Dolar

32,2892

Euro

34,7942

Altın

2.408,64

Bist

10.230,38

Milli Eğitim Bakanı Selçuk uzaktan eğitim ve yeni öğretim yılı hazırlıklarını değerlendirdi: (4)

'Yüz yüze eğitime geçildiğinde de günler seyreltilecek, müfredat içeriği seyreltilecek ki bunlar bitti, yapıldı ve elimizde hazır. Çocukların sorumluluğu da bu seyreltilmiş müfredattan olacak'- '(Yüz yüze eğitim) Velileri zorlayarak 'Herkesin bir mecburiyeti olacaktır.' cümlesini kurmayız. Bunun hukuksal alt yapısını oluşturuyoruz. Salgın döneminde velilerimiz diyelim ki ailesinde kronik raha

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-08-29 13:47:31

Milli Eğitim Bakanı Selçuk uzaktan eğitim ve yeni öğretim yılı hazırlıklarını değerlendirdi: (4)
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, "Yüz yüze eğitime geçildiğinde de günler seyreltilecek, müfredat içeriği seyreltilecek ki bunlar bitti, yapıldı ve elimizde hazır. Çocukların sorumluluğu da bu seyreltilmiş müfredattan olacak." dedi.

Selçuk, uzaktan eğitim çalışmaları ve yeni eğitim öğretim yılı hazırlıklarına ilişkin Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde düzenlediği basın toplantısında, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde eğitimdeki bazı alanlarda giderlerin arttığını, bazılarında ise giderlerin azaldığını belirtti.

Dijital altyapının geliştirilmesi ve güçlendirilmesi için yapılan çalışmalarda giderlerin arttığına değinen Selçuk, okulun günlük işleyişiyle ilgili durumlarda ise giderlerin azaldığını vurguladı.

Eğitimde asıl yükün öğretmen maaşlarıyla ilgili olduğunu dile getiren Selçuk, "Milli Eğitim Bakanlığının bütçesine bakarsanız yatırım bütçesinin çok çok küçük olduğunu görürsünüz. Neye göre, personel maaşına göre. Bu tüm okullar için böyledir. Yani asıl yük kira varsa kirada ve öğretmen maaşındadır. Geri kalan yük vergi yüküdür ve elektrik, su parasıdır. Vergi yükü devam ederse, eğer maaş devam ederse büyük ihtimalle bizim masraflarımızda Milli Eğitim Bakanlığının, büyük bir azalma olmaz ama başka yerlerde daha fazla bütçeye ihtiyacımız olur ki öyle oluyor zaten." diye konuştu.

- "Okul en güvenli yer, çünkü tedbirimizi olağanüstü derece alıyoruz"

Selçuk, "(Salgında) 60 yaş üstü ve kronik hastalığı olan öğretmenlere ilişkin ek tedbirler alınacak mı?" sorusuna, şu yanıtı verdi:

"Bütün öğretmenlerimizle ilgili, servis şoförleriyle ilgili bu HES kodları vasıtasıyla herhangi bir öğrencimizin yakınında, ailesinde bir vaka söz konusu ise o öğrencinin yüz yüze eğitim başladığında okula devam etmemesi konusunda anlık tedbir alıp da okul yöneticisinin telefonuna düşecek şekilde yazılım altyapımız geçen hafta bitti. Biz bütün öğretmenlerimizi ve öğrencilerimizin tamamını dikkate alarak riskleri elimine etmekle uğraşıyoruz. 60 yaş ve üzeri kronik rahatsızlığı olan öğretmenlerimizle ilgili birinci şeyimiz şudur; kamu personeline ilişkin genelge 3 gün önce yayınlandı biliyorsunuz. O yayınlanmadan önce biz kararımızı almıştık, bu öğretmenlerimizin idari izinli sayılmasıyla ilgili. Çünkü onların böyle bir riski söz konusuyken bizim onları okula davet etmemiz asla söz konusu olamaz. Bu yeterli miydi, yeterli değildi. Biz öğretmenlerimizin de her gün tam zamanlı sabah gelip akşam gitmesi şeklinde bir mesai düşünmüyoruz. Kamu personeline ilişkin genelgeye de dayanarak öğretmenlerimizin de münavebeli olarak gelmesi ve riskin en aza ineceği noktada ki evde risk olabilir mi olabilir, sokakta risk olabilir mi olabilir, tatilde olabilir mi olabilir. Okul en güvenli yer, çünkü tedbirimizi olağanüstü derece alıyoruz."

