İSTİB'den yapılan açıklamada, eylül ayı meclis konuşmasına yer verilen Kopuz, nüfus artışı, iklim değişikliği ve son olarak da salgının tarım ve gıdanın önemi giderek artığını gösterdiğini söyledi. Bu durumda Türkiye'nin tarımsal üretimin artırmak için yıllardır uyguladığı politikaların ne kadar gerekli olduğunun da daha iyi anlaşıldığını kaydeden Kopuz, bundan sonra da tarımın stratejik önemini unutulmadan söz konusu politikaların sürdürüleceğine inandığını ifade etti.
Kopuz, verilen destekler sayesinde ikinci çeyrekte tarımsal üretimin yüzde 4 büyüdüğünü vurgulayarak, "(İkinci çeyrekte) Küçülmenin yüzde 9,9'la sınırlı kalmasında tarım sektörünün de payı vardır. Bu noktada Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Sayın Tarım ve Orman Bakanımız Dr. Bekir Pakdemirli'ye de ayrıca bir teşekkür etmek gerektiği kanaatindeyim. Pandemi boyunca müstahsilin üretime sağlıklı şartlarda devam edebilmesi ve üretimin azalmaması için gerekli tüm tedbirler alındı ve ortaya bu olumlu sonuç çıktı." değerlendirmesinde bulundu.
- "Hızlı hareket edilmeseydi, biz de diğer ülkelerin yaşadığı acı tabloyla karşı karşıya kalacaktık"
Türkiye'de Kovid-19'a karşı hem sağlık hem de ekonomi alanında çok ciddi önlemler alındığını vurgulayan Kopuz, şunları kaydetti:
"O dönem hızlı hareket edilmeseydi, bugün biz de diğer ülkelerin yaşadığı acı tabloyla karşı karşıya kalacaktık. Bu dönemde gelişmiş Avrupa ülkeleri başta olmak üzere sağlık sistemleri adeta felç oldu. Pandemi yüzünden neredeyse tüm dünyada ticaret durdu. ABD ve AB başta olmak üzere birçok gelişmiş ülkede ikinci çeyrekte rekor küçülmeler gerçekleşti. Türkiye ise bu zorlu dönemde yüzde 9,9 küçüldü. Birinci çeyrek büyüme rakamları açıklandığında, pandeminin asıl etkilerinin ikinci çeyrekte görülmeye başlanacağını belirtmiştim. Nitekim de öyle oldu. Pandeminin üçüncü çeyreğe de sınırlı da olsa olumsuz yansımaları olacaktır. Ancak şahsen pandeminin seyrine göre üçüncü çeyrekten itibaren toparlanmaya başlayacağımıza inanıyorum. Nitekim ağustos ayında sanayi üretimindeki artış beklentilerin üzerinde gerçekleşti."
Ali Kopuz, salgının ekonomik etkilerini azaltmak için devletin birçok fedakârlıkta bulunduğunu ve bulunmaya devam ettiğini belirterek, "Sosyal Koruma Kalkanı kapsamında gelir seviyesi düşük vatandaşları ve istihdamı desteklemeye yönelik çok sayıda program uygulamaya konuldu. 34 milyar TL gibi önemli bir kaynak, farklı program başlıkları çerçevesinde milletimize karşılıksız aktarıldı. İşverenlere sigorta prim desteği veriliyor. Kısa Çalışma Ödeneği süresi 31 Ekim'e kadar devam edecek. İşten çıkarma kısıtlaması ve nakdi ücret desteği de 2 ay daha uzatıldı. İnşallah bu desteklerle birlikte 2020 yılını, birçok ülkeye göre daha iyi bir yerde kapatıp, bu küresel sıkıntıyı en az zararla atlatacağız." ifadelerini kullandı.
- "Ekonomik anlamda önümüzün yavaş yavaş açıldığını görebiliyoruz"
Ekonomik verileri de değerlendiren İSTİB Başkanı Kopuz, şu bilgileri paylaştı:
"Dış ticaret hacmimiz yüzde 8,52 artarak 31 milyar 239 milyon dolar olurken, ihracatın ithalatı karşılama oranı ise yüzde 66,4 olarak gerçekleşti. Ekonomik güven endeksi temmuz ayında 82,2 iken, ağustos ayında yüzde 4,4 artarak 85,9'a yükseldi. Özellikle reel kesim, hizmet ve perakende ticaret sektörü güven endekslerinde artışlar görüldü. Reel kesim güven endeksi bir önceki aya göre ağustos ayında yüzde 5,8 artarak 105,2, hizmet sektörü yüzde 5,7 artarak 70,5, perakende ticaret sektörü yüzde 0,2 artarak 94,9 oldu.
Salgın dolayısıyla beklenenin çok üstünde büyüyen sektörler de oldu. Örneğin, Türkiye'nin e-ticaret hacmi yılın ilk 6 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 64 artarak 91 milyar 700 milyon lira oldu. Tüm bu veriler ışığında ekonomik anlamda önümüzün yavaş yavaş açıldığını görebiliyoruz. Bizler de iş dünyası olarak, tüm kararlılığımızla en iyi bildiğimiz işi yapmaya, ülkemize ticaret yoluyla hizmet etmeye devam edeceğiz."
Kopuz, Doğu Akdeniz'de yaşanan gelişmelerle ilgili olarak da, "Biliyorsunuz uzun süredir bir "Doğu Akdeniz" meselemiz var. Türkiye'nin hakkı olduğu uluslararası sularda yaptığı sondaj çalışmalarını engellemeye çalışıyorlar. Diyalog çağrılarımızı cevapsız bırakıyor ve sinmemizi bekliyorlar. Kısaca cevap veriyorum, 'Çok beklerler'. Türkiye artık eski Türkiye değil. Geçen ay Karadeniz'de bulunan doğal gaz rezervi yeni bir dönemin habercisi. Türkiye sanayisi güçlü, savunma gücü yerli bir ülkedir. Yeni enerji kaynakları Türkiye'nin artan gücünü pekiştirecektir inşallah. Türkiye hakkını arayacak ve alacaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın." açıklamasında bulundu.
