Kalın, CNN'e verdiği mülakatta, Ankara'da meydana gelen terör saldırısına ilişkin soruları yanıtladı.
"Ankara'daki saldırıda PKK ve IŞİD'in parmağının olabileceği söyleniyor ama bunlardan hiçbiri saldırıyı üstlenmedi. Buna ilişkin iddiaları desteklemek için elinizde hangi kanıtlar var?" sorusu üzerine Kalın, Türkiye tarihinin en büyük terör saldırısı karşısında herkesin yasta olduğunu söyledi.
Olaya ilişkin incelemelerin devam ettiğini belirten Kalın, "Soruşturma derinleştikçe daha fazla cevaba ulaşacağız. Şu anda hiçbir ihtimali göz ardı etmiyoruz. Bu, IŞİD ile alakalı bir terör saldırısı olabilir, PKK ajanları veya teröristleri veya başka terör örgütleri işin içinde olabilir. Birtakım önlemler alınmış durumda. Cumhurbaşkanı, bu terör saldırısıyla ilgili olarak bir devlet soruşturması yapılması için talimat verdi" ifadesini kullandı.
Türkiye'nin bir yandan PKK terörüyle bir yandan da DAEŞ ile mücadele ettiğini hatırlatan Kalın, saldırıyı her ikisinin de yapabileceğini, incelemenin sonucunun beklenmesi gerektiğini kaydetti. Muhtemel ipuçlarının araştırıldığını ifade eden Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şu anda toplanmış birtakım deliller var. DNA örneklerine, kameralara bakıyoruz. Çok kısa süre içinde resmin tamamına ulaşacağız ancak bu noktada önemli bir gerçeği ifade etmeme izin verin. Türkiye; Suriye ve Irak'ta IŞİD'le savaşan, IŞİD karşıtı uluslararası koalisyonun bir parçasıdır. Hava sahalarımızı açtık ve Amerikalılarla birlikte IŞİD mevzilerine yönelik ortak operasyonlar yürütüyoruz. IŞİD, Türkiye'yi olası bir hedef olarak tanımladı. İhtimallerden birisi, budur. Öte yandan, son üç ayda onlarca güvenlik görevlisini ve ayrıca sivilleri öldürmüş olan PKK terörizmi var. Bu işin içinde PKK da olabilir ancak burada önemli bir gerçeğin altını çizmek istiyorum; bazı kişiler, 'hükümetin bir şekilde bu saldırının arkasında olduğunu veya bir şekilde bu saldırının yapılmasına izin verdiğini' iddia ediyor. Bu iddia, 11 Eylül saldırılarının arkasında ABD hükümetinin yer aldığı yönündeki iddia kadar saçma. Bu, bir komplo teorisidir."
- "Güvenlik boşluklarını inceliyoruz"
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın açıklamalarının hatırlatılıp, "İddialar komplo teorisi mi" sorusunun yöneltildiği Kalın, "Olay Ankara'nın ortasında, büyük bir kalabalığın içinde meydana geldi. Şimdi buna neden olmuş olabilecek güvenlik boşluklarını inceliyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan bir devlet soruşturması başlatılması emrini verdi. İdari ve yargı soruşturmaları yapılıyor" dedi.
Olayın güvenlik ve istihbarat boyutunu incelediklerini belirten Kalın, "Başbakan olayı araştırmak üzere güvenlik ekibini topladı. Yeterince kanıt toplamadığımız şu noktada söyleyeceğimiz her şey, sadece spekülasyondan ibaret olacaktır ve bunun gibi çok saçma ve sorumsuz bir siyasi yoruma ve suçlamaya neden olacaktır. Ulusal yas içinde olduğumuz şu dönemde bu tür siyasi manipülasyonlara karşı durmamızın önemli olduğunu düşünüyorum" ifadesini kullandı.
"Türkiye'nin, Suriye konusundaki bir sonraki hamlesinin" sorulduğu Kalın, "Hem Ruslara hem de İranlılara, Amerikalı müttefiklerimizle birlikte söylediğimiz gibi Rusya'nın son dönemde Suriye'deki askeri varlığını güçlendirmesi, Rusya'nın iddia ettiği gibi IŞİD ile mücadele etmek için değil, Esad rejimini korumak için tasarlanmış gibi görünüyor. Bu büyük bir hata" yanıtını verdi.
- "Rusya ve İran'ın müdahil olması durumu kötüleştirecek"
İbrahim Kalın, Rusya'nın ve İran'ın bu savaşa müdahil olmasının, "sahadaki durumu iyileştirmek şöyle dursun daha da kötüleştireceğini" ifade ederek, şunları kaydetti:
"Buradaki tezat şundan kaynaklanıyor; Rusya, her türlü askeri müdahaleye karşı olduğunu iddia ediyor ancak yaptıkları tam da bu. IŞİD mevzilerini hedef aldığını söylüyor ancak uluslararası toplum tarafından seçilen ve desteklenen ılımlı Suriyeli muhalif grupları bombaladıklarını biliyoruz. Askeri sorunun yanı sıra başka bir sorun daha var; insani bedel. Şu anda Halep ve çevresinde gerçekleştirdikleri askeri faaliyetler, aslında Türkiye'ye ve Türkiye üzerinden Avrupa'ya yeni bir mülteci dalgasına neden olabilir. Bildiğiniz gibi son birkaç yıldır mülteci kriziyle uğraşıyoruz. Avrupa da artık bu korkunç gerçeğe uyandı. Ülkemizde halihazırda yaklaşık 2,5 milyon Suriyeli ve Iraklı mülteciyi ağırlıyoruz. Daha fazla mültecinin bu tarafa gelmesini istemiyoruz çünkü gaddar bir savaştan kaçıyor olacaklar.
Suçlu Esad rejimini kurtarmaya yönelik tüm bu çabalar daha fazla çekişmeye, cinayete ve daha büyük bir insani felakete ve trajediye yol açacaktır. Dolayısıyla Ruslara ve diğerlerine IŞİD hedeflerine odaklanmalarını ve durumu olduğundan daha da kötüleştirecek başka bir askeri müdahale içinde yer almamalarını tavsiye ediyoruz."