- "Herhangi bir okulumuzda personel, dezenfektan, maske sorunu varsa bu benim sorunumdur"

Bakan Selçuk, okulların yeterli düzeyde temizliği ve hijyenin sağlanması konusundaki çalışmalara yönelik bir soruya ilişkin ise şunları söyledi:

"Biz bir okulun temizliğini okulun personeline güvenerek ya da yönetimine güvenerek elbette dikkate alıyoruz ama ayrıca 2 bin (kişiye) dış denetmen eğitimi verdik, TSE verdi bu eğitimi. Dış denetmenler ne yapacaklar? Okulu bağımsız olarak izleyip okulun yaptığı öz değerlendirmenin neresinde ne var, bir kontrol listesi yapıyorlar ve diyorlar ki, 'siz demişsiniz ki bizim okulumuzda şu şu bölgelerde şu şu tedbirler alındı, okul bunun öz değerlendirme listesini yaptı'. Peki bu gerçekten öyle mi, bunu denetmenler kontrol ediyor. Peki bir okulun eksiği varsa okul da bunu gideremiyorsa bu okulun suçu mu tabii ki değil. Okul sadece şunu söyleyecek benim maske ihtiyacım var ve maskem yok, benim dezenfektan ihtiyacım var ve dezenfektan yok. Benim okulumda temizlikle ilgili personel yok, bu ihtiyacı okul karşılayabilir mi, hayır. Bu ihtiyacı biz karşılarız. O yüzden bu sene geçen sene aldığımız 80 bin civarındaki ki diğer güvenlikle beraber daha da fazla, aldığımız ekstra personel yani okullarda 54 bin personelimiz var ama bunun üzerine artı 80 bin, artı bu sene 10 bin daha ekstra personel aldık. Nereden aldık bunu TYP'den (Toplum Yararına Programlar) aldık. Ve bu da onaylandı. Bunun illere göre öğrenci nüfusu dikkate alınarak dağıtımı yapıldı."

Okullardaki personel ve hijyen malzemelerinin eksikliği konusunda sorumluluğun kendisine ait olduğunu aktaran Selçuk, "Bizim herhangi bir okulumuzda personel sorunu, dezenfektan sorunu, maske sorunu varsa bu benim sorunumdur. Bunun tedbirini almakla ilgili meslek liseleri, bilim sanat merkezleri, halk eğitim merkezleri bizim işimizi çok kolaylaştırdı. Daha önce bunların üretimi, satın alması vesaire ciddi bir problemdi bizim için, fakat şimdi elimizde ihtiyaç fazlası var. O açıdan da bir tedirginliğimiz yok Allah'a şükür." diye konuştu.

- Yüz yüze eğitim

Yüz yüze eğitime geçecek sınıfların sorulması üzerine Selçuk, şöyle konuştu:

"Bunu Bilim Kurulu'na da Sağlık Bakanlığı'na da bize de sorsanız, salgının seyrine bakıyoruz. Son haftalarda 'Durum ne olacak?' diye izlememiz lazım. Biz bir tek şeyin garantisini veririz. Hiçbir öğretmenimizin ve öğrencimizin riske girmemesi için ne gerekiyorsa yaparız. Açmamak gerekiyorsa açmayız. Açabiliyorsak da açmayı çok isteriz. Bu dönemle ilgili kararın alınması söz konusu olduğu gün bu karar alınacak. Çok net olarak 'Şu sınıflar.' diyeceğiz. Bunu belirsizlik olarak algılamayın, çocuğu korumak olarak algılayın. Çocukları riske atmak gibi bir lüksümüz olamaz. Derdimiz eğitimi sürdürülebilir kılmak."

Bakan Selçuk, "Yüz yüze eğitimde öncelikleriniz arasında meslek liseleri olabilir mi? sorusuna, "Meslek liselerimiz hiç kapanmadı. Bizim oradaki üretimle ilgili olarak ihtiyaç duyduğumuz iş yapan arkadaşlarımız yazın 'Lütfen izninizi kullanın.' dediğimiz halde kullanmadılar. O yüzden de şu anda ihtiyaç fazlamız var. O yüzden de yüz yüze olursa malzeme ne gerekiyorsa bunu sağlarız. Öğrencilerle ilgili de kısmi olarak bir şeyimiz var ama biz öğrencimizi o anlamda riske atmak istemeyiz. Üretimle ilgili olarak 'Öğrenciler gelsinler de riske girsinler.' bunu yapamayız. Üretimi öğrenciyi riske atmadan başka bir şekilde yaparız ya da satın alırız." yanıtını verdi.

