Dolar

32,3014

Euro

35,0273

Altın

2.456,48

Bist

10.173,73

Suruç'taki terör saldırısı

Suruç'taki terör saldırısı

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-07-20 20:46:44

Suruç'taki terör saldırısı
Başbakan Davutoğlu, Suruç'taki terör saldırısına ilişkin, "Halkımızı sokağa çıkmaya davet edenler ya da halkımızı bir takım provokatif haberlerle yeni bir takım çatışmalara, gerilimlere sürüklemek isteyenler aslında bu terör örgütüyle işbirliği yapan çevrelerdir" dedi.

Çankaya Köşkü'nde, basın toplantısı düzenleyen Başbakan Davutoğlu, daha olayın olduğu anda, partisini ve hükümeti suçlayanlara da seslenerek, "Nerede ne tedbir alınıyorsa alacağız, hangi ortak tavırda bulunmamız gerekiyorsa bulunacağız. Hem Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak, hem de AK Parti genel başkanı olarak bütün parti liderlerine, gün bugündür diyorum. Bu DEAŞ terör örgütü başta olmak üzere hangi terör örgütü Türkiye'yi hedef almışsa, hangi terör örgütü kamu düzenini, halkımızın özgürlüğünü, güvenliğini hedef almışsa, işte meydan bu meydandır. Siyaset, erdem, hikmet bugünlerde belli olur" diye konuştu.

Grup başkanvekillerini talimatlandırdığına işaret eden Davutoğlu, bütün parti grup başkanvekilleriyle görüşeceklerini, olumlu bir cevap almaları halinde, yarın 4 partinin genel başkanları olarak bu deklarasyonla hem bu terör örgütlerine karşı hem dünyaya yönelik olarak en doğru mesajı vermiş olacaklarını bildirdi.

"Ümit ederim ki bu çağrımız, karşılıksız kalmaz" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Ümit ederim ki partiler veya değişik siyasi ideolojilere sahip olanlar, bu terör olayları üzerinden bir siyaset geliştirmek yerine, bu terör olaylarına karşı ortak bir tavır iradesi sergilerler. Biz buna hazırız. Bu çağrıyı netice alana kadar da sürdürmeye kararlıyım. 4 partinin genel başkanı ortak bir tutumda bir araya gelene kadar gerekiyorsa her gün bu çağrıyı yapacağız. Her gün tekrar tekrar bu çağrıyı yapacağız. Ta ki bütün bir millet ve bütün bir uluslararası kamuoyu, Türkiye'nin siyasi liderlerinin ortak bir tavırda bir araya geldiklerini görmüş olsunlar."

-"Gün bugündür, bugün dayanışma günüdür"

Başbakan Davutoğlu, medyaya çağrı yapmak istediğini belirterek, medya özgürlüğünün, basın özgürlüğünün esas olduğunu vurguladı. Davutoğlu, bu çerçevede de haber alma ve haber verme özgürlüğünün de demokrasilerde kutsal olduğunu söyledi.

Davutoğlu, "Ama tam da böyle kritik günlerde, rahmetli başsavcımızın şehit edildiği günde söylediğim ve yaptığım çağrıyı medyaya da yapmak istiyorum. Bütün özgürlükler önemlidir ama özgürlüklerin en büyüğü yaşama özgürlüğüdür" ifadesini kullandı.

Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Bu yaşama özgürlüğüne karşı tavır sergilendiği zaman, medyamızın hep beraber bu tavra karşı ortak bir sorumluluk ve duyarlılık içinde yaklaşması ve terör örgütlerinin kullanabileceği bazı malzemelerin kullanılmasına izin vermemesi, terör örgütlerinin ortaya çıkarmaya çalıştığı panik havasına katkıda bulunulmaması, medya sorumluluğunun da bir parçasıdır.

