Dolar

32,3374

Euro

34,8108

Altın

2.390,60

Bist

10.276,88

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, İstanbul'da

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, İstanbul'da

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-10-16 15:35:29

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, İstanbul'da
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Suriye sınırında hava aracının düşürülmesine ilişkin, "Türkiye sahası terk edilmediği takdirde angajman kurallarının gereği yerine getirilir. Elimizdeki bilgi, milliyeti bilinmeyen bir hava aracının, bu anlamda angajman kuralları gereği düşürüldüğüdür" dedi.

Kurtulmuş, Beşiktaş'ta restore edilen Küçük Mecidiye Camisi'nde kıldığı cuma namazının ardından yaptığı açıklamada, Suriye sınırında Türk hava sahasına giren milliyeti belirsiz insansız hava aracının düşürülmesine ilişkin, ellerinde şu an Türk Silahlı Kuvvetleri'nin paylaştığı bilgi kadar bilginin olduğunu belirtti.

Türkiye'nin sınırlarıyla ilgili angajman kurallarının uygulandığını aktaran Kurtulmuş, "Bu kurallar ihlal edildiğinde, o kuralı ihlal edenler önce uyarılır, defaatle yapılan uyarılara uyulmadığı takdirde, yani Türkiye sahası terk edilmediği takdirde, angajman kurallarının gereği yerine getirilir. Elimizdeki bilgi, milliyeti bilinmeyen bir hava aracının, bu anlamda angajman kuralları gereği düşürüldüğüdür. Önümüzdeki dakikalarda, saatlerde Türk Silahlı Kuvvetleri mesele aydınlandıkça gerekli açıklamayı yapacaktır" dedi.

Aynı konuda "Düşürülen uçakla ilgili son bilgiler nelerdir?" şeklindeki soru üzerine ise Kurtulmuş, ellerinde olan bilginin kamuoyuyla paylaşıldığını belirterek, "Biliyorsunuz angajman kuralları çerçevesinde Türk Silahlı Kuvvetleri Türk hava sahasını ihlal eden yabancı unsurlara önce uyarıda bulunur. Bu uyarıları defaatle tekrar ettikten sonra, uyulmazsa hava uçakları ya da herhangi bir hava aracı düşürülür. Elimizdeki bilgi, Türk hava sahasını ihlal etmiş olan, milliyeti tespit edilmemiş olan bir yabancı hava aracı düşürülmüştür. İlerleyen süreç içerisinde Türk Silahlı Kuvvetleri olayın aydınlanmasıyla birlikte gerekli açıklamayı kamuoyuyla paylaşacaktır" ifadelerini kullandı.

- Ankara'daki terör saldırısı

Bir basın mensubunun, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Ankara'daki terör saldırısına ilişkin sözlerini hatırlatarak, "Kılıçdaroğlu, 'Nasıl oluyor da canlı bombalar Suriye'den Ankara'ya, Emniyet'in 500 metre yakınına kadar rahat bir şekilde gelebiliyor. Bu zaaf değilse nedir?' diye sormuştu. Sizin bu konudaki yorumunuz nedir?" şeklindeki sorusu üzerine Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Gerçekten çok hazin bir tablo. Suruç'taki canlı bomba da Ankara'daki canlı bomba da gerçekten fevkalade, hepimizin yüreğini sızlatmış olan acı bir tablodur. Bu konuyla ilgili daha önce de çok sayıda canlı bomba ihbarları yapılıyor. Bu ihbarların çok büyük bir kısmı gerçek çıkmıyor, ayrıca çok sayıda canlı bomba yelekleri yakalandı. Son derece iyi organize edilmiş, son derece iyi örgütlenmiş bir terör çetesiyle karşı karşıyayız. Bu terör çeteleri, canlı bomba, muhtemelen çok uzun mesafeleri aşarak gelmiyor. Bombalar başka kanallarla, insanlar başka şekilde geliyor. Belki hiç birbirini tanımayan insanlar buluşarak patlama anından, belki dakikalar evvel bu olayı gerçekleştirecek organizasyonun son adımını atıyorlar. Bu meselenin bütün teferruatıyla araştırıldığından emin olmanızı isterim. Nasıl burada, herhangi bir zafiyet var mı yok mu, nasıl Kılıçdaroğlu'nu bu endişeye sevk ediyorsa bizleri de endişeye sevk ediyor. Bu konuyla ilgili hem idari soruşturma başlatılmıştır hem de devletin en üst denetleme kurulu olan Devlet Denetleme Kurulu harekete geçirilmiştir. Olayın bütün yönleri, ihmal, hata, kasıt, noksan ne varsa bunların hepsi ortaya çıkarılacaktır."

