Mert, "Enerjisa, Türkiye'nin Enerjisi" sloganıyla yeni marka kimliğini tanıtmak üzere düzenlenen basın toplantısında, bugünün hem Türkiye enerji sektörü hem de Enerjisa için çok heyecanlı bir gün olduğunu söyledi.
"Türkiye'nin enerjisi olmanın" arkasında büyük bir güç gerektirdiğini belirten Mert, sektörün hızla gelişip değiştiğine dikkati çekti.
Mert, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) önderliğinde liberalleşme yolunda emin adımlarla ilerlediklerini anlattı.
Bu değişim rüzgarının da sektörde yeni dinamikleri, yeni ihtiyaçları ve beklentileri beraberinde getirdiğini dile getiren Mert, buna öncülük etmeyi ana sorumlulukları olarak gördüklerini aktardı.
Türkiye'nin enerjisi olarak, yurdun her köşesinde rüzgar, doğalgaz, linyit ve hidroelektrik santrallerinde üretim yaptıklarını hatırlatan Mert, şunları kaydetti:
"Sürdürülebilirliği de önceliğe alarak yüzde 58'i yenilenebilir kaynaklardan oluşan 2.500 megavat kurulu gücümüz ile Türkiye'nin en büyük özel elektrik üreticisiyiz. Bu büyük portföyü oluştururken, en verimli ve ileri teknolojiyi kullanarak, Balıkesir'de dönemin en büyük rüzgar santralini, Bandırma'da en verimli doğalgaz santralini açtık. 2016'da Türkiye'nin en verimli santrali, Avrupa'nın da en verimli doğalgaz çevrim santrallerinden birisini açacağız. Önümüzdeki yıl kurulu gücümüzü 1.200 megavat daha artıracağız. Toplam 3.700 megavata ulaşarak, gücümüze güç katacağız."
- "Hedefimiz hizmet kalitesinde gelişmiş ülke standartlarını Türkiye'ye getirmek"
Mert, Türkiye'nin enerjisi olarak 3 dağıtım bölgesinde 14 ilde 20 milyon nüfusu, elektrik enerjisiyle buluşturduklarının altını çizerek, "2008'de gerçekleştirilen ilk özelleştirme ihalesinde Başkent Edaş'ı alarak yolculuğumuza başladık. 2013 yılında Ayedaş ve Toroslar'ı da bünyemize katarak, 14 ilde 20 milyon nüfusa ulaştık. Enerjisa olarak hedefimiz hizmet kalitesinde gelişmiş ülke standartlarını Türkiye'ye getirmek. Başkent bölgesinde şimdiye kadar 1 milyar TL'nin üzerinde yatırım yaptık. Bunlardan biri olan uzaktan izleme ve müdahale sistemiyle arızaların sayı ve sürelerinde önemli iyileştirmeler sağladık. Ülkemiz için kaynaklarımızı verimli kullanmanın çok önemli olduğuna inanıyoruz" görüşünü paylaştı.
Dünyanın değiştiğini ve bunun yeni trendleri beraberinde getirdiğini belirten Mert, bunların müşterilerin beklentilerini de değiştirdiğini vurguladı.
Mert, "Türkiye elektrik enerjisi sektöründe müşteri odaklı yeni bir dönem başlattık. Amacımız, Türk halkının elektrikle ilişkisini yeniden şekillendirmek" diye konuştu.
Tüketici kavramının zaman içinde büyük değişikliğe uğradığına işaret eden Mert, "Artık tüketici sadece satın alma davranışını gerçekleştiren kişi değil. Ürünün kendisini, fiyatını, satıldığı kanalı, satış sonrası hizmetlerin içeriğini ve hızını, kısacası sürecin tamamını yöneten ana karar verici konumunda. Biz de bu bilinçle liberalleşen elektrik satış sektörüne, müşteriyi işin odağına alan bir yaklaşım getiriyoruz" ifadelerini kullandı.
Mert, hane halkından küçük veya büyük ölçekteki işletmelere kadar 9 milyon müşteriye özel ürün ve hizmet ürettiklerini, bugün de yeni marka kimliklerini ilk defa paylaştıklarını söyledi.