Ölçme ve değerlendirme ilgili gerekli bilgilerin bir hafta içerisinde netleşeceğine değinen Selçuk, "Geçen dönem öğrencilerimizin muaf olduğu ya da devamla ilgili herhangi bir şartın aranmadığı, bir sınav ile yoklamanın yapılmadığı bir durum söz konusuydu. Şimdi artık uzaktan eğitim çok daha profesyonelce, alt yapısı çok daha güçlü bir şekilde yapıyoruz. Dolayısıyla ölçmeyle ilgili beklentimiz, çocukların izlediklerinden, televizyonda ve EBA'daki canlı derslerden sorumlu olacakları şekilde bir gidişat söz konusu." şeklinde konuştu.

- "Yüz yüze eğitimde müfredat içeriği seyreltilecek"

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, "Özel okuldan devlet okuluna geçiş için başvuru oldu mu?" sorusu üzerine, devlet okullarına kitlesel bir geçisin söz konusu olmadığını, tayinler ve bir takım sebeplerle her yıl olan geçişlerin devam ettiğini, bununla ilgili alt yapının hazır olduğunu belirtti.

"Yüz yüze eğitime geçildiğinde seyreltme olacak mı?" sorusunu ise Selçuk, "Yüz yüze eğitime geçildiğinde de günler seyreltilecek, müfredat içeriği seyreltilecek ki bunlar bitti, yapıldı ve elimizde hazır. Çocukların sorumluluğu da bu seyreltilmiş müfredattan olacak. Yani genel olarak hepsinden sorumlu olacak şeklinde bir bakış açısı söz konusu değil." diye yanıtladı.

Yüz yüze eğitimin tercihe bağlı olup olmayacağının sorulması üzerine Selçuk, şunları kaydetti:

"Bu sadece eğitsel bir problem değil, sosyolojik bir problem aynı zamanda. Bu yüzden de biz velileri zorlayarak 'Herkesin bir mecburiyeti olacaktır.' cümlesini kurmayız. Bunun hukuksal alt yapısını oluşturuyoruz. Bu sıradan bir durum değil, genel bir afet durumu. Salgın döneminde velilerimiz diyelim ki ailesinde kronik rahatsızlığı olan birisi veya başka bir sorun var. Velinin insiyatifinin dikkate alınması söz konusu."

"Bu süreçte EBA TV'den eğitim devam edecek mi?" sorusuna Selçuk, "Tabii ki. Oradaki eğitimden de kati olarak sorumlu olacak. Yüz yüze eğitimden sorumlu olan, okula giden çocuk nasıl sorumluysa uzaktan eğitimde aynı şekilde bir mesuliyet içerecek." cevabını verdi.

- "Okul diğer yerlere göre çok daha güvenli"

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, okulda herhangi bir vaka tespit edilmesi ihtimaline karşı Sağlık Bakanlığı'nın bir protokol hazırladığını ve bu sürecin yönetilmesine ilişkin aşamaların belirlendiğini belirtti.

Bir okulda veya sınıfta herhangi bir vaka çıkması halinde yüz yüze eğitimden uzatan eğitime geçileceğini belirten Selçuk, protokolün de bu yönde hazırlandığını ifade etti.

Riskin okul dışında her yerde olduğunun altını çizen Selçuk, "Yani bu okulu kapatırsak düzelecek bir şey değil. Okul diğer yerlere göre çok daha güvenli. Niye güvenli? Çünkü ortamı sürekli kontrol ediyoruz. Sürekli dezenfekte ediliyor." dedi.

