Dolar

32,2586

Euro

34,8281

Altın

2.433,67

Bist

10.065,36

Küresel Göç ve Kalkınma Forumu

Küresel Göç ve Kalkınma Forumu

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-10-14 16:21:15

Küresel Göç ve Kalkınma Forumu
Avrupa Komisyonu'nun Göç, İçişleri ve Vatandaşlıktan Sorumlu Komiseri Dimitris Avramopoulos, Türkiye'nin Suriyeli göçmenler konusunda yaptıklarının takdirle karşılandığını belirterek, "Dünya mülteci krizine sahip çıkmalı ve bunu geçici bir sorun olarak görmemeli" dedi.

Türkiye'nin ev sahipliğinde Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleştirilen Küresel Göç ve Kalkınma Forumu'nun 8. Zirve Toplantısı'nda konuşan Avramopoulos, forumun Ankara'da meydana gelen terör saldırısının gölgesinde gerçekleştirilmesinden üzüntü duyduğunu ifade ederek, Avrupa Birliği (AB) adına başsağlığı diledi.

AB olarak, terörizme karşı ortak mücadelede her zaman Türkiye'nin yanında olduklarını ve olacaklarını anlatan Avramopoulos, bu iş birliği sayesinde insan hakları, özgürlükler ve demokrasinin üstün geleceğini söyledi.

Avramopoulos, gerek dünyada gerekse Avrupa'da meydana gelen sıkıntıları aşmak için iş birliği içinde olunması gerektiğine dikkati çekerek, göç sorunun ele alındığı bir forumda yer almaktan çok mutlu olduğunu dile getirdi.

İnsan hakları başta olmak üzere birçok meselede organize bir şekilde hareket etmenin önemine vurgu yapan Avramopoulos, "Göç ve kalkınma konusunda bir iş birliği yapmanın vakti çoktan gelmişti. 60 milyondan fazla kişi zorla yer değiştirmek zorunda kalıyor. Bu nüfus yaklaşık Fransa ve İngiltere büyüklüğünde bir ülkeye tekabül ediyor. Bu insanlar terör ve savaş nedeniyle göç etmek zorunda kaldılar. Hiç kimse bu şekilde göç etmek istemez. Bu yaz dünya gerçekten çok ciddi bir göç krizi ile karşı karşıya kaldı. Bu global bir kriz. Hepimizin bu sorunla ortak bir akılla başa çıkması gerekiyor. Göç eden insanların yaşamlarını kurtarmamız ve onları korumamız gerekiyor" diye konuştu.

Avramopoulos, Türkiye'nin Suriyeli göçmenler konusunda yaptıklarının takdirle karşılandığını dile getirerek, dünyanın mülteci krizine sahip çıkması ve bunu geçici bir sorun olarak görmemesi gerektiğini kaydetti.

Göçmenlere karşı dünyanın daha misafirperver bir tavır takınması gerektiğini anlatan Avramopoulos, şöyle konuştu:

"Göç konusuyla ilgili çok daha uzun vadeli planlar yapılması gerekiyor. AB de bunu gerçekleştirmek istiyor. AB olarak mayısta 6 maddeli bir göç gündemi oluşturduk. Bunun ilk adımı olarak Akdeniz'deki arama kurtarma ekibimizi güçlendirdik. Lübnan, Ürdün, Türkiye, Irak ve Suriye'ye yardımlar yapılacak. Göçmenlere yardım konusunda mevcut fonun artırılmasını istiyoruz. Şu an göç konusuyla ilgili bir rapor hazırlıyoruz. Her AB ülkesi mülteciler konusunda üzerine düşen görevleri yerine getirmek zorunda. Mülteci ve göç konusunda önümüzde çok uzun bir yol var. Biz bu forumda dostlar olarak bulunmaktayız. Güçlerimizi birleştirmeliyiz. Daha fazla finansal desteğe ihtiyacımız var. Uzun vadeli yapısal çözümlere erişmemiz de gerekiyor. Göçmeler için yeni yerleşim yerleri belirleniyor, gelecek yıl bu yerler daha da artırılacak."

Avramopoulos, göç ve mülteci krizinin dünyanın öncelikli gündemi içinde yer alması gerektiğini ifade ederek, göçmenlerin eğitilmesi ve istihdam edilmesinin de büyük önem taşıdığını belirtti.

- "60 milyon mülteci savaş, açlık ve ölümden kurtulmaya çalışıyor"

Birleşmiş Milletler (BM) Medeniyetler İttifakı Yüksek Temsilcisi Nassir Abdulaziz Al-Nasser de sözlerine Ankara'da meydana gelen saldırıda hayatını kaybedenler için başsağlığı dileyerek başladı.

BM Medeniyetler İttifakı'nın 10 yıl önce kültürlerarası kutuplaşmanın hat safhaya çıktığı bir dönemde kurulduğunu hatırlatan Al-Nasser, bu gün de yine dünya genelinde bir çatışma ve gerilimin söz konusu olduğunu söyledi.

Al-Nasser, kurumlarının eğitim, gençlik, göç ve medya olmak üzere dört alanı bulunduğunu ifade ederek, "Bu konular 10 yıl önce olduğu gibi bugün de büyük önem arz ediyor. Bildiğiniz gibi dünya, 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana zorla göç gibi bir sorunu yaşıyor. Yaklaşık 60 milyon mülteci savaş, açlık ve ölümden kurtulmaya çalışıyor. Anne ve babalar gerek kendi gerekse çocuklarının hayatlarını eğreti botlara ve insan kaçakçılarına emanet ediyor. Medyada bu konuyla ilgili çıkan üzücü görüntüler olayın vahametini ortaya koyuyor. Bu göç krizi hiçbir zaman azalma eğilimi de göstermiyor. Sayı sürekli artıyor. Cansız bedeniyle 3 yaşındaki bir çocuğun başka bir ülkenin sahilinde yattığını nasıl açıklayabiliriz? Bu çocuğun durumunu nasıl anlatabiliriz dünyaya?" ifadelerini kullandı.

Son yıllarda Iraklı ve Suriyeli mültecilerin sayısının giderek arttığına vurgu yapan Al-Nasser, tüm dünyanın bu konuyla ilgili bir çözüm bulmak zorunda olduğunu kaydetti.

Al-Nasser, mülteciler konusunda tüm imkanların birleştirilmesi ve iş birliği içinde hareket edilmesi gerektiğini belirterek, şunları söyledi:

"Hepimiz ellerimizi birleştirerek bu zorluğa karşı koymalıyız. Göç krizi uzun vadeli yaklaşımlar gerektirmektedir. Dünya yeterince bu krizi ele alabildi mi? Maalesef yanıtımız 'Hayır.' Aslında göçün kalbinde insan vardır. Göç bu insanların ne yaptığını tanımlıyor, onların kim olduklarını tanımlamıyor. Üzülerek görüyoruz ki göçmenler ırkçılığın ve yabancı düşmanlığının hedefi haline geliyorlar. Bunu önlemek için medeniyetler ve dinler arasındaki diyaloğu güçlendirmemiz gerekiyor. Herkesin özellikle de gençlerin bu sürece dahil edilmesi lazım. Barış ve ortaklaşa çalışma anlayışını da güçlendirmeliyiz. Medeniyetler İttifakı olarak göç ile ilgili çalışmalarımızda toplumun her kesimiyle iş birliği yapıyoruz. Daha kapsamlı bir şekilde göç ve mülteci sorununun ele alınması için platform oluşturuyoruz. Herkesi göç ve mülteci krizine karşı ortak çalışamaya davet ediyoruz. "

Haber Ara