Buradan bütün medya kuruluşlarımıza hiç bir ayrım gözetmeksizin çağrıda bulunuyorum; gün bugündür, bugün dayanışma günüdür, basın özgürlüğü koruma yanında hepimizin insan canını, hayatı koruma yönünde ve buna kasteden terör örgütlerine karşı ortak tavır alma yönünde de medyamızın sürdürdüğü duyarlı tavrı devam ettireceğine inancım tamdır."

-"Terör örgütleriyle mücadelemiz her zaman olmuştur, bundan sonra da olacaktır"

Davutoğlu, olayı istismar etmek isteyenlere, bu olay üzerinden Türkiye'de yeni bir şiddet dalgası oluşturmak isteyenlere yönelik de mesaj verdi.

Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Çok açık ve net bir şekilde söylüyorum. Olay olduktan sonra gerek AK Parti, gerek hükümetimizi DEAŞ'ı desteklemekle itham eden ve bu konuda sosyal medyada sanal bir kampanya yürütenlere sesleniyorum. DEAŞ'ı terör örgütü olarak ilk ilan eden ülke Türkiye'dir. Bunu duymak istemiyorlar, buna kulaklarını kapatıyorlar ama bir kez daha söylüyorum. 10 Ekim 2013, daha DEAŞ yeni yeni oluşum sürecindeyken Türkiye Cumhuriyeti Devleti, DEAŞ'ı terör örgütü ilan etmiştir. DEAŞ'a karşı her türlü tedbiri içeride ve dışarıda almıştır.

Burada da bu soruşturma devam edecek. İlk bulgular canlı bomba ve DEAŞ'ı işaret eder mahiyette ama nihai olarak tabii bütün soruşturma tamamlanmadan bir hüküm vermek zordur. Üzerine gideceğiz, sorumluları çıkaracağız. Ama DEAŞ'a dönük olarak şu ana kadar hükümetimize ve partimize dönük olarak 'DEAŞ'a destek' gibi son derece anlamsız ve son derece tehlikeli bir yalanı iftirayı atarak, halkımızı kışkırtmak isteyenlere karşı da şunu söylüyorum: DEAŞ, sadece Suriye halkına değil, Türkiye'ye de tehdit oluşturan bir suçlu örgütüdür ve ona karşı da tedbir konusunda Türkiye Cumhuriyeti her zaman gerekli tedbirleri almıştır, almaya devam edecektir.

Bu tür istismarlarla halkımızı sokağa çıkmaya davet edenler ya da halkımızı bir takım provokatif haberlerle yeni bir takım çatışmalar, gerilimlere sürüklemek isteyenler aslında bu terör örgütüyle işbirliği yapan çevrelerdir. Çünkü nihayetinde, bu terör örgütü de Türkiye'de kriz ve kaos çıkarmak istiyor. Nihayetinde bu terör örgütü de bu saldırıyla Türkiye'de etnik ve mezhebi çatışmayı körüklemek istiyor. Şimdi bu tür istismarlara yönelmek yerine hepimizin sorumlu olan herkesin göstermesi gereken tavır, birlik, beraberlik tavrıdır. Çok açık ve net şekilde bir daha söylüyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve AK Parti hükümetleri ve AK Parti, hiç bir zaman hiçbir terör örgütüne destek olmadığı gibi müsamahakar da davranmamıştır, hiçbir terör örgütünü hangi gerekçeyle olursa olsun, mazur gösterecek bir tavır içine girmemiştir. Hele hele yüce dinimizin bu kritik dönemde ismini lekeleyen terör örgütleriyle mücadelemiz her zaman olmuştur, bundan sonra da olacaktır."

-"Sağduyuyu muhafaza ediniz"

Davutoğlu, 78 milyon vatandaşa, halka çağrıda bulunmak istediğini belirterek, vatandaşlardan sağduyuyu muhafaza etmelerini istedi.

