Davutoğlu, partisinin il başkanlığınca Buca Pazaryeri'nde düzenlenen mitingde, AK Parti iktidarı döneminde eğitim çağındaki çocukların ders kitabı ve bilgisayarının devlet tarafından verildiğini, okulların akıllı tahtalarla donatıldığını söyledi.
Konuşmasında Ankara'daki terör saldırısına da değinen Davutoğlu, "O haince, hunharca terör katliamından sonra eş başkan dedikleri, devlete 'katil' demeye cüret etti ya, hani Kılıçdaroğlu da gitti onunla konuştu bunları. İşte biz onların, 'katil' diye adlandırdıkları devleti, şefkatlerin en derin şefkatiyle, millete yaklaşan devlet kılıyoruz. Biz devleti milletle buluşturduk, devlete sahip çıktık" diye konuştu.
Bir hafta içerisinde büyük devrimlere imza attıklarını belirten Davutoğlu, Türksat 4B uydusunun uzaya fırlatıldığını, ayrıca yavru vatan Kıbrıs'a dünyada ilk kez uygulanan projeyle su götürdüklerini ve bu sayede ana vatanla yavru vatanı birbirine bağladıklarını dile getirdi.
Üniversitelilere ücretsiz internet olanağı sağladıklarını ifade eden Davutoğlu, öğrenciler üzerindeki sınav baskısını azaltmak için üniversiteye geçiş sınavını yılda birden fazla yapacaklarını, çocukların sporla, sanatla, kültürle iç içe olmalarını sağlayacaklarını, ücretsiz müze kartı vereceklerini, kütüphane ve müzelerde de dersler yapılacağını, ortaöğretimden mezun olan gençlerin mutlaka bir spor dalında veya bir enstrümanı çalacak şekilde eğitilmiş olacağını vurguladı.
- "İşte hocanız burada"
Talep eden her gence yurt imkanı sağlayacaklarını anlatan Davutoğlu, yarı zamanlı çalışan öğrencilerin bursunun devam edeceğini, gençlerin yurt dışı seyahatlerinde pasaport harcı alınmayacağını ve THY'nin indirimlerinden yararlanabileceklerini dile getirdi.
Başbakan Davutoğlu, "Öğrenciler, az önce beni 'hoca' diye karşıladınız. İşte hocanız burada, öğrencilere ne gerekiyorsa boynumun borcu, hepsini yapacağız. Her bir öğrenci benim için evlat mesafesindedir. Öğretim üyeliği hayatımda öğrencilerle çocuklarımı bir an bile ayırmadım, Türkiye'deki 78 milyon vatandaşımın çocuklarını da kendi çocuklarımız gibi görüyoruz. Allah onlara güzel gelecek kurmak için bize yardım etsin" diye konuştu.
Üniversiteyi bitirenlerin 2 yıl süreyle genel sağlık sigortasını devletin ödeyeceğini, iş kurmak isteyenlere de dünyada ilk kez uygulanan modelle 50 bin lira karşılıksız can suyu sermayesi ve isterse 100 bin lira faizsiz kredi vereceklerini bildiren Davutoğlu, çiftçilikle uğraşmak isteyene de 30 bin lira karşılıksız ilk sermaye vereceklerini anlattı.
Davutoğlu, vatandaşların "dik dur eğilme, bu millet seninle" tezahüratı üzerine, "İzmirliler, Hasan Tahsin eğildi mi Yunan işgali karşısında, biz eğilir miyiz, biz onların çocuklarıyız. Bize baş eğdirmek mümkün mü. Sizlerin başının dik duracağı, bu al bayrağın dünyanın her yerinde onurla dalgalanacağı yeni ve büyük Türkiye'yi hep beraber kuracağız" dedi.
AK Parti taahhütnamesinde yer alan "çeyiz hesabı ve konut yardımı" hakkında bilgi veren Davutoğlu, asgari ücretin 1300 lira olacağını, asli işlerdeki tüm taşeron işçilere kadro imkanı vereceklerini, TOKİ'nin ayda sadece 240 lirayla tüm vatandaşları ev sahibi yapacağını, gübre ve yemden KDV almayacaklarını, ürünlerini lisanslı depolarda saklamak isteyenlere kira desteği vereceklerini, seralara verilen elektriği ucuzlatacaklarını, 5 bin köye 5 bin gelir getirici orman projesiyle orman köylülerini ihya edeceklerini söyledi.
