Cezaevlerinde Ruh Sağlığı ve Madde Bağımlılığı Teknik Destek Projesi'nin kapanış toplantısı Ankara'da yapıldı.
Toplantıda konuşan Szombati, projenin AB ile Türkiye arasında uzun süredir devam eden işbirliğinin bir örneği olduğunu belirterek, AB'nin Türkiye'deki ceza infaz kurumu reformlarını dikkatle takip ettiğini söyledi.
Cezaevlerindeki sağlık politikasının ulusal sağlık politikasına entegre edilmesi ve uyumlu olması gerektiğini vurgulayan Szombati, projeyle 26 standartlaşmış müdahale programı hazırlandığını ve erken tespit için yeni bir değerlendirme prosedürü yaklaşımı geliştirildiğini söyledi.
Geçmişte personel eksikliği nedeniyle geliştirilen sistemlerin doğru uygulanamadığını savunan Szombati, şöyle devam etti:
"Türkiye'de son 5 yıl içinde ceza infaz kurumlarındaki psikososyal hizmet uzmanlarının sayısının 3 katına çıktığını öğrenmekten çok memnunum. Buna göre şu an tüm ceza infaz kurumlarda en az bir psikososyal hizmet uzmanı var. Ayrıca mahkumlar başka bir ceza infaz kurumuna gönderildiğinde tedavilerde bir duraksama oluyordu. Bu proje sayesinde bütün bilgiler internet üzerinde bir veritabanına kaydedilecek, böylece mahkumlar transfer edildiğinde tedavisine diğer uzmanlar tarafından kaldığı yerden devam edilecek"
Szombati, proje çerçevesinde yeni modern cezaevlerinin açıldığını, tedavi programları geliştirilerek mahkumların topluma yeniden entegrasyonu için gerekli altyapının kurulduğunu ifade etti.
"Bir ülkenin ceza sistemi, insan haklarına saygıya verdiği önem konusunda çok şey söyler. AB özellikle ceza adaleti ve ceza infaz kurumu normlarına büyük önem veriyor" diyen Szombati, Türkiye'deki ceza infaz kurumlarının fiziksel ve mimari özellikleri ile yaşam şartlarının insan onuruna yakışır şekilde iyileştirildiğini kaydetti.
Son birkaç yıl içinde AB ve Türkiye arasındaki ortaklığın daha spesifik konulara doğru ilerlemeye başladığını dile getiren Szombati, 2003'te başlayan işbirliği sayesinde iki başarılı proje kapsamında 92 yeni modern cezaevi oluşturulduğunu anlattı.
Ceza infaz kurumlarında sadece emniyet ve güvenliğin sağlanmasının yeterli olmadığını söyleyen Szombati, aynı zamanda suçun tekrarı riskinin azaltılması ve mahkumların topluma yeniden entegrasyonu için adımlar atılması gerektiğini vurguladı.
Szombati, madde ve alkol bağımlılığı, intihara eğilimli olmak ve kendine zarar veren davranışlar gibi her türlü ruh sağlığı problemlerinin ceza infaz kurumlarında alarm verecek seviyede yüksek olduğunu hatırlatarak, ciddi hasta olan mahkumların hastanede tedavi edilmesi gerektiğini belirtti.
Hapis cezasının en ağır yargı yaptırımı olduğuna değinen Szombati, özgürlüğünden mahrum olan kişilerin her zaman insan haklarına saygı çerçevesinde muameleyi hak ettiklerini dile getirdi.
Adalet Bakanlığını projenin sponsoru olduğu için tebrik eden Szombati, AB'nin bu alandaki desteğinin her zaman devam edeceğini sözlerine ekledi.
