Zengin, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, her yıl engellilerle ilgili aynı talep ve şikayetler dile getirilmesine rağmen yol alınamadığından duyduğu üzüntüyü belirtti.
Toplumun yüzde 12,29'unun engellilerden oluştuğunu ifade eden Zengin, son dönemlerde belediyelerin ve bazı kamu kurum ve kuruluşları ile STK'ların engellilere yönelik çalışmalarının "kaş yaparken göz çıkarma" anlamı taşıdığını ve merhameti önceleyen medyatik etkinliğe dönüştüğünü savundu.
Zengin, doğrudan birinin yardımına ihtiyacı olanlar hariç, engellilerin evlerine hizmet götürülmesi, bakımlarına yardım edilmesi, ev temizliklerinin yapılması, faturalarının ödenmesi için eleman görevlendirilmesi gibi faaliyetlerin aslında engellilere "siz evinizde oturun, topluma karışmayın" anlamına gelen iyi niyetli ama eksik ve yanlış uygulamalar olduğunu iddia etti.
Engellilerin toplumsal hayatı paylaşmak istediğine dikkati çeken Zengin, asansörleri olmayan veya çalışmayan üst geçitlerin bile sadece engellilerin değil yaşlılar, hamileler, romatizmal hastalıkları ve yükseklik korkusu olanlar ile bebek arabasıyla sokağa çıkan annelerin de korkulu rüyası haline dönüştüğünü kaydetti.
Engellilerin kendine yeten bağımsız bireyler olmak istediğini belirten Zengin, şunları kaydetti:
"Engelleri yaratanlar, toplum ve toplumu yönetenlerdir. Sadece kanun ve yönetmelik çıkarmakla yetinmek, sorun çözmek yerine sorunun mecra değiştirmesi ve çözümün ötelenmesinden başka bir işe yaramamaktadır. Yasaların açık hükümlerine rağmen, özel sektör bir yana Kasım 2019 itibarıyla kamu kurum ve kuruluşlarında boş memur engelli kontenjanı, 7 bin 119 kişi ile 59 bin 790 olan toplam kontenjanın yüzde 12'sine varıyorsa, kamuda engelli kotaları artırılmıyorsa, hala engelli çalışanların ücretinden vergi alınıyorsa çıkarılmış yasalardan da toplumsal duyarlılıktan da farkındalıktan da bahsetmek mümkün değildir."