Türkiye'de seçimler sonrasında yeni bir hükümet oluşturma çabası içinde ülkenin geleceği, istikrarı ve istikbali konusunda son derece duyarlı siyasi kadroların bulunduğuna işaret eden Davutoğlu, "Sağduyu içinde devletimize ve milletimizin derin irfanına güveniniz. Bu çerçevede alınması gereken her türlü tedbir alınacaktır. Sorumlular mutlaka bulunacak ve bu sorumlulara dönük olarak da mutlaka gerekli müeyyideler uygulanacaktır. İstismarlara mahal vermeyiniz. İstismar edenler, aynen bu terör örgütü kadar tehlikeli bir çığırı açmaya çalışanlardır. Halkımızın sağduyu içinde ve her zaman gösterdiği derin irfanı göstererek omuz omuza vereceğine inancım tamdır. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, Türkiye'nin geleceği için atılması gereken adımları atar" değerlendirmesinde bulundu.

Başbakan Davutoğlu, bütün güvenlik birimleriyle toplandıklarını anlatarak, bundan sonra atılacak adımları planladıklarını ve bu adımları atma konusunda da bir an tereddüt etmeden kararlı bir şekilde gereken çalışmaların yürütüleceğini bildirdi.

-"Bir canlı bomba olma ihtimalini çok yüksek oranda tutuyor"

Davutoğlu, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Davutoğlu, bir gazetecinin, "Bir intihar saldırısı olduğunu ifade ettiniz" sözleri üzerine, "olabileceğini" söylediğini aktardı ve "Şu anda araştırma sürüyor. Mutlak anlamda ulaşılmış bir netice değil ama bulgularımız ve bana aktarılan bilgiler, bir canlı bomba olma ihtimalini çok yüksek oranda tutuyor" dedi.

Bulgularda saldırıyı gerçekleştirenin kimliğine ilişkin bir bilginin olup olmadığının sorulması üzerine Davutoğlu, saldırganın kimliğinin şu ana kadar tespit edilemediğini belirtti. Zaten canlı bomba ihtimalinin de bunun üzerinden yürütüldüğünü ifade eden Davutoğlu, "Diğer kaybettiğimiz vatandaşlarımızın tümünün beden bütünlüğü anlamında bir sorun yok ama bir cenaze, ciddi bir şekilde bütünlüğünü kaybetmiş durumda olması sebebiyle canlı bomba ihtimali üzerinde yoğunlaşılan bir durum söz konusu. Dolayısıyla daha kimlik tespiti yapılmadı. Kimlik tespiti yapılır yapılmaz bağlantıları ve köken nereye giderse gitsin bütün irtibatları tespit edilip gereken çalışmalar, o çerçevede yürütülecek" değerlendirmesinde bulundu.

Davutoğlu, kimlik tespiti yapılır yapılmaz kamuoyuna duyurulacağını söyledi.

"(Özellikle DEAŞ ihtimali üzerinde duruyoruz) dediniz. Suriye rejiminin de bu işin içinde, parmağı olduğu yönünde bir ihtimal de görüyor musunuz" şekildeki soruya karşılık Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Onun için DEAŞ'e yapılan ithamlar çerçevesinde girdim ve açıkçası bu noktada da açık bir tavır koyma zaruriyeti olduğu için DEAŞ'a dönük tutumumuzu vurguladım. Ama bu saldırının, eğer canlı bomba ise ve Kobani'de de o anda gerçekleşen bazı patlamalar da söz konusu olduğunda, DEAŞ ihtimali güçleniyor ama nihai bir hüküm verecek noktada değiliz. Reyhanlı saldırısında da olduğu gibi başta farklı görüntü içinde ortaya çıkmış olmakla birlikte, sonra rejim irtibatları açık bir şekilde ortaya kondu. Ama şu ana kadar elimizdeki bulgulardan hareketle söylüyorum, bunun canlı bomba ihtimali yüksektir ve bu çerçevede de DEAŞ başta olmak üzere bütün ihtimaller, güvenlik birimlerimiz tarafından araştırılıyor. Kimlik tespiti yapıldığında durum daha sonra netleşecektir. Bu konuda yoğun bir çaba gösteriyoruz. Kim yapmış olursa olsun bu saldırı, bir bütün olarak Türkiye'ye dönük bir saldırıdır."

(Sürecek)

Haber Ara