- HES kodlarının çalışması

Okulda ilk hafta boyunca ders olmayacağını sadece uyum eğitimleri yapılacağını anlatan Selçuk, öğretmenlerin yıl boyunca defalarca eğitim alacağını ifade etti. Velilere yönelik eğitimler olacağını dile getiren Selçuk, HES kodlarının nasıl çalışacağını da şöyle anlattı:

"Muhtemel risklerle ilgili HES kodlarını takip ediyoruz muyuz? Okul müdürlerinin telefonlarına anında düşüyor. Bu bir otomasyon, bu bir yazılım. Otomatik olarak düşüyor. Birisinin aklına gelecek, müdürü arayacak, böyle bir şey değil. Otomatik olarak telefona düşüyor. Düştüğü anda o sınıf, o çocuk, o öğretmen, o aile hemen protokole bakılıyor, 'Şu şu işlem şu sırayla yapılacak.' Tamamen sistem böyle çalışıyor. Biz bunun da ötesine geçerek başka neler yapabiliriz diye ileriye dönük, mesela aşının çıkmasının söz konusu olduğu durum için de simülasyonlarımızı bitirdik. Henüz onu açıklamıyoruz, çünkü aşıyla ilgili süreci bekliyoruz. Şundan emin olun, bu eğitim öğretim yılının tamamı bizim kafamızda bitti. Son haftalara kadar neyi nasıl yapacağız, neye ihtiyacımız var bunların hepsi bizim kafamızda bitti. Çünkü ben yıl içerisinde kaliteye çalışmak istiyorum. Günlük krizle uğraşmak istemiyorum. Risk yönetiyoruz kriz yönetmiyoruz, riskiniz neler olabilir. Bütün Avrupa ülkeleri açarken okulları, 2 Eylül'de göreceksiniz İngiltere, vesaire açıyorlar, biz niye açmıyoruz? Bizim yaptığımız hesaplamalar, bu sayılarla çocuklarımız ve öğretmenlerimiz açısından henüz bizim istediğimiz düzeyde risksizlik taşımıyor. Taşıdığı anda da biz okulu açarız. Hiç endişe etmesin velilerimiz."

Bakan Selçuk, Türkiye'nin PISA Sınavında yakaladığı başarıya da değinerek, "PISA Sınavı başladığından beri her sınavda 5-6 ülke aşağı düşerken ilk kez biz PISA'da 10-12 ülke yukarı çıktık. PISA konuşulur, konuşulur, olumsuzken günlerce PISA yazısı yazılır. Ya 12 ülke yukarı çıktık, bir kere de olumlu yazın." dedi.

Müfredat temelli PISA'nın eşdeğeri TIMMS'in sonuçlarının da kasımda açıklanacağını belirten Selçuk, bu sınavda da büyük yükseliş olduğunu aktardı.

Gazetecilerin sınavların nasıl olacağına ilişkin sorusu üzerine Bakan Selçuk, şunları kaydetti:

"Biz her zaman öğrencimizi zorda bırakmayacak öğrencimizin öğretmenimizin lehine olacak kararları öncelikle alıyoruz. Sınav muhtevası diyelim ki YKS ve üniversiteye girişle ilgili 2. dönemin sonuna doğru ÖSYM'ye verilir. Bizim şimdiden belirlemek istediğimiz ve belirlediğimiz bazı hususlar da var. Şu anda ölçme değerlendirme standartları bitmek üzere. Çocuklarımız uzaktan eğitim aldıklarında sınavlarının yüz yüze olması ve bu sınavlardan sorumlu olmaları konusunda bir takım simülasyonlar yapıyoruz. Yani hangi öğrencileri sosyal mesafeye uygun olarak hangi sınıf düzeylerine ne zaman sınava alabiliriz şeklinde çalışmalar yapıyoruz. Bütün bunlar çok kısa bir sürede belirli bir netliğe kavuşacak. Çocuklarımıza da bununla ilgili açıklamayı yapmış olacağız. Hangi öğrencileri sosyal mesafeye uygun olarak hangi sınıf düzeylerine ne zaman sınava alabiliriz şeklinde çalışmalar yapıyoruz. Bütün bunlar kısa sürede en geç bir hafta içerinde belirli bir netliğe kavuşacak. Çocuklarımıza da bununla ilgili açıklamayı yapacağız. Şu anda onların görevi kendi konularına çalışmak ve geçen dönemdeki gibi uzaktan eğitimdeki konulardan sorumlu değilsiniz diye bir şey söz konusu olmayacağı için, bütün bu konulara biran önce detaylı olarak bakmalarında fayda var."

