Mehdi, İran Cumhurbaşkanı Ruhani'ye hitaben yayımladığı yazılı mesajında, "İran halkının menfaatlerini gerçekleştirmesi ve uluslararası barışı desteklemesi" umulan bu anlaşmanın sağlanmasında Hasan Ruhani'nin bilge tutumunun rolü olduğunu belirtti.
Müslüman coğrafyada meydana gelen savaşların kan döktüğünü ve imar edilmiş her şeyi yıktığını ifade eden Sadık el-Mehdi, bunun, mezhepler arasında tarihi bir uzlaşı sağlamak, güvenlik anlaşması yapmak ve Müslüman ülkelerin iş birliği yoluyla çözülebileceğini savundu.
Ruhani'nin bu çatışmalar karşısında "sakinleştirici bir tutum" takındığını, ümmetin "yıkıcı fitneden" kaçınması için bu tutumun genelleşmesi gerektiğini belirten Mehdi, büyük çatışmaların mezhep temelli yaraları derinleştirdiğini, halkların kanlarını döktüğünü, ülkeleri dış müdahalelere açık hale getirdiğini kaydetti.
Mehdi ayrıca, "Siyasi ve diplomatik görevimiz, bölge ülkeleri arasında iş birliği ve güvenlik anlaşması sağlanması. Bu doğru bakış açısını destekleyenlerle çalışırız" ifadelerini kullandı.
İki hafta önce de yazılı açıklama yapan Sadık el-Mehdi, "İslam bilginlerini, Ehli Sünnet ve Şia arasında felaketlere neden olabilecek çatışmaları önleme noktasında harekete geçmeye" çağırmıştı.
Suudi Arabistan ile İran arasındaki gerilimin iç çatışmalara ve ülkeler arası savaşlara neden olabileceğini belirten Mehdi, bu durumun "uluslararası güçlerin ümmetin geleceği üzerinde nüfuz sahibi olmasıyla sonuçlanabileceğini" savunmuştu.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının (UAEA) İran'ın nükleer anlaşmada yükümlülüklerini yerine getirdiğine dair raporunun ardından uluslararası yaptırımları kaldırılan İran'ın yaklaşık 150 milyar dolarlık mal varlığına kavuşacağı belirtiliyor.