- "Çok geniş bir organizasyonun bir halkası olarak bu saldırılar gerçekleştiriliyor"

Dünyanın en iyi korunduğu iddia edilen yerlerinde dahi terör saldırılarının gerçekleştirilebildiğini hatırlatan Kurtulmuş, "Bunu mazeret olsun diye söylemiyorum ama dünyanın en iyi korunduğu iddiasında olan yerlerine dahi nasıl havaya uçurduklarını maalesef geçmişte şahit olduk. Mesela İkiz Kuleler bunlardan birisidir. Mesela Londra Metrosu'ndaki saldırılar bunlardan bir başkasıdır. Yine İstanbul'da HSBC ve İngiliz Başkonsolosluğu saldırılarını da unutmuyoruz. Bu tür saldırılar ister canlı bombayla ister araçlarla yapılan saldırılar olsun son derece örgütlü, arkasında birtakım istihbarat, birtakım lojistik destekleri olan, sadece o bombayı patlatan bir kişiden ya da ona yardımcı olan birkaç kişiden ibaret değil, çok geniş bir organizasyonun bir halkası olarak bu saldırılar düzenleniyor. Evet kimlikler, son aşamasında, aşağı yukarı yüzde 99 mertebesinde netleşmiştir ama sadece orada üzerine bombayı koyup patlatan değil ki. Onunla ilgili bütün bu organizasyonun halkalarının hepsinde birçok insanın olduğunu, birçok çevrenin olduğunu biliyoruz. Ümit ederiz ki çok kısa süre içinde bunların hepsi aydınlanır. Bütün gayemiz, çabamız budur" diye konuştu.

- Yayın yasağı

Ankara'daki terör saldırısıyla ilgili yayın yasağı getirilmesine ilişkin Kurtulmuş, çok ağır bir tablo ile karşı karşıya kalındığını hatırlatarak, "Bu tablonun içinde tabii ki oturacağız, olayla ilgili ne oldu ne bitti bunları aydınlığa çıkaracağız bütün boyutlarıyla ama daha olay ortadayken, olayla ilgili devletin resmi kurumlarının elinde dahi birçok bilgi yokken bilmedikleri birtakım konular üzerinden spekülasyonlar yaparak insanları hatta bazı çevreleri birbirinden uzaklaştırmaya çalışmaları hatta insanlar arasında korku ve endişe yaratacak birtakım bilgilerin spekülatif bir şekilde dolaşması da herhalde çok ciddi şekilde kabul edilebilecek bir şey değildir" dedi.

Herkesin bu konuda hassas olması gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, "Hem siyasilerin hem medya mensuplarının hem yazarlarımızın hem bu konuda söz söyleyecek olan herkesin" dedi.

Kurtulmuş, sözlerine şöyle devam etti:

"Hadisenin bütün boyutlarıyla ortaya çıkabilecek olan herhangi bir bilgisi, herhangi bir teklifi, herhangi bir şekilde tavsiyesi olan varsa bunları en açık şekilde söylesin. İkincisi, bir taraftan olayın bütün gerçeğini ortaya çıkarmakla yükümlü olduğumuz gibi aynı zamanda terör örgütünün yapmak istediği şey şu, bu terör saldırısıyla birlikte sadece 100 kişinin hayatına kast etmiş olmuyor, 'bütün 78 milyonu nasıl olur da daha ciddi şekilde ayrıştırabiliriz, bu insanların arasına kalıcı olarak husumeti, düşmanlığı nasıl koyarız, nasıl olur da terör meselesi, terör saldırısı üzerinden bu aziz milleti böler, parçalar, zihinlerinde en azından birbirlerini ayırırız', bunu yapmaya çalışıyorlar. Burada herkesin dikkatli olmasını tavsiye ederiz. Bu saldırı konusunda hepimiz daha fazla barış ve kardeşlik cephesinde bir arada olmanın gayreti içinde bulunmamız gerekiyor. Yoksa sözü söylemek kolaydır. Birtakım tahminler üzerinden hareketle sanki kesin sonuçmuş gibi kamuoyunu etkileyecek, kamuoyunda birtakım hatta siyasi algılamaları da ortaya çıkaracak ayrıştırmaları ortaya çıkaracak sözleri söylemek kolaydır."

Terör örgütünün hedeflerine ulaşmaması için herkesin dikkatli olması gerektiğini kaydeden Kurtulmuş, "Yani, bölünmeyi, parçalanmayı değil barışı, kardeşliği ve bu ülkenin teröre karşı yekvücut olmasını sağlamamız gerekiyor. Bunun için dün konuşmak daha kolaydı, bugün konuşmak daha zor, terör saldırısından sonra. Söz kolay, insanın ağzından uçar gider, ondan sonra o sözün karşısında insanlar hem mahcup olur hem de mahkum olurlar sözün karşısında insanların vicdanında. Mühim olan herkesin sözün en doğrusunu, en açığını söylemesi ve burada kardeşliğe hizmet edecek çabayı ortaya koyması" dedi.

- Suriyeli göçmenler

"Avrupa Birliği liderleriyle Suriyeli göçmenler konusunda bir eylem planı üzerinde anlaşıldığı belirtiliyor. Nedir bu anlaşmanın detayları?" şeklindeki soru üzerine Kurtulmuş, "Önümüzdeki günlerde bunların detayını uzun uzun konuşacağız" dedi.

