Türkiye Çelik Üreticileri Derneği'nden yapılan açıklamada, OECD Çelik Komitesi toplantısında, başta Çin olmak üzere, dünyadaki kapasite fazlalığı ve Çin Hükümeti tarafından çelik sektörüne sağlanan devlet yardımlarının piyasa üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekildi. Bu konudaki endişelerin giderilmesine yönelik olarak birlikte hareket edilmesine ilişkin beklentiler doğrultusunda çelik sanayicileri, hükümetler nezdinde girişimde bulundu.
Amerika Demir Çelik Enstitüsü (ABD), Çelik İmalatçıları Birliği (ABD), Kanada Çelik Üreticileri Derneği (Kanada), Kuzey Amerika Vasıflı Çelik Endüstrisi (ABD), Tüp ve Boru İthalat Komitesi (ABD), Meksika Demir Çelik Sanayi Odası (Meksika), Latin Amerika Çelik Derneği, Avrupa Çelik Derneği, Brezilya Çelik Enstitüsü ve Türkiye Çelik Üreticileri Derneği tarafından hazırlanan "Ortak Endüstri Açıklaması" ile hükümetlere, söz konusu endişelerin giderilmesine yönelik adım atma çağrısı yapıldı.
Açıklamada, dünya çelik sektöründe kamu kontrolünde bulunan ve devlet desteklerinden yararlanan çelik endüstrilerinin ihracatında hızlı bir artış yaşandığı belirtildi.
Düşük talep artışı ve artan ihracata işaret eden yeni dönemde, yapısal engellerin acilen çözüme kavuşturulması gerektiğine işaret edilen açıklamada, OECD Çelik Komitesi'nin, bu endişelerin giderilmesinin aciliyetine dikkati çektiği vurgulandı.
Derneklerin, bu konuda hızlı ve etkili önem alınmasının aciliyeti konusunda fikir birliği içerisinde bulunduğu ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Her bir ulusal hükümete, kapasite fazlalığını besleyen devlet politikaları ile mücadele etmek üzere, kendi ülkelerinde bu sorunun çözümüne yönelik gayret göstermeleri, ticaret diplomasisinde gereken çalışmaları ve yasal düzenlemeleri ortaya koymaları konusunda çağrımızı yineliyoruz. Mevcut çelik krizinin temelinde de kapasite fazlalığı ve bunu ayakta tutan devlet politikaları yatmaktadır. Bu açıdan, çelik piyasalarında tüm oyuncular için eşit şartların oluşturulması gerekmektedir.
Önümüzdeki dönemde, hükümetlerin bu konuda karşı karşıya kalabilecekleri spesifik konulardan birisi, Çin'in 2016 yılının sonlarından itibaren Dünya Ticaret Örgütü üyelerinin kendisine piyasa ekonomisi olarak muamele etmek durumunda kalacaklarını iddia etmesidir. Her bir ülkenin kararlılığı, Çin'in dampingli ihracatının yarattığı tahribattan zarar gören tarafların bu durumdan nasıl ve ne kadar hızlı kurtulacaklarının da belirleyicisi olacaktır."