"Bilim Kurulu tavsiyesiyle biz küçük sınıflarla ilgili başlama noktasında çok daha kararlıyız" diyen Bakan Selçuk, şu değerlendirmeyi yaptı:

"İlkokul çocuğunun bir öğretmenin bakışına ve dokunuşuna öğretmenle olan manevi bağına çok önem veriyoruz. Hayatında okul ve ilkokul ortamında bulunmamış ilk kez bu anlamda bir öğretmenle muhatap olacak sınıfta ne nasıl yapılır, düzen nasıl çalışır, bunların hiçbirini bilmeyen bir çocuktan söz ediyoruz. Ailelerin müthiş heyecanı var. Acemilikleri var ve tam da bu nedenle ve Bilim Kurulu tavsiyesiyle biz küçük sınıflarla ilgili başlama noktasında çok daha kararlıyız. Çünkü bu çocukların akademik ihtiyacı elbette var ama ilk önce manevi ihtiyacı var. Bunu karşılamak için öğretmeniyle az da olsa, her gün tam zamanlı olmayabilir, seyreltilmiş kademeli dediğimiz şey bununla ilgili, bir şekilde bir tanışsınlar. Tanıştığı kişiyle ilkokul 2. 3. sınıf öğrencisinin canlı derste görüşmesi başka tanımadığı kişiyle görüşmesi başka olur. Velilerimiz çok yoruldu, bunun farkındayız. Öğretmenlerimizin büyük çoğunluğu, 'Biz okulda olmak istiyoruz. Ne gerekirse çalışmak istiyoruz. Ulaşamadığımız öğrenciye nasıl ulaşırız? Sürekli sorulan sorular bunlar. Öğretmen arkadaşlardan memnunum çünkü bu süreçte milletimizin zor zamanında bu işe sahip çıktılar. Sahip çıkmaya devam ediyorlar. Okula gitmek istemiyor öğretmenler ifadesi çok manasız geliyor. Çünkü öğretmenlerimizin çabası ve gayretini biliyorum. Bu nedenle de müteşekkirim."

Bir gazetecinin pandemi döneminde ve sonrasında dijital dönüşümün eğitimine nasıl katkı sağlayacağı sorusuna ise Bakan Selçuk, şu yanıtı verdi:

"Göreve başladığım ilk zamanda yapay zeka, robotlar bizim gündemimiz olacak demiştim. Sosyal medyada Milli Eğitim Bakanlığı bu konularla uğraşacak anlamında ilginç yorumlar vardı. Altyapımızdaki dönüşüme ve akademik içeriklerimizdeki yapay zeka desteği çağrı merkezlerde robotlar...vs. Bunun her kademeye yansıması geldiğimiz haftalardan itibaren üzerinde çalıştığımız hususlardı. Biz hep şunu söylüyoruz; Biz Avrupa Birliği ve OECD ülkeleri bakanlarıyla temas halindeyiz. Bir kısmını da sosyal medyada izliyorum. Ne yapıyorlar diye bakıyoruz. Biz onlar içerisinde dünyada ilk 3 ve 5'in içindeyiz. Dememin temel sebebi şudur; 'Biz zaten salgın başlamadan önce ortaöğretim tasarımıyla ilgili bir şey anlatmıştım. Dedim ki 'Öğrencilerin 8 saat teorik dersi yüz yüze görmesi gibi bir şey söz konusu değil. Bazı dersleri uzaktan alırlar, sınavına girerler, boşaltılan alanlarda sanat, spor, alanlar gibi çocukların sosyalleşmeleri ve zenginleşmeleri sağlanacak. Böyle hedef koymuştuk.' 2018 yılında söylediğim şeyler, aslında bu altyapıyı hazırlamamız ile ilgiliydi. Mart ayında hazırlıksız yakalandık ama diğer ülkeler gibi değil. O yüzden gelecekte önümüzdeki öğretim yılında öğrenciler uluslararası sertifika aldı dedim. Bu sertifikaların ders olarak sayılması ve kredilendirilmesi de söz konusu olacak. Ben şunları biriktirdim, şu derslerden muaf olmak istiyorum diyebilecek öğrenci. Boşluğunda da sanat, spor ve belli alanlarla uğraşacak. Şahsiyet ve yetenek gelişimi noktasında destek olmak istiyoruz. Sadece soru çözerek, yönetilen bir süreçten bahsetmemek istiyoruz. Bunu da büyük bir fırsat olarak görüyoruz. Daha önce ben bunu açıklamaya çalışıyordum. Bu uzaktan da olabilir diye örneklerle zenginleştirmeye çalışırken bir dezavantaj avantaja dönüştü."

(Bitti)





Haber Ara