Merkel, Almanya-Türkiye Hükümetlerarası İstişare Toplantısı'nın ardından Başbakan Davutoğlu ile düzenlenen ortak basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Merkel, Türkiye ve AB arasında daha önce çeşitli anlaşmalar ve sözleşmelerin bulunduğunu, ancak ilişkilerin bu kadar yoğun olmadığı bir dönem geçirildiğine işaret ederek, elbette DAEŞ'ın terörist faaliyetleri, sığınmacı sorunu, Suriye'den gelen sığınmacıların Türkiye üzerindeki yükü ve yasa dışı göçün, Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin yoğunlaşmasına sebep olduğunu belirtti.
Bu ilişkileri şimdi doğru yöne çevirdiklerini ifade eden Merkel, "İyi düşünüldüğünde, Türkiye ile AB arasında çok yoğun bağlantıların olduğu görülüyor. Suriye de Avrupa'dan çok uzak değil, bizim de kapımızın önünde aslında. Bu (Türkiye ile) ortak sorumluluğumuzun olduğunu gösteriyor" ifadesini kullandı.
Merkel, Almanya'da tartışılan, PKK ile devam eden mücadelede ölçülü olunması ve gazetecilik faaliyetleri gibi kritik konularının da ele alındığını aktarak, "Ancak görüşmede müşterek konular çok daha fazlaydı. Şimdi daha yoğun bir şekilde birlikte çalışmamız lazım. Dış etkenler gösteriyor ki yalnız başına sorunların üstesinden gelemeyiz. Bunu vesile kılarak iki taraf için de kazançlı olacak yoğun işbirliğinde bulunmamız lazım. Bu her iki ülke insanları ve sığınmacılar için de iyidir. Bundan dolayı bu sürecin yoğun bir şekilde başlamasından dolayı memnunum" dedi.
AB Zirvesi'nin yapılacağı 18 Şubat'ta bir ara bilançonun çıkarılacağına işaret eden Merkel, söz konusu tarihte AB ile Türkiye arasında yapılan anlaşmanın üzerinden 3 ay geçeceğinden dolayı sığınmacı konusundaki kontenjanlar, yasa dışı göç ve Türkiye'ye ödenmesi gereken 3 milyar avronun görüşüleceğini kaydetti.
Bu toplantıya Türkiye'nin da katılacağını ifade eden Merkel, AB-Türkiye eylem planının ilerletilmesi üzerine de raporlar sunulacağını söyledi.
Merkel, Türkiye'nin üçüncü ülkelerden gelecek Suriyelilere vize uygulamasından dolayı Ürdün ve Lübnan'daki sığınmacıların yaşam şartlarının iyileştirilmesi gerektiğine de işaret ederek, bu yüzden Londra'da 4 Şubat'ta yapılacak Suriye Konferansı'nın önemli olduğunu ifade etti.
İnsanların ülkelerinden kaçış sebepleriyle mücadele edilmesi gerektiğini yineleyen Merkel, "İnsanlar bizim yanımıza gelmeyeceklerse, biz onların yanına gitmeliyiz" şeklinde konuştu.
Merkel, DAEŞ'e karşı sınır güvenliğinin sağlanması ve Suriye'de güvenli bölge oluşturulmasına ilişkin bir soru üzerine de, şu an Suriye'deki durumun çok karışık olduğunu belirtti.
"Güvenli bölge ilan edilen yer, güvenli olması lazım" diyen Merkel, eski Yugoslavya'da bununla ilgili yaşanan sıkıntıları örnek gösterdi ve şu an Suriye konusunda siyasi görüşmelerin devam ettiğini, Türk ve Alman dışişleri bakanlarının da bu toplantılara katıldığını kaydetti.
Toplantıda Rusya ile ilişkileri de ele aldıklarını belirten Merkel, Türk tarafının, Rusya ile yeniden görüşmelere geçmek için adımlar atıldığını aktardığını kaydetti.
Merkel, Rusya olmadan Suriye'deki ihtilafın çözülemeyeceğini ifade etti.
"Sığınmacılar konusunda yalnız kaldığınız izlenimini taşıyor musunuz?" şeklindeki soruya karşılık Merkel, yasa dışı göç sorunuyla ve insanların kaçış sebepleriyle sadece birlikte çalışarak çözülebileceğini söyleyerek kendisini yalnız hissetmediğini belirtti.
Schengen bölgesinin korunmasının AB'nin çıkarına olduğunu vurgulayan Merkel, ülkelerin münferit bir şekilde ortaya koyduğu çözümleri doğru bulmadığını vurguladı.
Yunanistan ve İtalya'da sığınmacıların kayıt olabileceği merkezlerin oluşturulması gerektiğini ifade den Merkel, "Avrupa'da uygulanmaya konulması gereken konular bulunuyor. Bu alanda maalesef gecikmelerimiz var" dedi.
(Bitti)
