Dolar

32,2741

Euro

34,7826

Altın

2.407,62

Bist

10.275,32

'Ergenekon' davası temyiz duruşması

'Ergenekon' davası temyiz duruşması

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-10-07 15:02:53

'Ergenekon' davası temyiz duruşması
Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Balyoz davasının Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) vurulan en büyük darbe olduğunu belirterek, "Bu darbe ile pek çok değerli Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin TSK'dan ilişiği kesilmiştir. Tarih, bu davayı bir ülkenin, kendi ordusuna yapabileceği en büyük ihanet olarak yazacaktır. En büyük ihanettir. Bundan hiç şüphem yok" dedi.

Yargıtay 16. Ceza Dairesince, Yargıtay Konferans Salonu'nda yapılan "Ergenekon" davasının temyiz incelemesinin ikinci duruşmasında, emekli Orgeneral İlker Başbuğ savunmasını yaptı.

Başbuğ, 2009'da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" iddiasının yer aldığı ihbar mektubuna ilişkin soruya, "Genelkurmay Başkanı ile İrtica ile Mücadele Eylem Planı'yla ilgili aramızda bir sorun, güven sorunu yoktur" yanıtını verdiğini söyledi. Başbuğ, buna karşın, kararı veren mahkemenin kendisini bu konudan da müebbete götüren yolu hazırladığını ifade etti.

Erzincan'da İlhan Cihaner'in yaşadığı olaylara da değinen Başbuğ, "Mühimmatları bulan vatandaş, gizli tanık yapılıyor. Nasıl oluyorsa o vatandaş ihbarı, arkadaşı olan polise yapıyor. Gerçekten, inanmakta zorluk çekiyorum. Cihaner'in karşı karşıya kaldığı olay nasıl unutulacak? Daha sonra tutuklanan MİT personeli, 'Çatalarmut'taki mühimmatı oraya polisler koydu' şeklinde ifade verdi" diye konuştu.

Deniz Kuvvetleri personeline yönelik yürütülen büyük bir karalama kampanyası nedeniyle Trabzon Limanı'ndaki Oruç Reis Fırkateyni'nde bir moral konuşması yaptığını anlatan Başbuğ, konuşmasında "Karadeniz halkının ulusal konulara karşı hassasiyeti, TSK'ya karşı ilk defa asimetrik psikolojik harekatın medya aracılığı ile yürütüldüğü" konularına değindiğini aktardı.

Toplumu sağduyulu davranmaya çağıran sözlerinin "Ergenekon" davasının savcı ve hakimlerince görülmediğini aktaran Başbuğ, birlik ve beraberlik çağrılarına karşın "darbeci" ilan edildiklerini söyledi.

Bundan iki gün sonra, Trabzon'da şikayet ettiği konulara adeta bir cevap verilircesine, kamuoyunda "Kozmik oda" olarak bilinen Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığındaki olayların gündeme geldiğini belirten Başbuğ, "Olan olaylardan bize bilgi verilmedi ve yaratılan olaylarla da polis-asker çatışması olabilirdi" dedi.

Polisin, medyaya göre en az bir yıldır o bölgedeki faaliyetleri takip ettiğini anlatan Başbuğ, karşılıklı güvenin ve devlet adabının olduğu bir ülkede polislerin TSK'dan bilgi istemesi gerektiğini ifade etti.

- "Birkaç defa asker-polis karşı karşıya gelme durumunu yaşadı"

Başbuğ, şöyle devam etti:

"İnanın birkaç defa asker-polis karşı karşıya gelme durumunu yaşadı. Bunlardan biri 31 Aralık 2009 günü yaşandı. Polis, beyaz renkli Deniz Kuvvetlerine ait iki aracı durdurdu. Durdurabilir ama kişiler asker olduğunu deklare ettiği zaman Merkez Komutanlığına bilgi vermesi, beraber aramaları lazım. Hayır hiçbir bilgi yok. Araçları arıyorlar, 'araçtakiler bir hakimi takip ediyor' diye. Kozmik odadaki aramayı yapan hakim şimdi, Yargıtay üyesi, ona suikast yapacaklarmış, ihbar öyle gidiyor. İşin ilginç yanı araçtan uzman çavuş çıktı. Adam Deniz Kuvvetleri Komutanı'nın aşçısı. Araçta Allah'tan pırasa taşıyorlar. Silah olsa ne olacak? Bitti. Yaşattılar bize bu durumu."

- "Yasa dışı bir şey olursa kesinlikle gerekirse çatışın"

Daha sonra özel yetkili savcılığın adeta bir basın ordusuyla Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığında aramalara başladığını hatırlatan Başbuğ, şunları söyledi:

"Yasalar etrafından dolaşıldı, itiraz ettik. Hakim 20 Ocak 2010 gününe kadar aramalara devam etti. Amaç çok açık, bana göre, 'faili meçhul cinayetler, çok öncelerden işlenen Uğur Mumcu cinayeti dahil acaba bunlarla ilgili bir şey bulabilir miyiz, bunlarla TSK arasında ilişki kurabilir miyiz?' Hiçbir şey çıkmadı. Biz bu konuya ilişkin, düşüncelerimizi, görüşlerimizi ve tekliflerimizi defalarca siyasi otoriteye anlattık. Kozmik odaya girilmeden Başbakan'a aynen şunu söyledim, 'Girmesinde bizi rahatsız edecek hiçbir şey yok ama bu psikolojik olarak doğru değil. Artı milli bazı planlarımız var, deşifre olur, iptal etmek durumunda kalırız. Ne diyorsunuz?' 'Girsinler.' Peki girsinler. Peki MİT tırları olayında aynı hassasiyet niye gösterilmedi? Bunu da sormak durumundayım.

