Müezzinoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in de katılımıyla Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde AK Parti İl Başkanlığınca düzenlenen bayramlaşma töreninde yaptığı konuşmada, ramazan ayını yoğun geçirdiklerini belirtti.
AK Parti kadroları olarak, vatandaşlarla iç içe olmak amacıyla, Bursa'nın 17 ilçesini karış karış gezdiklerini anlatan Müezzinoğlu, "Milletin partisi" olmanın, AK Parti'nin kuruluş felsefesinin en önemli maddelerinden biri olduğunu kaydetti.
Müezzinoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 14 Ağustos 2001'de genel başkan olarak AK Parti'nin kuruluş felsefesine ilişkin, "AK Parti, milletin partisidir. Biz AK Parti'yi belirli güç odaklarına güvenerek kurmadık. Türkiye'de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" sözlerini hatırlattı.
AK Parti'nin başarılarına dünyanın da hayret ettiğini ve anlamakta zorlandığını ifade eden Müezzinoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Öncelikle bu başarıların arkasında, milletin öncülüğünü yapan AK Parti'nin bu güzel kadroları var. Zor günlerdir kurulduğumuz günler. 'Partinin geleceği yok' diyenler oldu. 'Bunlar başörtülü' deyip kapatma davası açanlar vardı. Partinin kurucusuna 'Muhtar bile olamazsın' diyenler vardı. Bugüne kadar emeği geçenleri de unutmamamız lazım. 10 seçimden 10-0 galip çıktıysak, bu galibiyetin sahibi AK Parti kadrolarıdır. Dünü unutursak yarın bizi de unutanlar mutlaka çok olur. Birlik ve beraberliğimizi asla bozmamalıyız. Biz bir aileyiz."
- "Millete karşı samimiyiz"
Son seçimin sonuçlarına değinen Müezzinoğlu, "9 defa bu millet bize yanlış yapmadıysa, 10'uncu defada bize verilen bir uyarı var demektir" ifadesini kullandı.
Partisinin kadrolarının, başta Başbakan Ahmet Davutoğlu olmak üzere bu uyarıyı çok net bir şekilde dikkate aldığını vurgulayan Müezzinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hemen pazartesi günü, 8 Haziran günü dedi ki 'Değerli arkadaşlar, şayet benim bir hatam varsa, şayet yüzüme mertçe söylemezseniz size hakkımı helal etmem.' Dolayısıyla en üstten an alta kadar hepimiz kendimizi bir check etmemiz lazım. AK Parti kadroları mütevazı kadrolardır, merhametli kadrolardır, milletin hak ve hukuku adına mert kadrolardır. Dolayısıyla mütevazılığımızda, merhametimizde, mertliğimizde bir rehavet oluşursa onu yeniden gözden geçirmemiz lazım. Dolayısıyla bu uyarıyı biz AK Parti kadroları olarak hiç tereddüdünüz olmasın ki yarın koalisyon olur veya olmaz, milletle olan bu yolculuğumuz çok daha güçlü olarak devam edecektir çünkü biz millete karşı samimiyiz."
Müezzinoğlu, seçim öncesi birleşerek AK Parti'yi tek başına iktidar yapmamak için çalışan iç ve dış mihrakların, hemen bir balon şişirmeye kalktığını kaydetti.
Bu süreçte meclis başkanının seçildiğini anımsatan Mehmet Müezzinoğlu, "Bu süreç zarfında bir baktık ki başbakanlığı birbirlerine hediye ediyorlar. Sanki başbakanlık kendi ellerinde. Bir bakıyorsun, 'dönüşümlü başbakanlık' diyorlar. Sanki çift kale maç yapılacak. Millete hizmet edilecek kadrolar, çift kale maç yapacak bir anlayışla hizmet edebilir mi? Dolayısıyla yüzde 60'lık o balon, kendileri balona bir iğne ile dokundular, balonu patlattılar" diye konuştu.
Milletin TBMM'ye giren diğer üç partinin seçim sonrası süreçte bir şey yapamayacağını gördüğünü anlatan Müezzinoğlu, koalisyon görüşmelerinde gelinen noktaya ilişkin, "Bunların üçünün bir araya gelerek bir cacık yapamayacaklarını gördük. Yine AK Parti'ye dönüyorlar. Önceleri büyük büyük şartlar koşuyorlardı, şimdi şartlar yavaş yavaş azalmaya başladı. Ya millete şart koşamazsınız" değerlendirmesinde bulundu.
