Bozkır, TRT Haber'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Avusturya temasları sırasında muhataplarına "terörle mücadelede Türkiye ile bazı Batı ülkeleri arasında bir yaklaşım farkı olduğunu" ifade ettiğini belirten Bozkır, "Çok önemli bir anımızda dostlarımızı yanımızda görmek istiyoruz, dayanışma içerisinde olmak istiyoruz mesajı verdim. Bu görüşmemiz sonrasında ve akabinde de olumlu bir yaklaşım oldu. Avrupa Komisyonu Sözcüsü 'PKK'nın AB'nin terör örgütü listesinde olduğunu, PKK'yı hiçbir şekilde desteklemediklerini ve Türkiye'nin yanında olduklarını' ifade eden bugüne kadarki en güçlü açıklamayı yaptı" diye konuştu.
Bozkır, çözüm sürecini başlatanın aslında AK Parti hükümetleri olduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Bugüne gelmesinin tek nedeni AK Parti hükümetlerinin sürece olumlu bakmasıdır. Çok büyük siyasi riskler alarak ama esas hedefin Türkiye'de öteki kavramının kalkması, etnik kimliğine dayanılarak hiç kimsenin kendisini yabancı, öteki hissetmemesi amacıyla bu başlandı. Fakat, bunun çok önemli bir noktası PKK terör örgütünün silah bırakması ve Türkiye'deki silahlı militanların yurtdışına çıkmasıydı. Bütün konuşulan noktalarda bunun olmazsa olmaz bir husus olduğu ortadaydı. Maalesef buna riayet edilmedi ve seçimlerden sonra belki de 'seçim sonuçlarında Türkiye zayıf bir noktadadır, hükümet kurulamıyor, dolayısıyla bundan yararlanalım' zihniyeti içinde birdenbire silaha sarılalım çağrıları, ateşkes bitti çağrıları ve onun akabinde de tabi terör eylemleri başladı."
Türkiye'nin hiç bir zaman hükümetsiz kalmadığına dikkati çeken Bozkır, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti olarak bugünün şartlarında dahi en önemli kararlar alınarak, terörle mücadeleyi biz üç terör örgütüyle başlattık. Bizim bakımımızdan DAEŞ de aynıdır, DHKP/C de aynıdır, PKK da aynıdır" ifadelerini kullandı.
- "Milletin seçtiği adaylar, Kandil'de saptanıyor"
Bozkır, "Devletin güçleri her zaman devleti, ülkeyi korumak için gayet tabi silahlı olacaklardır" diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Buradaki mesele silah taşıma yetkisi olmayan, insanları öldürmeye yönelik amaçlar taşıyan terör örgütlerinin silah bırakmasıdır. Dolayısıyla, barış sürecine tekrar geri dönülecekse tek bir şartı var, silahlar bırakılacak. Sadece bırakılmakla da kalmayacak silahlar çimentoya gömülecek. Türkiye'de mevcut bütün silahlı militanlar Türkiye'yi terk edecek. Bu eğer sağlanabilirse o zaman barış, çözüm sürecinin tekrar başlatılması gündeme gelebilir."
HDP'nin PKK ile olan ilişkilerini gözden geçirmesi gerektiğinin altını çizen Bozkır, "Terör örgütüne çağrıyı yaparken, 'silahı bırakın, insan öldürmeyi bırakın, mutabakatlara riayet edin, Türkiye'yi terk edin' çağrısı yaparsa ancak HDP, Türk vatandaşlarının gözünde bir parti olarak gözükebilir. Bunun dışında sadece ve sadece PKK terör örgütünün uzantısından başka bir konuma bundan sonra ulaşamaz" şeklinde konuştu.
Bozkır, "Türkiye'de PKK terör örgütü var, bir siyasi parti var. Siyasi partiyi millet seçiyor ama maalesef milletin seçtiği adaylar Kandil'de saptanıyor" diyerek, "Kandilde saptandığı için de seçimler sonrasında ortaya çıkan yeni tabloda, HDP, PKK'nın silah bırakmasını, Türkiye'yi terk etmesini sağlayabilecek güce sahip değil. Ya kendini ispat için bunu gerçekleştirir ya da PKK'nın uzantısı olduğu gerçeğini üzerinden atamaz" dedi.
"Türkiye'de hiç bir parti HDP ile bir koalisyonu istemiyor ve bunu yaptığı takdirde bir töhmet altında kalacağı görüntüsü var" diyen Bozkır, "HDP'nin burada bu mesajı doğru alması lazım. Kendine çeki düzen verip bu beklenen açıklamayı yapması lazım" ifadesini kullandı.
- "Bugünün şartlarında yanımızda olanlar gelecekte dost olarak hatırlanacaktır"
Bozkır, konuya ilişkin Avrupa temaslarına da değinerek, şunları kaydetti:
"Avrupalı kişilerle konuşurken de burada şöyle bir kanaat var, 'Avrupa'da HDP'de bir partidir koalisyona girsin, şu olsun, bu olsun..'. Ben şunu söylüyorum. HDP'ye destek verirsiniz, vermezsiniz bu sizin kararınız ancak HDP ile bütün temaslarınızda şu üç soruyu sorun. 'HDP olarak PKK'ya terör örgütü diyebiliyor musunuz?' İki, 'PKK'ya silah bırakman lazım diyebiliyor musunuz?', 'PKK'ya al militanlarını Türkiye dışına çık diyebiliyor musunuz?'. 'Eğer bu soruları sorduğunuzda cevapları sizin düşünceleriniz dışında alıyorsanız o zaman HDP ile ilgili tavrınızı da ona göre düzene sokmanız gerekir' diye söylüyorum."
Bozkır, PKK, DAEŞ ve DHKP/C terör örgütlerinin eş zamanlı saldırılarına ilişkin soru üzerine, şunları söyledi:
"Biz, 'Terör örgütleri arasında ayırım yapmayın, iyisi kötüsü olmaz' derken, yıllardır söylediğimiz bir şey bugün aslında kafalara dank diye vuruyor. Biz aynı anda DAEŞ, DHKP/C ve PKK terörüne karşı mücadele başlattığımız zaman, aslında bir çok kimse 'DAEŞ'e başlat da, PKK nereden çıktı?' diyordu ama son saldırılar yıllardır söylediğimizi teyit ediyor"
Türkiye'nin mücadelesi sırasında Batı'dan destek beklediklerini ifade eden Bozkır, "Batı dünyasındaki dostlarımızı mesajları ve imkanlarıyla yanımızda görmek istiyoruz. Köstek olmalarını da arzu etmiyoruz. Bugünün şartlarında yanımızda olanlar gelecekte dost olarak hatırlanacaktır. Eğer bizim bu kadar önemli anımızda bölge istikrarı, dünya barışı, dünyanın terörden ayıklanması için yaptığımız mücadelede ufak tefek saiklerle bize köstek olanlar olursa da bunları hiçbir zaman unutmayız" ifadelerini kullandı.
Bozkır, terör örgütlerinin şehir içinde asayiş kaygısı yaratacak şekilde eylemlerde bulunmasıyla ilgili soruya, "Bu bir anlamda saman alevi gibi giderek azalan yapıdadır. Devlet güçlüyse, terör kendini güçsüz hisseder" yanıtını verdi.
PKK'nın çözüm sürecini istismar ettiğini de belirten Bozkır, hiçbir taviz verilmeden örgütle mücadele edileceğini vurguladı.
