Bakan Lazar, düzenlediği haftalık basın toplantısında yaptığı konuşmada, 15 Eylül'den itibaren sığınmacı krizi ile ilgili yeni bir dönemin başlayacağını belirterek, '15 Eylül'den sonra Macaristan güzergahını seçen sığınmacılar artık kanunlara saygı göstererek ülkeye resmi noktalardan giriş yapmak zorunda kalacak. Sınır kapılarında da iltica başvurusu yapılabilecek. Bu başvuru sonuçlanıncaya kadar -en fazla 12-14 gün- başvuru yapanlar hukuki koruma altına alınacaklar' dedi.
Sınırda artık iki sığınmacı grubun olacağını belirten Lazar, 'Sınırda iki grup olacak. Birincisi, iltica başvurusunda bulunduktan sonra onları mülteci kamplarına götüreceğiz. Bunlar ülkede serbest bir şekilde dolaşabilecekler. Diğer grup ise Macaristan'a giriş yapmadan Sırbistan sınırında bekleyecekler' ifadelerini kullandı.
Lazar ayrıca, İçişleri Bakanlığı'nın, sayıları her geçen gün artan sığınmacılardan dolayı hükümetten 'kriz durumu' ilan etmesini istediğini ve hükümetin bu teklifi haftaya salı günü görüşeceğini söyledi.
Macaristan tarafından Sırbistan sınırına çekilen tel örgü işlemlerinin çok hızlı bir şekilde devam ettiğini ve çalışmaların daha önce bitiş tarihi olarak açıklanan 31 Ekim'den bir ay önce bile bitirilebileceğini kaydeden Lazar, şöyle devam etti: 'Şimdiye kadar günde on kilometrelik alanda çalışmalar yapılıyordu. 15 Eylül'e kadar Röszke kasabasındaki demiryolu hattı da tel örgü ile kapatılacak. Ayrıca Eylül ayı sonuna doğru orduya bazı hukuki sorumluluklar da verilebilir.'
Macaristan'a bu yıl başından beri 176 bin kişinin yasa dışı yollardan girdiğini ifade eden Lazar, 'Mültecilerin kalabilecekleri kamp sayısını arttıracağız. Başbakan Viktor Orban, İçişleri Bakanı Pinter Sandor'a en az 2-3 tane daha kamp kurması yönünde talimat verdi' diye konuştu.
Lazar, sığınmacı kriziyle ilgili ayrıca, bölgede organize suç örgütlerinin güçlendiğini ve Macaristan'da terör tehlikesinin arttığını söyledi.
Avusturya Başbakanı Werner Faymann'ın, Macaristan Başbakanı Viktor Orban hakkındaki açıklamalarının kabul edilemez olduğunu vurgulayan Lazar, ayrıca Almanya'nın sığınmacı politikasında, 'ucuz iş gücü' düşüncesi değil de 'insanlık değerlerini' göz önünde bulundurması gerektiğini söyledi.
- Macaristan kota uygulamasına karşı
AB'de hayata geçirilmek istenen kota uygulaması ile ilgili ise Lazar, 'Öncelikle ana sorunlarda hemfikir olunmalı. Örneğin, birinci hedef Avrupa sınırlarının korunması olmalı. Avrupa'nın büyük güçlerinden bazılarının bu meseleyi, Macaristan'a dikte ettirmeye çalışmasını hükümetimiz kesinlikle kabul etmeyecektir" değerlendirmesinde bulundu.
Lazar, 100 bin kişilik büyüklükteki kampın kurulmasının mümkün olmadığını sözlerine ekledi.
