Şeker Kurumu tarafından yapılan açıklamaya göre, Uluslararası Şeker Örgütü (ISO) tarafından bu yıl 24. kez düzenlenen "Uluslararası Şeker Organizasyonu" Londra'da gerçekleştirildi. Organizasyona 65 ülkeden 400'ün üzerinde delegasyon katılırken toplantılarda şeker üretimi ve tüketimindeki sorunlar ele alındı.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Tekin, toplantının verimli geçtiğini ve Türkiye adına olumlu çıkarımlar ortaya koyduklarını belirtti.
Dünyada şekerle ilgili iki önemli nokta olduğuna dikkati çeken Tekin, son 4-5 yılda elde bulunan şeker stoklarının eridiğini ve 2 milyon ton açık oluşacağını dile getirdi.
Tekin, "Şeker üretimindeki artışın Türkiye'ye etkisi olacak mı?" sorusuna yönelik, "Biz tam 12 yıldır ithalat yapmıyoruz. Şekerde yüzde 135 gibi yüksek bir gümrük vergimiz var. Yurt içindeki şeker tüketimini yine yurt içi kaynaklardan karşılıyoruz" ifadelerini kullandı.
Avrupa Birliği'nde 2017'de kotaların kalktığı zaman da Türkiye'nin etkilenmeyeceğini savunan Tekin, dünya fiyatlarıyla arada fark bulunması nedeniyle ihracatçıyı korumak için "Tarife Kontenjanı" getirmeyi planladıklarını ve konuyu Ekonomi Bakanlığı'na ilettiklerini bildirdi.
Tekin, sık sık gündeme gelen kamuya ait şeker fabrikalarının özelleştirilmesi ve bunun sonuçlarına ilişkin de değerlendirmelerde bulunarak, şunları kaydetti:
"2010 yılında 10 fabrika ihaleye çıkmıştı. Bunların 4'ü doğuda bulunuyordu. En son, özelleştirme yüksek kurulunda karar çıkmadı. O tarihleri hatırlarsanız, şeker fabrikalarının arazilerine yönelik spekülatif haberler vardı.. Ben de 2013 yılında fabrikaların özelleştirilmesi ama arazilerin devlete kalması yönünde görüş bildirmiştim. Madem arazi spekülasyonu yapılıyor, biz kota hakkını satalım, arazi devlete kalsın. Özelleştirme konusunda hükümet siyasi iradesini ortaya koydu ve süreç devam ediyor. Eğer fabrikalar özelleştirilmeyecekse yeniden yapılandırılması lazım. Bu bir zorunluluk. Yeniden yapılandırılmadığı sürece ülkeye zarar veriyor."
- "Özelleştirmeler yapılmalı"
Tekin, kamudaki şeker fabrikalarının geçen yılki zararının 300 milyon lira olduğunu aktararak şöyle devam etti:
"2013 yılındaki zarar 251 milyon lira ve geriye doğru bu böyle gidiyor. Bunu, herhangi bir suçlama yapmak için söylemiyorum, bu bir realite. Fabrikaların başında kim olsa, böyle bir zarar oluşurdu. Neden? Çünkü Türk Şeker Fabrikaları özelleştirme kapsamında olduğundan elaman alamıyorsunuz, yenileme yapamıyorsunuz. Kamu fabrikaları paket halinde satılabilir. Madem kota diye bir değer ortaya kondu, o zaman kota üzerinden satılsın, gayrimenkul karıştırılmasın. Şeker sektörümüzün devamı için ne kadar çabuk olursa o kadar iyi. Şeker sektörünün devamı için şeker fabrikalarında özelleştirmeler yapılmalı. Çünkü bu yapılırsa rekabet ve fiyat avantajı gelecek, sektörün maliyeti düşecek. Eğer rekabet ortamı oluşursa sonrasında Şeker Kurumu'nu da kapatabiliriz."