En çok korktuğumuz asker-polis çatışmasıydı. Çünkü şunu söyledim, 'yasa dışı bir şey olursa kesinlikle gerekirse çatışın.' Usulüne göre hareket etmezse, benim adamım da mukabele edebilir. Ne yapacaklar? Başka bir şey kalmamıştı."

- Taraf gazetesinde yayınlanan haberler

"Kozmik oda" aramasının bittiği gün Taraf gazetesinde "Balyoz Güvenlik Harekat Planı"nda olduğu ileri sürülen birtakım haberler yayınlandığını belirten Başbuğ, bunun tesadüf olamayacağını dile getirdi.

Daha sonra "Balyoz" soruşturmasının başladığını, gözaltılar yaşandığını anlatan Başbuğ, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına, iddia edildiği gibi "Balyoz", "Oraj" ve "Suga" adlı planların bulunmadığını bildirdiklerini ancak Genelkurmay Başkanlığının yazısına itibar edilmediğini söyledi.

"Silahlı Kuvvetler en ciddi sorunu, personeline yönelik ağır komployu 'Balyoz' olayında yaşadı" diyen Başbuğ, 27 Şubat 2010'da İstanbul Cumhuriyet Başsavcısının duruma müdahale ederek, Merkez Komutanlığına "Ben ve yardımcılarımız onaylamadığı sürece savcıların talimatını yerine getirmeyin" diye yazı gönderdiğini aktardı.

Başbuğ, "Hukukun normal işlediği bir ülkede, başsavcı ile savcılar arasında böyle bir ilişki olabilir mi? Olur. Şöyle olur, o savcılar eğer gerekli direktifleri başsavcıdan değil de başka yerden alıyorsa o ülkede bu yaşanır. Bu yaşanmıştır ve hukuk rezaletidir" ifadesini kullandı.

-"Polis gelirse sokmayın, zorlarlarsa çatışın"

23 Temmuz 2010'da "Balyoz" davasındaki 102 kişi hakkında yakalama kararı çıkarıldığını hatırlatan Başbuğ, "Karara baktık, hemen ilgili arkadaşlarla konuştuk, Dediler ki 'Bu karar yasal olarak yanlış. Hukuk olarak sağlamız.' O sırada Cumhurbaşkanı'nın İstanbul'da olduğunu öğrendim, kendisine gittim. 'Haberiniz var mı, hepsi general, orduyu yıkarız. Böyle bir orduyu komuta edemem, ya bırakacağım ya da onları vermeyeceğim' dedim. Arkadaşlara emir verdik, dedik ki 'Polis gelirse sokmayın içeriye. Zorlarlarsa çatışın.' Siyasilere de söyledik, bir şey söylemediler. İçişleri Bakanı 'uzun sürerse, polis sıkıştırıyor.' Valla kusura bakmayın uygulayamam, uygulamadık."

Daha sonra Gölcük Donanma Komutanlığında bulunan ve Balyoz ile Ergenekon'daki mahkumiyetlere esas kabul edilen 5 Nolu harddiskin manipüle edildiğinin ortaya konduğunu aktaran Başbuğ, "Elbette, Balyoz davası TSK'ya vurulan en büyük darbedir. Bu darbe ile pek çok değerli Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin, TSK'dan ilişiği kesilmiştir. Tarih, bu davayı bir ülkenin, kendi ordusuna yapabileceği en büyük ihanet olarak yazacaktır. En büyük ihanettir. Bundan, hiç şüphem yok" diye konuştu.

Emekli olduktan sonra "internet andıcı" suçlamalarıyla karşı karşıya kaldığını belirten Başbuğ, bunun aslında internet sitelerini konu alan bir karargah çalışması olduğunu, içinde suç unsuru teşkil edecek bir husus bulunmadığını kaydetti.

Görevde bulunduğu sürede bir internet sitesi açılmadığını ve çalışmadığını dile getiren Başbuğ, "Ama onlar 'algı operasyonuyla suç belgesi olarak bu dosyayı buradan götürürüz diyorlar' ama Genelkurmay Başkanına direkt gidemiyorlar. Arkadaşlarımı aldılar önce, bütün karargahımı aldılar. İkinci başkanım, harekat başkanım, istihbarat başkanım. Yırtınıyoruz. Ben emekliyim. Karargah gidiyor. Sorumluluğum var" dedi.

Bu sırada açıklama yapmayı düşündüğünü ancak avukatının tavsiyesine uyduğunu anlatan Başbuğ, bundan pişmanlık duyduğunu söyledi.

Başbuğ, "Arkadaşlarım gitti, biz dışarıdayız ama onların acısını en az onlar kadar hissediyoruz. Sorumluluk var. Aslında ben de girsem mi? İkilem içindeyim. Keşke vesile olsa da biz de girsek en azından süreci paylaşırım. Vicdani olarak düşünüyorum. Derken, bu arzumuz yerine geldi. Gandhi der ki, 'cezaevleri okuldur, herkesin geçmesi lazım.' Ben biraz buna da inanıyorum" diye konuştu.

(Sürecek)

Haber Ara