Davutoğlu, ayrıca emeklilere bin 200 lira daha ek gelir vereceklerini, polisin 2 bin 200 olan ek göstergesini 3 bine çıkaracaklarına işaret etti.
Konuşmasında muhalefet partilerini eleştiren Başbakan Davutoğlu, "Diğerleri meydanlarda yok, neden yoklar. Çünkü onların iktidar olma ümitleri yok. Türkiye'de hizmet aşkıyla, iktidar ümidini taşıyan tek parti AK Parti, milletle buluşan, meydanı teröriste bırakmayan tek parti AK Parti'dir. Ufuk şehri İzmir'i güzelleştirecek tek parti AK Parti'dir" şeklinde konuştu.
- "İlk günkü aşkla 'hadi bismillah' diyoruz"
Emek yoğun sektörlerde yatırım yapmak isteyenlere fabrikayı kurup anahtar teslimi vereceklerini, sembolik kira alacaklarına değinen Davutoğlu, konuşmasında "Biz öyle bir yeni Türkiye kuracağız ki vatandaşları değil namerde merde dahi muhtaç olmayacak. Bu vaatlerden memnun musunuz, biz bu vaatleri yapar mıyız, sözümüzün eri miyiz ? Hiç şüphe etmeyin, ne söz verdiysek birer birer gerçekleşecek. Tüm kazanımları koruyacağız. 1 Kasım'da Allah'ın izniyle yeniden sefere çıkıyoruz, geleceği fethetmek için Türkiye'yi büyük ve güçlü kılmak için sefere çıkıyoruz. İlk günkü aşkla 'hadi bismillah' diyoruz. Bizimle bu yolda 'haydi bismillah' demeye var mısınız ?" ifadelerini kullandı.
- "Aradaki fark bu"
Başbakan Davutoğlu, 7 Haziran seçimleri sonrası milletin 'uzlaşın' mesajını aldıklarını, tüm partilerin kapısını çaldıklarını, MHP lideri Bahçeli'nin daha ilk gün kapılarını kapattığını, "ben kimseyle hükümet kurmam" dediğini belirterek, şöyle devam etti:
"Yuhalamayın ama MHP'li kardeşlerim onun notunu vereceklerine eminim. Bugün 'hayır' diyenlerden millete hayır olur mu ? Siyaset, düğümleri çözme sanatıdır. Bu düğümleri daha da kötüleştirme sanatı değildir. Milletin verdiği sorumluluktan kaçılmaz. Bahçeli bu fikirde değil. Gelin beraber hükümet kuralım, hayır, gel seçime hükümet kurup beraber gidelim, hayır, gelin anayasal hükümet kuralım, hayır dediler. Biz dağlarda teröristle mücadele eden Mehmetçiklerimizle har an ülkemizin geleceğiyle ilgili kaygılanır, onun için çabalarken, Sayın Bahçeli köşede oturmayı tercih etti."
-"13 yıllık bir başarı hikayesini yok saydırmayız"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun da blok siyaseti yürüttüğünü, AK Parti'yi dışlamaya çalıştığını ancak başarılı olamadığını, koalisyon görüşmelerinde ise AK Parti'nin en temel gördüğü ilkelerin dışında teklifler sunduğunu anlatan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hükümet kurarız ama 13 yıllık bir başarı hikayesini yok saydırmayız. 13 yıllık destan yazıldı, bu destanı yok sayanlarla oturmayız. İnşallah nice 13 yıllara devam edeceğiz. Nihayetinde bir uzlaşma hükümeti kurulamadı. Böylece AK Parti ile diğerleri arasında fark ortaya çıktı. Bir tarafta 13 yıldır milletin güvenerek emaneti verdiği AK Parti, diğerleri ise 3 ay ülkeyi seçime götürmek için kurulan anayasal hükümete bile ortak olmaktan kaçan, sorumluluktan kaçan bir zavallılar güruhu. İşte aradaki fark bu. Muhalefet partilerini uyardık, 'istikrarsızlığın faturasını millete ödetmeyin, kibrinizi, kişisel çıkarlarınızı bir kenara bırakın, milletin başını önüne eğdirmeyin' dedik, dinlemediler. Sadece görevden değil işte görüyorsunuz meydanlardan da kaçıyorlar, bu meydanlar milletin meydanları, demokrasi meydanları, onlar meydanları terk ettiler. Ama biz asla terk etmedik, terk etmeyeceğiz."
(Sürecek)
