Dolar

32,2020

Euro

35,0069

Altın

2.504,53

Bist

10.643,58

Jandarmanın İstanbul'daki darbe faaliyetlerine ilişkin dava

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin eski İstanbul İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Gürcan Sercan'ın da aralarında bulunduğu 73 jandarma personeli ile terör örgütünün jandarma yapılanmasında sözde 'abilik' yaptığı belirtilen 19 sivil olmak üzere, 64'ü tutuklu 92 sanığın yargılandığı davaya devam edildi

7 Yıl Önce Güncellendi

2018-05-07 19:17:19

Jandarmanın İstanbul'daki darbe faaliyetlerine ilişkin dava
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin eski İstanbul İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Gürcan Sercan'ın da aralarında bulunduğu 73 jandarma personeli ile terör örgütünün jandarma yapılanmasında sözde "abilik" yaptığı belirtilen 19 sivil olmak üzere, 64'ü tutuklu 92 sanığın yargılandığı davada, sanık Sercan'ın savunması tamamlandı.

İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nin karşısındaki binada yapılan duruşmada, tutuklu sanık eski İstanbul İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Gürcan Sercan, 16 Temmuz'da nizamiyede bazı problemlerin yaşandığıyla ilgili telefon geldiğini, sivil araçların nizamiyeyi kapattığını gördüğünü ifade ederek, "Polis ekibi de vardı. Bir astsubay askeri derdest ettiler. Polise 'napıyorsunuz' dedim, 'sen karışma' dedi. 'Ne demek karışma, bölük komutanıyım' dedim, 'karışma' dedi. Astsubaya kelepçe takmaya çalıştılar, tartışma yaşadık. Suç duyurusunda bulunmayı düşündüm. İl jandarma komutanlığının önü kapanmış, ben birliğin başındayım. Emniyet müdürünü aradım, 'siz çok fazla karıştırmayın' dedi. Niyetim tartışmaların görüntülerine bakıp, benim işime yarayıp yaramayacağıydı. Teknik personeli çağırdım, 'git bana kavga ettiğimiz bölümün görüntülerini CD'ye kaydet' emri verdim. Öğleden sonra yaşadığımız hususlar. 'Personel, 'görüntüler bulanık, işinize yaramaz diye CD'ye aktarmadım' dedi. 'Kayıtların olduğu disketi sök getir' dedim. Kaç disket kaydedildiğini bilmiyorum. O görüntülerin olduğu CD'leri almak istedim. Odada yalnızdım. Gözaltı kararını duydum. Polisler geldi, gözaltı işlemleri başladı.'' dedi.

Masasında 2 disket durduğunu, polislerin bu disketlerini sorduğunu, masasının üstünde olduğunu söyleyen sanık Sercan, ''Herkes kendine göre bir şeyler demiş. Komutanlıkta, 6 tane farklı kamera kayıt sistemi var. Eğer ben gelenlerin kayıtlarını silmek isteseydim, plaka kayıt sistemini alırdım. İstihbarat ve KOM şubede de kayıt sistemi var. Onları yok etmek isterdim. Kavganın olduğu anı görüntü olarak almaktı. Ahmet Önal şifre girerek izlerdi. Ben, bu CD'lerin kaybolmasından dolayı mağdurum. Gösterip kendimi arz ederdim. Odamın araması yapılırken umarım video kaydı yapılmıştır, orada görülür." diye konuştu.

Yapılan aramalarda 1 dolar bulunduğu iddialarına sanık Sercan, "Kızım Bilkent Üniversitesi'nde okuyordu, Portekizce kursuna gönderdim. İngilizce'yi geliştirmek için Amerika'ya göndermeyi planlıyordum. 2016 yılı Nisan ayında Eminönü'nde 600 liralık dolar aldım, kızıma jest olsun diye. 200 ve bir dolar aldım. Üst aramamda 201 doların parçası olan 1 dolar var. 600 lira karşılığında aldığım para." sözleriyle kendini savundu.

MİT tırlarının durdurulmasını organize ettiği iddiasıyla tutuklanan Adana Jandarma Bölge Komutanı eski Tuğgeneral Hamza Celepoğlu'nu ziyaret ettiği iddialarına ise sanık Gürcan Sercan, Celepoğlu'nun destek amacıyla çok sayıda kişi tarafından ziyaret edildiğini, Celepoğlu'yla geçmiş olsun ziyareti amacıyla görüştüğünü, emekli korgenerallerin de görüşme yaptığını, yaptığı görüşmenin kısa sürdüğünü, emir gereği yapılan bir ziyaret olduğunu savundu.

Sanık Sercan, Yurtta Sulh Biziz Whatsapp grubundan dolayı tutuklandığını, kendisinin bu grupta olmadığını, jandarmayla ilgili yazılanların Sakarya Jandarma Komutanlığı'yla ilgili olduğunu, sokağa çıkan askerlerin kullandığı malzemelerin kendi envanterlerinden olmadığını, kendilerinden kimsenin dışarı çıkmadığını ileri sürdü.

Hiçbir yerden darbe emri almadığını, personeline darbeye yönelik emir vermediğini, saklanmadığını iddia eden sanık Sercan, 3 saat boyunca hain darbecilerin silah atışlarına maruz kaldığını, hiçbir darbeciyle görüşme yapmadığını öne sürdü.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı "Hava Harp Okulu'nda Mehmet Nait Yiğit, Uzay Şahin ile toplantı yapıyor. Sizin aracınıza biniyor bunu niye istesin?" Sorusuna sanık Sercan, "Şoförü yolu bilmiyordu, takip edin dedim. Senin aracına bineyim dedi. Oraya vardığımızda kendi aracına binecekti. Beni yanına alıp okula götürmüş gibi bir durum yok." diye cevap verdi.


Haber Ara