- "Tüm hizmetlerden rahatsız oldular"
Müezzinoğlu, birilerinin ambulans helikopterden, ambulans uçaktan, şehir hastanelerinden, üçüncü boğaz köprüsünden, Marmaray'dan, üçüncü havaalanından, kendilerinin yaptığı hizmetlerden rahatsız olduğunu belirtti.
Onların, milletin büyümesinden, gelişmesinden, dünya ile yarışmasından da rahatsız olduğunu açıklayan Müezzinoğlu, "Dünya ile yarışan bir milletin temsil makamından da rahatsız oluyorlar çünkü bu hizmetleri yaparsan oraya giden hortumlar kesilecek. Rahatsızlıkları bu. Onun için bu milletin Diyanet İşleri Başkanı'nın bindiği arabadan bile rahatsız oluyorlar. Dolayısıyla bunlar bu milleti sevemiyor" dedi.
Koalisyon görüşmelerinin sürdüğünü anımsatarak, TBMM'deki diğer partilere çağrı yapan Müezzinoğlu, şöyle konuştu:
"Bu milletin hak ve hukukunu bizimle beraber millet adına, ülke adına, bu ülkenin ve bu milletin yarınlarının bugünden daha iyi olması adına, 'Masanın bir başında ben de olmak istiyorum' diyen varsa, önümüzdeki üç haftada göreceğiz. Varlarsa ülke adına, millet adına onlarla hizmetten biz rahatsız olmayız. Yeter ki millet kazansın. Yeter ki şunu görelim; bu milletin yarını bugünden daha iyi olacak. Ülke insanı yaklaşık bir buçuk aydır şunu bekliyor, yarının bugünden iyi olması için sağlıklı adımlar ne zaman atılacak? AK Parti olarak, ilk günden itibaren duruşumuz son derece açık ve net. Millete hizmet etmek isteyen herkesle yan yana, omuz omuza bu ülkeye ve bu millete hazırız ama muhalefette yan gelip de yatmaya alışık olanlar, yan gelip de yatmaya devam etsinler. Biz o zaman gideriz, 'Ey milletim, biz senin bağrından çıktık, yine senin bağrına dönmekten asla gocunmayız deriz' ve milletin huzuruna çıkarız. Bu kadrolar ki yüzde 38 buçuğu nasıl yüzde 50'lere taşıdıysa, yine bizim samimiyetimiz, gayretimiz o yüzde 50'lere taşıyacak enerjimiz, inancımız, gücümüz, milletin gönlünde yerimiz de var Allah'a şükür. Ülkenin her karışında gezebiliyorsak, milletin partisi AK Parti'dir."
- Ortadoğu'daki gelişmeler
Müezzinoğlu, 2011 yılında İsrail'in büyükelçisinin bir toplantıda, "Biz Suriye'de kontrol edilebilir kaos istiyoruz" sözüne atıfta bulunarak, kendilerine "terörist" demeye çalışanların, esasında terörizme zemini nasıl oluşturduklarını bu cümlenin altında görmek gerektiğine işaret etti.
Bakan Müezzinoğlu, "Irak'ta benzerini yaptılar, Filistin'de yıllardır sürdürüyorlar. Şimdi aynısını Suriye'ye uygulamak istiyorlar. Onlar kontrol edecek ama kaos devam edecek. Milyonlarca insan evinden barkından olmuş, hiç umurlarında değil. Bu insanlar katledilmiş, hiç umurumda değil ama ne yazık ki 'Müslümanlar kardeştir' mesajında ne kadar kardeşiz, onu da vicdanlarımıza sormak lazım. 'Allah'ın ipine sımsıkı sarılın' mesajına ne kadar sımsıkı sarılıyoruz, onu da bu ramazan günlerinde yeniden muhasebe etmemiz lazım. Şayet İslam dünyası şu iki mesajın hakkını bir verebilse, nasıl bir dünya olur. O zalimlerin tarihi olur" diye konuştu.