Çok büyük bir göçmen meselesi ile karşı karşıya bulunulduğunu aktaran Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Sadece göçmen kitlelerinin geçişine maruz kalan ülkeleri değil, Türkiye'yi, Ürdün'ü, Suriye için konuşursak bütün dünyayı etkiliyor. Yaz aylarında gördünüz. Suriye'de 2 bin mülteci, 2 milyon mülteci olduğu zaman sanki Türkiye'de sorunu yokmuş gibi bu konu hakkında susanlar, mülteciler meselesi Avrupa'yı rahatsız etmeye başladığında 'Aman eyvah' dediler, mültecilik ne kadar büyük bir sorunmuş. Şimdi burada herkesin samimiyetle bu yükü hafifletecek çabaların içerisinde olması gerekiyor. Türkiye 2011 yılının Nisan ayından itibaren 7.2 milyar dolar göçmen meselesine, Suriye meselesine kaynak aktarmıştır. Bu kaynağın içerisinde sadece ve sadece 418 milyon doları Avrupa ülkelerinden, uluslararası Kızılhaç'tan, Avrupa'daki yardım kuruluşlarından, başka ülkelerdeki yardım kuruluşlarından, bölgemizdeki zengin ülkelerden gelmiştir. Sadece 418 milyon dolar. Dolayısıyla Türkiye bu ağır sorunla mücadele ederken, boğuşurken sessiz kalanlar, seyirci kalanlar o Aylan bebeğin, zavallı ufacık çocuğun cansız bedeninin fotoğraflarını görünce vicdanları sızlamaya başlamıştır. Çok net söylüyorum, eğer dünya göçmen sorununa karşı kalıcı bir tedbir almazsa önümüzdeki on yıllarda göçmen sorunu sadece Avrupa'yı değil Amerika'yı, zengin ülkeleri, bütün zengin kuzey ülkelerini tehdit edecek küresel bir sorun haline dönecektir."

Kurtulmuş, meselenin Suriyeli mülteci sayısı olmadığını belirterek, yaklaşık 7.6 milyon Suriyeli'nin mülteci durumunda olduğunu, yaklaşık 8 milyona yakın Suriyeli'nin de Suriye'nin içerisinde yer değiştirdiğini kaydetti.

Mültecilik sorununu ortaya çıkaran temel nedenleri ortadan kaldırmadan, Suriye'de kalıcı bir barışı sağlamadan, dünya üzerindeki küresel adaletsizliği ortadan kaldırarak yoksul ülkelerin çocuklarının, zengin ülkelere yaşamak için göç etmesi dalgasının asla karşısına geçilemeyeceğini vurgulayan Kurtulmuş, Avrupa Birliği ülkeleri, birinci derecede muhatap olan ülkeler, dünyanın bütün ülkelerinin hep beraber dayanışma içerisinde bu meseleyi samimi olarak çözmek için bir araya gelmeleri ve mülteci sorununu çözecek adımlar atmaları gerektiğini söyledi.

- Merkel'in ziyareti

Almanya Başbakanı Angela Merkel'in pazar günü İstanbul'a geleceği ve Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüşeceği hatırlatılarak, görüşmelerdeki konu başlıklarının neler olduğunun sorulması üzerine Kurtulmuş, öncelikli olarak şu andaki temel meselenin mülteciler meselesi olduğunu, bunun artık AB'yi birinci derecede ilgilendiren ve rahatsız eden bir konu haline geldiğini söyledi.

AB'nin önemli bir ülkesi, AB siyasetinde en etkin ülkelerden biri olarak da Almanya'nın birebir bu konuyla ilgilendiğini ifade eden Kurtulmuş, Almanya ve Türkiye'nin müttefik iki ülke olarak, mülteciler sorununa nasıl çözüm bulunacağının konuşulacağını kaydetti.

Kurtulmuş, "Ümit ediyorum somut bazı adımların atılmasının kararlaştırılacağı toplantılar olacaktır" dedi.

Bir gazetecinin, "1 milyar avroluk yardım önergesi vardı Almanya'nın" şeklindeki ifadesine karşılık da Kurtulmuş, "Mesele 1 milyar dolar, 2 milyar dolar meselesi değildir. Türkiye 7.2 milyar dolar, 5 yılda, 4,5 yılda bu konuya harcamış olan bir ülkedir. Biz AB ülkelerinden daha zengin olduğumuz için ya da dünyadaki zengin ülkelerden, bölgemizdeki zengin ülkelerden daha zengin olduğumuz için bu parayı harcamadık. Cebimizde çok para olduğu için değil, kalbimiz daha zengin olduğu için bu harcamayı yaptık. Ümit ederim ki burada mülteci sorununa çözüm bulabilecek önemli çalışmalar yapılır ve önemli bir sonuç bulunur" diye konuştu.

Haber Ara