Dolar

32,3579

Euro

34,7335

Altın

2.408,72

Bist

10.045,74

-MHP Genel Başkanı Bahçeli:

-MHP Genel Başkanı Bahçeli:

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-07-20 22:49:09

-MHP Genel Başkanı Bahçeli:
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Suruç'taki terör saldırısına ilişkin, "Kim olursa olsun, neye inanır inansın, hangi bahaneye sığınırsa sığınsın insan hayatına kast eden canileri ve terörist hedefleri tartışmasız, amasız ve ön şartsız lanetliyorum" ifadesini kullandı.

Bahçeli, yazılı açıklamasında, Ortadoğu'da uzunca bir süredir sahnelenen ve küresel bir arka planı olduğu tartışmasız olan kaos ve karmaşanın giderek çıtayı yükselttiğinin anlaşıldığına işaret etti.

Terör saldırılarının, tahammül sınırlarını ve hazmetme ölçülerini çoktan aşmış durumda olduğuna vurgu yapan Bahçeli, şöyle devam etti:

"Bu karanlık tablo ülkemize yansımakla kalmayıp doğrudan doğruya tesir etmektedir. Nitekim Türkiye'nin milli güvenlik ve asayişi yüksek yoğunluklu risk ve tehlikelerle karşı karşıyadır. Mübarek Ramazan ve bayram günlerini geride bırakır bırakmaz sanki düğmeye basılmışçasına felaketler, ölümler ve saldırılar arka arkaya baş göstermiştir. Terör kanlı yüzünü, acımasız yanını, hain niyetini Adıyaman ve Şanlıurfa'da bir kez daha açığa vurmuştur."

Bahçeli, Adıyaman'da terör saldırısında şehit düşen askere Allah'tan rahmet, yaralananlara da acil şifalar diledi.

Bahçeli, "Analar ağlamayacak, terör bitti, bayrağa sarılı tabutlar gelmeyecek, yalan ve istismarına artık aldanacak kimseler kalmamıştır. Bilakis bölücü terör örgütü, imkan ve kabiliyetini ileri bir aşamaya taşımış, eylem yapma, pusu kurma ve silahlı saldırı kapasitesini daha da güçlendirmiştir. Geçtiğimiz 28 Şubat'ta Dolmabahçe'de toplanıp İmralı canisinin on maddelik ihanet metnini yol ve müzakere haritası olarak benimseyenler bölücülüğün ve terörün aldığı mesafede pay sahibi olan sorumsuzlardır" değerlendirmesinde bulundu.

-"Türkiye, her türlü terör örgütünün saldırı ve tahrik kuşatması altına alınmıştır"

"Çözülme süreci PKK'nın hain taleplerine kuluçka işlevi görmenin yanında; devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne ağır hasar vermiştir" görüşünü savunan Bahçeli, şunları belirtti:

"Bu gerçeği yok saymak, işlenen suç ve cinayetlere kılıf aramak hiç kimseye bir fayda sağlamayacağı gibi, iç huzur ve kardeşlik ikliminin lehine de olmayacaktır. Şiddete bulaşanlar, terörü politika vasıtası yapanlar, bölünmeyi çözüm sananlar, pazarlık masalarına oturup Türkiye'nin parçalanmasına açıktan hizmet edenler elbette emellerini gizlemeyeceklerdir. Maalesef ki Türkiye, kaynak ve kökeni malum olan her türlü terör örgütünün saldırı ve tahrik kuşatması altına alınmıştır."

"Ülkemizin çevresindeki çember giderek daralmaktadır" ifadesini kullanan Bahçeli, şöyle devam etti:

"Ortadoğu'nun yeni baştan haritasını tanzim ve çizimini vahşet projelerine sabitleyen odaklar Türkiye'yi Irak, Suriye, Lübnan ve Libya'ya dönüştürmek için olağanüstü nitelikli bir provokasyonun içindedir. Kaldı ki, bugün öğlen saatlerinde Şanlıurfa ilimizin Suruç ilçesi Amara Kültür Merkezi bahçesinde meydana gelen kanlı terör saldırısının başka türlü izahı olmayacaktır. Bu kapsamda bedenine bomba saran azılı bir cani 31 kişiyi öldürmüş, 100'ü aşkın kişiyi de yaralamıştır. Kim olursa olsun, neye inanır inansın, hangi bahaneye sığınırsa sığınsın insan hayatına kast eden canileri ve terörist hedefleri tartışmasız, amasız ve ön şartsız lanetliyorum."

Devlet Bahçeli, Suruç'u kana bulayan terör saldırısının tüm boyutlarıyla aydınlatılmasının, iç yüzünün fail ve azmettiricileriyle birlikte ortaya çıkarılmasının milletin en haklı ve yerinde beklentisi olduğunu vurguladı.

"Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu isimli paravan bir oluşumun, 'Kobani'yi beraber savunduk, beraber inşa ediyoruz' kampanyası çerçevesinde toplanan kalabalığın Suruç'a hareketinin felaketle sonlandığını" belirten Bahçeli, "Kobani'deki sözde devrimi savunma amacıyla bir araya geldiklerini söyleyenleri; HDP, ESP gibi terör şubesi partilerle birlikte bölücülüğün yanında saf tutmuş bazı sivil toplum kuruluşları desteklemiştir. İstanbul'dan Suruç'a Kobani bahanesiyle yola çıkanların bir defa amaç ve yöntemleri halis ve ahlaki görülemeyecektir. Kobani aşkıyla yanıp tutuşanların bu aziz millete karşı mensubiyet sancısı, bu kutlu vatana yönelik muhabbet ve sevgi bunalımı yaşadığı kuşkusuzdur. Türkiye'de yardım edilecek yer ve insan bitmiştir de geriye bir tek Kobani mi kalmıştır? Bu sorunun samimiyetle cevaplandırılması lazımdır" ifadesini kullandı.

Bahçeli, İstanbul'dan kafilelerle Suruç'a gidenlere izin verilmesinin, gerekli tedbir ve güvenlik önlemlerinin alınmamasının ayrıca sorgulanması ve değerlendirilmesi gereken bir muamma olduğunu bildirdi.

Bahçeli, şöyle devam etti:

"Terör örgütü PYD'ye yardım ve yataklık hevesiyle Kobani'ye açılan koridordan geçme gayesi taşıyanları ateşin içine iten, canlı bomba alçaklığıyla muhatap yapan ilişki ve irtibatların sis perdesi de mutlaka aralanmalıdır. Karşımızda çok ciddi bir istihbarat ve güvenlik zaafı olduğu ortadadır. Türkiye'nin canlı veya cansız bomba kazanına çevrilmesinde hiç şüphe yok ki hükümet her yönüyle mesuldür. AKP'nin ikircikli, ilkesiz, lekeli ve marazi politikaları teröristlere ümit aşılamaktadır.

İstanbul'dan Suruç'a kadar hiçbir yol kontrolüne uğramadan, hiçbir çevirme ve engellemeye maruz kalmadan seyahat eden, neye ve kimin yararına faaliyet gösterdikleri net olan Kobanicilere devlet irade ve idaresi gösterilememiştir. İhmaller zinciri Suruç'taki canlı bombacıya ve arkasında duran alçaklara aradıkları kanlı fırsatı vermiş, sonuçta Türkiye bu menfur hadiseye kilitlenmiştir. Türkiye'yi Ortadoğu kabusuna çekmek ve çivilemek için örtülü operasyon yapıp kutuplaşma ve kavga ortamını tahkim edenler içimizden devşirdikleri kurye ve maşalarla terör kartını yeniden açmışlardır. HDP'nin eli sazlı eş başkanının 'halkımız kendi güvenliğini almak durumunda' ifadeleri Suruç saldırısından kimlerin nemalanma arayışında olduğunu bariz şekilde gözler önüne sermiştir."

-"Partimiz, konum ve durumundan taviz vermeyecek"

Açıklamasında, "Başbakan Davutoğlu'nun bugün akşam saatlerinde yaptığı talihsiz ve isabetsiz konuşması da Suruç katliamını anlamlandırmakta zorluk çektiğine işaret etmektedir" ifadesine yer veren Bahçeli, şunları kaydetti:

"IŞİD ve PYD arasındaki çatışmayı Türkiye'ye taşımak isteyenlere koz verircesine, dört siyasi partinin genel başkanın bir araya gelerek teröre karşı ortak bir deklarasyona imza çağrısı samimiyet ve gerçeklerden uzaktır. Milliyetçi Hareket Partisi'nin şiddet ve teröre karşı nerede durduğu bellidir. Bu konuda hiç kimseye ispat yükümlülüğü yoktur. Eğer Sayın Davutoğlu, teröre karşı tavır alacaksa ve de imza atacak bir ortak arıyorsa öncelikle çözüm sırdaşı HDP'nin kapısını çalmalı ve bu PKK imalatını ikna etmelidir. Bunun için Dolmabahçe mutabakatından dolayı millet huzurunda özür dilemeli, pişmanlık duymalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi'nin duruşu deklarasyonlara bağlı olmayıp büyük Türk milletinin bizatihi varlık ve vicdanıyla temellenmiştir.

Terörle arasına çizgi çekemeyenler, bölücülerle şaibeli ve şuursuz ilişki kuranlar hazırlanacak bir deklarasyona imza yerine Türkiye'nin milli hak ve çıkarlarını savunacak erdemi gösterebilmelidir.

Milliyetçi Hareket Partisi kaynak ve gerekçesi ne olursa olsun her türlü şiddet, terör ve bölücülük zehrine hasım ve bunların karşı cephesindedir. Bu çerçevede partimiz, konum ve durumundan taviz vermeyeceği gibi sahte oyalamalara ve imza tuzaklarına kapalı duracaktır."

Haber Ara