz şu anda. Çünkü bu para cep harçlığı değil, projelere harcanacak bir para" dedi.

Sığınmacı krizinin aciliyet kazandığını ve daha fazla bilinçlenmeye neden olduğunu belirten Mogherini, "Birtakım şeyleri yapmamız gerektiğini biliyor olmamıza rağmen daha fazla fark ettik. Bunlardan bir tanesi katılım sürecinin hızlandırılması, diğeri ise stratejik alanlarında daha fazla işbirliği yapmamız gerektiğidir" ifadesini kullandı.

Çok ciddi bir bölgede işbirliği yapıldığını vurgulayan Mogherini, "Sığınmacı krizi ve DAEŞ'e karşı savaş ve bölgenin genel istikrarı açısından ortak bir gündemimiz var" dedi.
Türkiye'de iki seçim sürecinin geride kaldığını hatırlatan Mogherini, "Bu seçim süreçleri biraz vakit aldı ve bu sürece paralel bir şekilde sığınmacı krizi Avrupa kıyılarında yaşanmaya başlandı" şeklinde konuştu.

Mogherini, Türkiye-AB ilişkileri konusunda, "Sonuçlar ilk aşama açısından bence son derece iyi. Bugün AB'de daha fazla bilinç var, AB sadece sığınmacı ya da mülteci yönetimi konusunda değil ama diğer konularda da koordinasyon ihtiyacı olduğunun daha çok farkında" dedi.

Haber Ara