Bülbül, Mimar Sinan Vakfı Konferans Salonu'nda düzenlenen Edirne Uluslararası Öğrenciler Akademisi Sertifika Töreni'nde yaptığı konuşmada, dünyada ayrımcılık, dışlama ve ötekileştirmenin artış gösterdiğini anlattı.
Bunlarla mücadele edebilmek için bu yıl "Ayrımcılıkla Mücadele Programı" açtıklarını belirten Bülbül, yurtdışından gelen öğrencilerin ülkelerinden sivil toplum kuruluşlarının da programa başvurabileceğini söyledi. Bülbül, öğrencilerle sadece öğrencilik değil, hayatın her aşamasında nerede olurlarsa olsun devam edecek bir ilişki kurduklarını kaydetti.
Soydaş ve akraba topluluklarıyla ilgili faaliyetleri hakkında bilgi veren Bülbül, şöyle devam etti:
Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu, Afrika coğrafyasını daha da yakınlaştırmakla görevli bir kurumuz. Bu konuda çalışmalarımız var. Akademide öğrenciler arasında Suriye, Cezayir, Fas, Tunus ve Mısır'dan gelenler var. Size bir soru, 'Bizim Tunuslu bir başbakanımız oldu mu?' Yok diyebiliyorsunuz. Birkaç ay önce Mısır'dan bir heyet geldi ve onlara dedim ki, 'Bizim 100 yıl önceki Başbakanımız Mısırlı'ydı ve kimdi?' Maalesef onlar da bilemediler. Sait Halim Paşa'ydı. 1876'da bizim başbakanımız Tunuslu Hayrettin Paşa'ydı, sadrazam. Bu bizim için çok yeni bir durum değil. Sırp bakanlarımız, başbakanlarımız, Ermeni, Arap gibi farklı unsurlardan bakanlarımız, başbakanlarımız oldu. Bu işleri tekrar güçlendirmekle görevli kurumuz. Bu konuda çalışmalarımız var."
- "Adaletin herkes için var olduğu bir dünyada yaşamıyoruz"
Kudret Bülbül, haklının değil, güçlünün hakim olduğu bir dünyada yaşandığını vurgulayarak, Myanmar'da insanların dünyanın gözü önünde denizde günlerce aç ve susuz kaldığını anlattı.
Adaletin herkes için var olduğu bir dünyada yaşanmadığını aktaran Bülbül, "Dünyanın gözü önünde bütün bunlar oluyor. Orada hiçbir ülke kabul etmiyor. Dünyanın gelişmiş hiçbir ülkesinden tek bir kınama bile çıkmıyor. Bunu hep birlikte izliyoruz" diye konuştu.
Dünyada kimsesiz ve ihtiyaç sahibi insanlara yardımın olmadığını belirten Bülbül, şunları dile getirdi:
"Dünyanın en büyük sorunu birlikte yaşayamamadır. Farklı olanla yeniliklerle farklı kültürlerle farklı renkteki insanlarla nasıl birlikte yaşayacağız? Bu, bugün dünyanın en temel sorunudur. Avrupa'da islamofobi, dışlama ve ötekileştirme yükseliyor. Bu yeni bir durum değil. Avrupa bunu İkinci Dünya Savaşı öncesinde de yaşamıştı. Geçen hafta Avrupa Parlamentosu'nda, bir ay kadar önce Almanların koordine ettiği bir toplantıda konuştum. Bu, dünyamızın gerçekten karşı karşıya kaldığı en ciddi sorun. İkinci Dünya Savaşı'nda özellikle Almanya'da, Yahudiler üzerinde yapılan tartışma, Yahudilik ya da Yahudiler ile ilgili bir tartışma değildi. Avrupa'nın farklı olanla yaşama geleneğine sahip olmamasından kaynaklanan bir tehdit algısıydı."
- "Bu yıl 5 bin öğrenciye burs vereceğiz"
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Kudret Bülbül, yurt dışından gelerek Türkiye'de eğitim gören öğrencilerin akademi sayesinde dostluklar kurduğunu söyledi.
Öğrencilerin akademiyle çeşitli kazanımlar elde ettiğini belirten Bülbül, bu öğrencilerin ilerleyen zamanlarda kendi ülkelerinde bakan, başbakan yardımcısı veya başbakan olabileceğini aktardı.
Türkiye'nin yakın dönemde büyük mesafeler aldığını anlatan Bülbül, şunları kaydetti:
"Bu programları biz 18 ilde 23 sivil toplum örgütüyle gerçekleştirdik. Geleceğe ilişkin 'vizyonum var, iddiam var, sözüm var' diyen bütün sivil toplum kuruluşlarına 'buyurun' diyoruz. 'Geleceğin Türkiyesi'ni, geleceğin dünyasını birlikte inşa edelim' diyoruz. Biz sadece öğrenci faaliyeti yapan bir kuruluş değiliz, ancak öğrenci faaliyetleri son derece önemlidir. Her yıl binlerce öğrenciye burs veriyoruz. Bu yıl 5 bin öğrenciye burs vereceğiz. Bu 5 bin öğrenci için 182 ülkeden 155 bin giriş, 95 bin tamamlanmış başvuru aldık."
Kudret Bülbül'ün konuşmasının ardından 25 farklı ülkeden 160 uluslararası öğrenciye akademi sertifikası verildi.