Yeni marka kimliğini oluştururken, en büyük enerji kaynaklarından ilham aldıklarına dikkati çeken Mert, "Işığın, mutluluğun ve dinamizmin rengini yeni yüzümüze taşıdık. Dijital trendleri de odağımıza aldık. Gerek yeni marka kimliğimizle gerekse her ihtiyaca özel şekillendirdiğimiz hizmetlerimizle Türk halkının elektrikle ilişkisini yeniden şekillendiriyoruz. Enerjisiyle ışık saçan yeni yüzümüz ve giderek büyüyen gücümüzle Türkiye'nin enerjisi olmaya devam edeceğiz" değerlendirmesini yaptı.
- "İnsanlar üretim, teşvikler odaklı dünyanın çok ötesinde bir dünyayı hak ediyor"
Toplantının ardından Yetik Kadri Mert, Sabancı Holding Enerji Grubu Başkanı Mehmet Göçmen ve Enerjisa Satış Şirketleri Genel Müdürü Kıvanç Zaimler basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Mert, enerji piyasasındaki liberalleşmenin hangi tarihte gerçekleşmesini beklediklerine ilişkin bir soruya, "Strateji belgesine göre 1 Ocak 2016 itibarıyla tam serbest piyasaya geçmemiz gerekiyor. Biz 2016 itibarıyla planlarımızı, hazırlığımızı buna göre yaptık. Her türlü serbest piyasa rekabetine hazır durumda çalışma detaylarımızı bitirdik. Hazırlıklarımızı halen geçerli olan strateji belgesinde yer alan 2016 başındaki serbest piyasaya göre bitirdik" cevabını verdi.
Sabancı Holding Enerji Grubu Başkanı Mehmet Göçmen ise üretim ve teşvikler odaklı dünyanın ötesinde bir dünyayı insanların hak ettiğini ve müşteri odaklı perspektiflerinin, bu yolun başlangıcı olduğunu söyledi.
Göçmen, 1 Ocak'taki yeni tarife döneminde sektörü neyin beklediğine ilişkin bir soruyu ise şöyle yanıtladı:
"1 Ocak'ta ne olursa olsun biz bugün Türkiye'nin bundan sonra enerji piyasalarında gitmesi gereken yola yönelik bir perspektif koyuyoruz. Bu adım, piyasa koşullarında rekabetçi ortamda oluşan, sağlıklı, öngörülebilir, sürdürülebilir bir enerji sektörü oluşturmanın ilk adımıdır. Bunun, Enerjisa'nın liderlik görevini yerine getirmesi olarak algılanması daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Zammın olup olmayacağını ise bilmiyorum. Doğalgaz ve elektriği beraber düşündüğünüzde biz 100 milyarlık bir sektörü konuşuyoruz. Bugün burada açıkladığım yeni yaklaşımımız, serbest piyasacı, liberal, rekabetçi ve müşteri odaklı yeni bir dönemin özlemiyle atılmış bir adımdır."
Göçmen, bu dönemin avantajlarına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Devletin, üretim santrallerini maliyet bazlı çalıştırması, sübvansiyonların gözden geçirilip serbest piyasa koşullarının oluştuğu bir dünya... Eğer buraya girişte bir takım sıkıntılar varsa bunların bir an önce iyileşmesinde yarar var. Hem emtia hem enerji fiyatları, tarihinin en düşük noktasında. Bu da sübvansiyonların ortadan kalkmasında aktörlere gelebilecek ilave yükleri minimize ediyor veya ortadan kaldırıyor. Ülkemizde çok ciddi bir arz fazlası var. Böyle bir ortam da sübvansiyonların ortadan kaldırılması için bulunmaz bir fırsat."
Enerjisa Satış Şirketleri Genel Müdürü Zaimler de pazarın serbestleşmesiyle beraber müşterilerine özel çalışmaları bulunduğunu, bunların sabit, değişken tarifeler gibi yeni ürünler olduğunu anlattı.
